Translation of "Sevmiyor" in English

Cezalandırılmayı sevmiyor.

He does not like being punished.

- Tom matematiği sevmiyor.
- Tom matematik sevmiyor.

- Tom doesn't like math.
- Tom doesn't like maths.
- Tom doesn't like mathematics.

O kimseyi sevmiyor ve kimse onu sevmiyor.

She doesn't love anyone, and no one loves her.

Tom kimseyi sevmiyor ve kimse onu sevmiyor.

Tom doesn't love anyone and no one loves him.

Bu adamı sevmiyor

does not like this man

Öğrencilerin beni sevmiyor.

Your students don't like me.

Tom matematiği sevmiyor.

- Tom doesn't like math.
- Tom doesn't like maths.
- Tom doesn't like mathematics.

Tom eleştirilmeyi sevmiyor.

Tom doesn't like being criticized.

Beni sevmiyor musun?

Don't you like me?

O, kaybetmeyi sevmiyor.

He doesn't like to lose.

Tom futbolu sevmiyor.

Tom doesn't like soccer.

Kimse Tom'u sevmiyor.

- Nobody likes Tom.
- No one likes Tom.

Birbirinizi sevmiyor musunuz?

Don't you love each other?

Tom Boston'u sevmiyor.

Tom doesn't like Boston.

Mary kaynanasını sevmiyor.

Mary doesn't like her mother-in-law.

Yüzmeyi sevmiyor musun?

Don't you like swimming?

O bizi sevmiyor.

- He doesn't like us.
- He does not like us.

Kedileri sevmiyor musunuz?

- Don't you love cats?
- Don't you like cats?

Tom onu sevmiyor.

Tom doesn't like it.

Bush savaşı sevmiyor.

Bush doesn't like war.

Bush işkenceyi sevmiyor.

Bush doesn't like torture.

Kimse bırakanları sevmiyor.

Nobody likes a quitter.

Sevgilim beni sevmiyor.

My lover doesn't love me.

Onları sevmiyor musun?

Do you not like them?

Tom bizi sevmiyor.

Tom doesn't like us.

Tom kahve sevmiyor.

Tom doesn't like coffee.

Kız arkadaşını sevmiyor.

He doesn't love his girlfriend.

Kim onu sevmiyor?

Who doesn't like that?

Kimse onu sevmiyor.

No one likes it.

Tom bekletilmeyi sevmiyor.

Tom doesn't like to be made to wait.

Tom yüzmeyi sevmiyor.

- Tom doesn't like swimming.
- Tom doesn't like to swim.

O balık sevmiyor.

She doesn't like fish.

Tom sandvicini sevmiyor.

Tom doesn't like his sandwich.

Kimse seni sevmiyor.

Nobody likes you.

Tom'u sevmiyor musun?

- Don't you like Tom?
- Do you not like Tom?

Bizi sevmiyor musunuz?

Don't you like us?

Tom seni sevmiyor.

Tom doesn't like you.

Noeli kim sevmiyor?

Who doesn't like Christmas?

Kadınlar Tom'u sevmiyor.

Women don't like Tom.

O beni sevmiyor.

She doesn't love me.

Onu sevmiyor musunuz?

Don't you like it?

Mary beni sevmiyor.

- Mary doesn't like me.
- Mary doesn't love me.

Karını sevmiyor musun?

Don't you love your wife?

Tom onları sevmiyor.

- Tom doesn't like them.
- Tom didn't like them.

Onlar onu sevmiyor.

They don't like him.

Tom beni sevmiyor.

Tom dislikes me.

Tom balık sevmiyor.

Tom doesn't like fish.

Tom yumurta sevmiyor.

Tom doesn't like eggs.

Herkes seni sevmiyor.

- Not everyone's like you.
- Not everyone is like you.

Kedileri sevmiyor musun?

Don't you love cats?

Bunu sevmiyor musun?

Don't you like this?

Mary kocasını sevmiyor.

Mary doesn't love her husband.

Tom karısını sevmiyor.

Tom doesn't love his wife.

Tom'u kim sevmiyor?

Who doesn't love Tom?

Köpeğim yabancıları sevmiyor.

My dog doesn't like strangers.

Sami beni sevmiyor.

Sami doesn't love me.

Tom kışı sevmiyor.

Tom doesn't like winter.

Tom klimayı sevmiyor.

Tom doesn't like air conditioning.

Tom işini sevmiyor.

Tom doesn't like his job.

Tom pazartesileri sevmiyor.

Tom doesn't like Mondays.

Tom yürümeyi sevmiyor.

Tom doesn't like walking.

Maria Tomas'ı sevmiyor.

Mary doesn't like Tom.

Mary garsonluğu sevmiyor.

Mary doesn't like waitressing.

Kimse beni sevmiyor.

- No one likes me.
- Nobody likes me.

Tom değişimi sevmiyor.

Tom doesn't like change.

İsmini gerçekten sevmiyor.

She really doesn't like her name.

- Neden o beni sevmiyor?
- O neden beni sevmiyor?

Why doesn't he like me?

Öğrencilerin çoğunluğu tarih sevmiyor.

A majority of students dislike history.

O, okula gitmeyi sevmiyor.

She dislikes going to school.

O gazetecilerin söylediklerini sevmiyor.

He does not like what the journalists have said.

O, artık beni sevmiyor.

He doesn't love me anymore.

Tom okula gitmeyi sevmiyor.

Tom dislikes going to school.

Tom balık yemeyi sevmiyor.

Tom doesn't like eating fish.

O, tatlı şeyleri sevmiyor.

He doesn't care for sweet things.

Kızın neden şekerleri sevmiyor?

Why does your daughter dislike candies?