Translation of "Eşyalarını" in English

0.015 sec.

Examples of using "Eşyalarını" in a sentence and their english translations:

Eşyalarını toparla.

Get your things together.

Eşyalarını unutma.

- Don't forget your things.
- Don't forget your stuff.

Eşyalarını al.

Grab your stuff.

Eşyalarını yerine koy.

Put away your things.

Eşyalarını topladın mı?

Have you finished packing yet?

Senin eşyalarını istemiyorum.

I don't want your stuff.

Tom eşyalarını topluyor.

Tom is getting his things together.

Hatıra eşyalarını toplarım.

I collect souvenirs.

Sami eşyalarını topladı.

Sami packed up his things.

Tom eşyalarını çıkarıyor.

Tom is unpacking his stuff.

- Sami eşyalarını sahilde bıraktı.
- Sami eşyalarını plajda bıraktı.

Sami left his belongings on the beach.

Brian eşyalarını geride bıraktı.

Brian left his belongings behind.

Adamın bütün eşyalarını soydular.

They robbed the man of all his belongings.

Tom çantasına eşyalarını koyuyor.

Tom is putting stuff in his backpack.

Tom eşyalarını kutulara koyuyor.

Tom is packing his things into boxes.

Tom eşyalarını toparlamaya başladı.

Tom started packing his things up.

Tom eşyalarını bavula koydu.

- Tom packed his things up.
- Tom packed up his belongings.

Eşyalarını al ve uzaklaş.

Pick up your things and go away.

Lütfen eşyalarını dolaba koy.

Please put your stuff in the closet.

Eşyalarını bir arada tut.

Keep your stuff together.

Sadece eşyalarını birlikte al.

Just get your stuff together.

Tom eşyalarını çantasına koydu.

Tom put his things in his briefcase.

Kişisel eşyalarını gözetimsiz bırakma.

Don't leave your belongings unattended.

O, bütün eşyalarını kaybetti.

- He lost everything he owned.
- He lost all his belongings.

Tom eşyalarını almaya gitti.

Tom went to get his stuff.

- Eşyalarınızı toplayın.
- Eşyalarını topla.

Gather your things.

Sami ayrılırken eşyalarını aldı.

Sami took his stuff when he left.

Neden gitmiyorsun ve eşyalarını almıyorsun?

Why don't you go and get your things?

Odana gidip eşyalarını toplamanı istiyorum.

I want you to go to your room and pack your things.

Eşyalarını diğer odaya taşıyamaz mısın?

Can't you move your stuff to the other room?

Diğer insanların eşyalarını çalmaya kalkışma!

Don't attempt to steal other people's belongings!

Tom eşyalarını topladı ve gitti.

Tom packed his things and left.

Tom eşyalarını bir kutuya koydu.

Tom put his things into a box.

Sami, Leyla'nın bütün eşyalarını yaktı.

Sami burned all of Layla's possessions.

Tom'un eşyalarını toparlamasına yardım ettim.

- I helped Tom pick up his stuff.
- I helped Tom pick his stuff up.

Tom tüm eşyalarını hibe etti.

- Tom gave away all of his belongings.
- Tom gave all of his belongings away.

Tom eşyalarını arka koltuğa attı.

Tom threw his things into the back seat.

Kim özel eşyalarını toplantı odasında bıraktı?

Who left their belongings in the meeting room?

Tom eşyalarını topladı ve kapıya yöneldi.

Tom gathered his belongings and headed for the door.

Tom tüm eşyalarını bir kutuya koydu.

Tom put all his stuff in a box.

Dan eşyalarını Linda'nın evinden dışarı taşıdı.

Dan moved his things out of Linda's house.

Tom tüm eşyalarını bir araya toplandı.

Tom gathered together all his belongings.

Tom değerli eşyalarını bir kasaya koydu.

Tom put his valuables in a safe.

Tom eşyalarını her yere saçıp bıraktı.

Tom left his clothes lying all over the floor.

Tom değerli eşyalarını yatak odasında tuttu

Tom kept his valuables in his bedroom.

Tom'un eşyalarını koymak için bir yeri yoktu.

Tom didn't have a place to put his things.

Şüpheli tüm eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.

The suspect had to lay all his things on the table.

Tom eşyalarını topladı ve kapıya doğru yöneldi.

Tom gathered his things and headed toward the door.

Tom eşyalarını topladı ve odayı terk etti.

Tom collected his things and left the room.

Tom Mary'nin bakkaliye eşyalarını nereden aldığını bilmiyor.

Tom doesn't know where Mary buys her groceries.

Sami kişisel eşyalarını Kahire'deki bir eve bıraktı.

Sami abandoned his personal possessions in a Cairo apartment.

Sami, Leyla'ya eşyalarını onun evinden çıkarmasını söyledi.

Sami told Layla to remove her belongings from his house.

Adamın eşyalarını koltuğuna koydum ve tek kelime etmedi.

I put his stuff down in 1C, he said not one single word,

Bugün erkenden hazır olmak için dün eşyalarını topladı.

She packed yesterday, so as to be ready early today.

Şüpheli tüm kişisel eşyalarını masaya koymak zorunda kaldı.

The suspect had to lay all his personal effects on the table.

Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu.

Tom put all his belongings in a small suitcase.

O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi.

She asked him to leave and take all his belongings.

Tom'un değerli eşyalarını nereye sakladığını bilen tek kişi benim.

I'm the only one who knows where Tom hid his valuables.

Tom tüm eşyalarını kutulara koydu ve onları Boston'a gönderdi.

Tom put all his belongings in boxes and sent them to Boston.

Tom, tüm eşyalarını arabasına doldurup Boston'a doğru yola çıktı.

Tom packed all of his things into his car and left for Boston.

Eşyalarını topla canım. Uçak biletlerimizi sipariş ettim. Balayını Paris'de geçireceğiz.

Pack your stuffs dear. I ordered plane tickets for us. We will spend honeymoon in Paris.

"Eşyalarını kaybettiysen bu benim suçum değil." "Ama onları benden sen çaldın!"

"It's not my fault if you lose things." "But you stole them from me!"

- Değerli şeylerini güvenli bir yerde muhafaza etmelisin.
- Değerli eşyalarını güvenli bir yerde saklamalısın.

You should keep your valuables in a safe place.

Sarah Hindistan'a taşınmaya ve yeni bir hayata başlamaya karar verdiğinde, o, tüm eşyalarını hibe etti.

When Sarah decided to move to India and start a new life, she gave away all of her belongings.

- Aracınızda değerli eşyalarınızı bırakmayın.
- Değerli eşyalarını aracında bırakma.
- Değerli eşyalarınızı aracınızda bırakmayınız.
- Değerli eşyalarınızı aracınızda bırakmayın.

Don't leave valuables in your vehicle.