Translation of "Sorar" in English

O, babasına sorular sorar.

He asks questions to his father.

Tom nadiren soru sorar.

- Tom hardly ever asks questions.
- Tom seldom asks questions.
- Tom rarely asks questions.

Tom nadiren sorular sorar.

- Tom seldom asks questions.
- Tom rarely asks questions.

Herkes bize onu sorar.

- Everybody asks us that.
- Everyone asks us that.

Bayramlarda hep bizi arayıp sorar.

She always remembers us at holidays.

O, sık sık aptalca sorular sorar.

He often asks silly questions.

O her zaman aynı soruyu sorar.

He always asks the same question.

İnsanlar her zaman onu bana sorar.

People ask me that all the time.

Tom her zaman aynı soruları sorar.

Tom always asks the same questions.

Tom bana sık sık sorular sorar.

Tom often asks me questions.

O sık sık ahmakça sorular sorar.

She often asks silly questions.

O, her zaman senin fikrini sorar.

He always asks for your opinion.

İnsanlar sık sık bana onu sorar.

People often ask me that.

Tom sık sık aptalca sorular sorar.

Tom often asks silly questions.

''İyi bir gün geçirdin mi?' diye sorar.

"Did you have a good day?"

O, çocukların eğitimi ile ilgili sorular sorar.

She asks questions about the education of children.

Sınavlarda aptal, akıllının cevap veremediği soru sorar.

In examinations the foolish ask questions that the wise cannot answer.

Tom her zaman aynı üç soruyu sorar.

Tom always asks the same three questions.

Hesap sorun. Vatandaş hesap sorar, kul itaat eder.

Bring them to account. Citizens bring them to account, servants obey.

Benim vergimi ne yaptın diye parlamento hesap sorar.

It brings parliament to account that “What did you spend my tax for?”,

Tom bana beni her görüşünde aynı soruları sorar.

Tom asks me the same questions every time he sees me.

Tom, cevabını zaten bildiği soruları sık sık sorar.

Tom often asks questions he already knows the answers to.

O her zaman senin ne zaman döneceğini sorar.

He always asks when you will return.

Elbiseler aldığında onların nerede yapıldıklarını kendine sorar mısın?

When you buy clothes, do you ask yourself where they were made?

İnsanlar bana bazen emekli olduğumda ne yapacağımı sorar.

People sometimes ask me what I'm going to do when I retire.

Tom her zaman ne zaman burada olacağını sorar.

Tom always asks when you'll be here.

Lütfen Tom'a bize yardım etmeyi planlayıp planlamadığını sorar mısın?

Could you please ask Tom if he's planning to help us?

- Tom nadiren sınıfta soru sorar.
- Tom nadiren sınıfta sorular sormaktadır.

Tom seldom asks questions in class.

Bir at bir bara girer. Barmen "Neden bu kadar uzun bir yüz?" diye sorar.

A horse walks into a bar. The bartender asks, "Why such a long face?"