Translation of "Sırt" in English

0.007 sec.

Examples of using "Sırt" in a sentence and their english translations:

Sırt çantan nerede?

Where's your backpack?

Sırt problemlerim var.

I have back problems.

Sırt çantası nedir?

What is in the backpack?

Sırt üstü yat.

Lie back down.

Sırt üstü uzanıyordum.

I was lying on my back.

Fadıl'a sırt çeviremezdim.

I wouldn't turn my back on Fadil.

Sırt çantamı tut.

Hold my backpack.

Sırt çantanı unuttun.

You forgot your backpack.

Sırt çantanı düşürdün.

You dropped your backpack.

Sırt çantanızı boşaltın.

Empty your backpack.

Sırt ağrısından şikayetçiydi.

She was complaining of back pain.

Sırt çantasına bakayım.

Let me look in the backpack.

- Birisi sırt çantamı çaldı.
- Biri benim sırt çantamı çaldı.

Someone stole my rucksack.

- Sırt çantan sugeçirmez mi?
- Sırt çantan su geçiriyor mu?

Is your knapsack waterproof?

Sırt çantasıyla seyahat ettik,

We traveled backpacker style

O sırt üstü yatıyordu.

He lay face up.

Tom'un sırt çantası orada.

Tom's backpack is over there.

Git sırt çantanı al.

Go grab your backpack.

O, sırt üstü yüzebilir.

He can swim on his back.

O, sırt çantasını açtı.

She opened her backpack.

Bana sırt çantasını ver.

Give me the backpack.

Eşyanı sırt çantana koy.

Put your stuff in your backpack.

Tom sırt çantasını taktı.

Tom put on his backpack.

Sen sırt çantanı unuttun!

You forgot your backpack!

Sırt çantanı yere koy.

Put down your backpack.

O sırt çantasını açıyor.

She unzips her backpack.

Tom sırt üstü uzanıyor.

Tom is lying on his back.

O benim sırt çantamda.

It's in my backpack.

Tom'un sırt sorunları var.

- Tom has back problems.
- Tom has problems with his back.

Çok sırt ağrısı çekiyorum.

I've been having a lot of back pain.

Bu sırt çantası mavimsidir.

This backpack is blue-ish.

Tom'un sırt ağrısı var.

Tom has a backache.

Tom sırt ağrısından yakındı.

Tom complained that his back hurt.

Bunu sırt çantana koy.

Put this in your backpack.

Tom sırt çantasını açtı.

Tom opened his backpack.

Tom sırt masajlarına düşkündür.

Tom is fond of back massages.

Sırt ağrısını nasıl engellersiniz?

How do you prevent back pain?

Biri sırt çantamı çaldı.

Someone stole my backpack.

Bu sırt çantasını al.

Take this backpack.

Kitaplarımı sırt çantama koydum.

I put my books in my pack.

Sırt çantan var mı?

Do you have a backpack?

Sırt çantamı evde bıraktım.

I left my backpack at home.

Tom sırt çantasını tuttu.

Tom grabbed his backpack.

Tom sırt masajı istedi.

Tom asked for a back massage.

Tom artık Mary'ye sırt çeviremez.

Tom can't turn his back on Mary now.

Tom sırt ağrısından şikâyet ediyordu.

Tom was complaining of back pain.

Bütün arkadaşlarım bana sırt çevirdi.

All my friends turned their back on me.

Tom sırt çantasını toplamaya başladı.

Tom started packing his backpack.

O bir sırt masajı istedi.

He wanted a back massage.

Sırt çantasında birkaç kitap var.

There are a few books in the backpack.

Tom sırt çantasının fermuarını açtı.

Tom unzipped his backpack.

Bu mavi sırt çantası ağır.

This blue backpack is heavy.

Tom bir sırt çantası taşıyor.

Tom is carrying a backpack.

Tom'un bir sırt yarası var.

Tom has a back injury.

O senin sırt çantan mı?

Is that your knapsack?

Yarın bir sırt çantası alacağım.

I'll buy a backpack tomorrow.

Sırt ağrından Tom'a bahsettin mi?

Have you told Tom about your back pain?

Tom'un sırt çantası kapının yanında.

Tom's backpack is near the door.

Tom kitaplarını sırt çantasına tıkıştırdı.

Tom shoved his books into his backpack.

Tom kronik sırt ağrısından muzdarip.

Tom suffers from chronic back pain.

Tom sırt çantasını masaya attı.

Tom tossed his backpack on the table.

Tom sırt çantasını masaya koydu.

Tom put his backpack on the table.

Tom sırt çantalı bir gezgin.

Tom is a backpacker.

O, sırtında bir sırt çantası taşıyor.

She is carrying a backpack on her back.

O yıllardır sırt ağrısından sıkıntı çekiyor.

He's been having trouble with back pain for years.

Tom ve Mary sırt çantalı gezginlerdir.

Tom and Mary are backpackers.

Tom sırt üstü uzanıyor, tavana bakıyor.

Tom is lying on his back, staring at the ceiling.

Birkaç ay önce sırt ameliyatı oldum.

I had back surgery a couple of months ago.

Sırt ağrısı ile yıllardır sorun yaşıyor.

She's been having trouble with back pain for years.

Tom sırt çantasına bir şeyler sokuşturdu.

Tom shoved his stuff into the backpack.

Birçok öğrenci okula sırt çantası taşır.

Most students carry backpacks to school.

Birçok sırt ağrısı kendiliğinden iyi olur.

Most back pain gets better on its own.

Tom sırt kaşıyıcısı ile sırtını kaşıdı.

Tom scratched his back with a backscratcher.

Tom sırt çantasını aldı ve gitti.

Tom grabbed his backpack and left.

Bu sırt çantası ona mı aittir?

Does this backpack belong to him?

Dan, Linda'nın sırt çantasını ormanda buldu.

Dan discovered Linda's backpack in the woods.

Kurbağalama yüzebilirim ama sırt üstü yüzemem.

I can do breaststroke but not backstroke.

Mary'nin sırt ağrısı ona işkence yapıyordu.

Mary's back pain was torturing her.

Tom ağır bir sırt çantası taşıyordu.

Tom was carrying a heavy backpack.

Akupunktur sırt ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Acupuncture can help relieve back pain.

Önemli bir sırt ağrısı ile uğraşıyorum.

I've been dealing with major back pain.

Tom sırt çantasını tezgahın üzerine attı.

Tom tossed his backpack on the counter.

Tom kitaplarını sırt çantasına geri koydu.

Tom put his books back into his knapsack.

Kendime yeni bir sırt çantası almalıyım.

I should buy myself a new backpack.

Tom sırt çantasını aldı ve odadan ayrıldı.

Tom grabbed his knapsack and left the room.

Tom sırt çantasına bazı gerekli şeyleri doldurdu.

Tom packed some essentials into his knapsack.

Tom sırt çantasını açtı ve iPad'ini çıkardı.

Tom opened his backpack and took out his iPad.

Tom el feneri için sırt çantasına uzandı.

Tom reached into his knapsack for a flashlight.

Tom sırt çantasını arabanın arka koltuğuna bıraktı.

Tom put his backpack on the back seat of the car.

Sırt üstü yatıp bulutların geçişini izlemekten hoşlanıyorum.

I like to lie on my back and watch the clouds drift by.

Bu sırt çantası çok paraya mal oldu.

This backpack cost a lot.

Ordu fazlası mağazasında bir sırt çantası aldım.

I bought a backpack at the army surplus store.

Bunlar Tom ve Mary'nin sırt çantaları mı?

Are these Tom's and Mary's bags?

Sırt üstü yattığınızda nefes almakta zorlanıyor musunuz?

Do you have difficulty breathing when you lie down flat?