Translation of "Soydular" in English

0.003 sec.

Examples of using "Soydular" in a sentence and their english translations:

Çantamı soydular.

I was robbed of my bag.

Caddede parasını soydular.

He was robbed of his money on the street.

Onlar meyve bahçemi soydular.

They robbed my orchard.

Adamın bütün eşyalarını soydular.

They robbed the man of all his belongings.

Paris'teki bir bankayı soydular.

They robbed a bank in Paris.

Silahlı adamlar yolcuları soydular.

The gunmen robbed the travelers.

Gece vakti kuyumcu dükkanını soydular.

They robbed the jewelry store during the night.

Göz göre göre beni soydular.

They robbed me blind.

Üç kişilik bir çete güpegündüz bankayı soydular.

A gang of three robbed the bank in broad daylight.

Boğazıma bir bıçak dayadılar ve beni soydular.

They put a knife to my throat and robbed me.

Onlar bir avuç dolusu dolar için sahne antrenörünü soydular.

They robbed a stage coach for a fistful of dollars.

- Hırsızlar müzeyi soydular.
- Hırsızlar müzeyi talan ettiler.
- Hırsızlar müzeyi yağmaladılar.

Thieves plundered the museum.

Gece sokakta, Tom bıçaklı yabancı bir adam tarafından tehdit edildi ve parasını soydular.

On the street at night, Tom was threatened by an unfamiliar man with a knife and robbed of his money.