Translation of "Tanıdığım" in English

Tanıdığım herkes oradaydı.

- Everyone I know has been there.
- Everybody I know has been there.

Tanıdığım herkesi aradım.

- I called everyone I know.
- I've called everyone I know.

Tanıdığım herkes sinirli.

Everyone I know is angry.

- Sen tanıdığım en zengin adamsın.
- Tanıdığım en zengin adamsın.

You're the richest man I know.

- Tanıdığım hiç kimse Tom'u sevmiyor.
- Hiçbir tanıdığım Tom'dan hoşlanmıyor.

- No one I know likes Tom.
- Nobody I know likes Tom.

Tanıdığım herkes hayvanları seviyordu

Like, everyone I knew loved animals,

O, tanıdığım birine oldu.

It happened to someone I know.

Önceden tanıdığım birine benziyorsun.

You sound like someone I used to know.

Tanıdığım en iyi şarkıcısın.

You're the best singer I know.

Bu iyi tanıdığım kız.

This is the girl I know well.

Tom tanıdığım tek Kanadalıdır.

- Tom is the only Canadian I know.
- Tom is the only Canadian that I know.

Tom tanıdığım tek trompetçidir.

Tom is the only trumpet player I know.

Tanıdığım herkes Google kullanır.

Everyone I know uses Google.

O, tanıdığım tek kişi.

It's the only one I know of.

Sen tanıdığım tek Kanadalısın.

You're the only Canadian I know.

Bu iyi tanıdığım adamdır.

That is the man whom I know well.

Boston'da tanıdığım tek kişisin.

You're the only person I know in Boston.

Tanıdığım herkes bunu yaptı.

- Everybody I know has done that.
- Everyone I know has done that.

Tanıdığım en güzel kadınsın.

You're the most beautiful woman I know.

Tanıdığım en akıllı adamsın.

You're the smartest man I know.

Avustralya'da tanıdığım biri var.

I know someone in Australia.

- Tom tanıdığım en cesur kişidir.
- Tom tanıdığım en cesur kişi.

Tom is the bravest person I know.

- Tom benim tanıdığım en güçlü adam.
- Tom tanıdığım en kuvvetli adam.

Tom is the strongest man I know.

- Avustralya'da tanıdığım tek insan sensin.
- Avustralya'da tanıdığım bir Allah'ın kulu sensin.

You're the only person I know here in Australia.

O, benim iyi tanıdığım kızdır.

That is the girl whom I know well.

O, tanıdığım en tembel insandır.

He's the laziest person I know.

O, tanıdığım en tembel kişidir.

- She's the laziest person I know.
- She is the laziest person I know.

Sen tanıdığım en tembel insansın.

You're the laziest person I know.

O, tanıdığım en kısmık kimse.

He is the stingiest person I know.

Sen tanıdığım en aptal adamsın.

You are the stupidest fellow I've ever met.

Tom'u benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.

You don't know Tom like I do.

Burada tanıdığım tek kişi Tom.

The only person I know here is Tom.

Tanıdığım bütün erkekler arabaları severler!

All the men that I know love cars!

Tanıdığım adamların hepsi arabaları seviyor!

All of the men that I know like cars!

Tom tanıdığım en şişman kişi.

Tom is the fattest person I know.

Bana önceden tanıdığım birini hatırlatıyorsun.

- You remind me of somebody I used to know.
- You remind me of someone I used to know.

Daha önce tanıdığım birine benziyorsun.

You look like someone I used to know.

Tom burada tanıdığım tek kişi.

- Tom is the only person I know here.
- Tom is the only one here that I know.

Partide tanıdığım herhangi birini görmedim.

I didn't see anyone at the party that I knew.

Tom tanıdığım en cimri kişi.

Tom is the stingiest person I know.

Tom tanıdığım en iyi marangoz.

Tom is the best carpenter I know.

Tom tanıdığım en tembel kişi.

Tom is the laziest person I know.

Tom tanıdığım en zengin kişi.

Tom is the richest person I know.

Tom tanıdığım en iyi yüzücü.

Tom is the best swimmer I know.

Tom tanıdığım en iyi şarkıcı.

Tom is the best singer I know.

Tom'u seven tanıdığım tek kişisin.

You're the only one I know who likes Tom.

Sen tanıdığım en akıllı kişisin.

- You're the smartest person I know.
- You are the smartest person I know.
- You're the smartest person that I know.

Tanıdığım herkesin bir tane var.

Everyone I know has one.

Neredeyse tanıdığım herkes Fransızca konuşabilir.

- Almost everyone I know can speak French.
- Almost everybody that I know can speak French.
- Almost everyone that I know can speak French.
- Almost everybody I know can speak French.

Tanıdığım herhangi başka birine benzemiyorsun.

You're not like any other person I know.

Tanıdığım en muhteşem insanlardan birisin.

You're one of the most brilliant people I know.

Tom tanıdığım tek profesyonel müzisyendir.

Tom is the only professional musician I know.

Bu beyefendi benim bir tanıdığım.

This gentleman is an acquaintance of mine.

Tom toplantıda tanıdığım tek kişiydi.

Tom was the only one at the meeting that I knew.

O tanıdığım en küçük maymun.

He's the cheekiest little monkey I know.

Sen tanıdığım en sıkıcı insansın.

You are the most boring person I know.

Tom tanıdığım en akıllı kişi.

Tom is the smartest person I know.

Boston'da burada tanıdığım tek kişisin.

You are the only person that I know here in Boston.

Tom tanıdığım en zengin adam.

Tom is the richest guy I know.

O benim eski bir tanıdığım.

She is an old acquaintance of mine.

Tom Boston'dan tanıdığım tek adam.

Tom is the only guy I know from Boston.

O, tanıdığım bir adama benziyor.

He looks just like a guy I know.

Onları benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.

You don't know them like I do.

Onu benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.

You don't know him like I do.

Tom tanıdığım en iyi baterist.

- Tom is the best drummer I know.
- Tom is the best drummer that I know.

Seni tanıdığım için çok mutluyum.

I'm very happy to have met you.

Burada tanıdığım tek adam sensin.

You're the only guy here I know.

Mary tanıdığım en güzel kız.

Mary is the most beautiful girl I know.

Sen tanıdığım en iyi insansın.

You're the kindest person I know.

Sen burada tanıdığım tek kişisin.

You're the only person I know here.

Sen tanıdığım yüzemeyen tek kişisin.

- You're the only person I know who can't swim.
- You're the only person I know that can't swim.
- You're the only person that I know who can't swim.

Sen yüzemeyen tanıdığım tek kişisin.

- You're the only person I know who can't swim.
- You're the only person I know that can't swim.

Boston'da tanıdığım birine çok benziyorsun.

- You look a lot like someone I used to know in Boston.
- You look a lot like someone that I used to know in Boston.

Tom tanıdığım en iyi babadır.

Tom is the best father I know.

Boston'da burada tanıdığım tek insansın.

- You're the only person I know here in Boston.
- You're the only person that I know here in Boston.

Silahı olan tanıdığım tek kişisin.

You're the only person I know that owns a gun.

Tom tanıdığım en zeki adamdır.

Tom is the smartest man I know.

Tom tanıdığım en zengin kişidir.

Tom is the richest man I know.

Tom tanıdığım en şişman insandır.

Tom is the fattest man I know.

Tom tanıdığım en mutlu kişi.

Tom is the happiest person I know.

Onun tanıdığım biri olduğunu sanmıyorum.

- I don't think that's anybody I know.
- I don't think that that's anybody I know.
- I don't think that that's anyone that I know.
- I don't think that's anyone I know.
- I don't think that's anybody that I know.
- I don't think that's anyone that I know.

Umarım partide tanıdığım insanlar olur.

I do hope there'll be people I know at the party.

Boston'da tanıdığım birisinin olduğunu sanmıyordum.

I didn't think there was anybody I knew in Boston.

Sen tanıdığım en zeki kişisin.

- You're the most intelligent person I know.
- You are the most intelligent person I know.

Tom tanıdığım en çetin adam.

Tom is the toughest guy I know.

Tom, tanıdığım birine çok benziyor.

Tom looks a lot like someone I know.

Tanıdığım hiç kimse bunu yapmaz.

- No one I know does that.
- Nobody I know does that.

Tanıdığım hiç kimse bunu yapamaz.

- Nobody I know can do that.
- No one I know can do that.
- Nobody I know is able to do that.
- No one I know is able to do that.

Tanıdığım hiç kimse bunu yapmadı.

- No one I know has done that.
- Nobody I know has done that.

Tanıdığım en cimri insanlardan birisin.

You're one of the stingiest people I know.

Tom tanıdığım en yakışıklı erkek.

Tom is the best-looking person I know.

Sen tanıdığım en paragöz insansın.

You're the stingiest person I know.

Mary tanıdığım en zeki kadın.

Mary is the smartest woman I know.

Sen tanıdığım en zengin insansın.

You're the richest person I know.

Sen tanıdığım en zengin adamsın.

- You're the richest man I know.
- You're the richest guy I know.

Tom tanıdığım en uzun adam.

Tom is the tallest guy I know.