Translation of "Sevmesini" in English

Birisinin sevmesini istiyorum.

I want somebody to love.

Tom'un seni sevmesini istiyorum.

I want Tom to like you.

Onların seni sevmesini istiyorum.

I want them to like you.

Onun seni sevmesini istiyorum.

I want him to like you.

Herkesin beni sevmesini istiyorum.

- I want everyone to love me.
- I want everybody to love me.

Bütün insanların barışı sevmesini diliyorum.

- I wish all people loved peace!
- I wish all people loved peace.

Gerçekten Tom'un beni sevmesini istiyorum.

I really want Tom to like me.

Yalnızca Tom'un beni sevmesini istiyorum.

I just want Tom to love me.

Tom Mary'nin onu sevmesini istiyordu.

Tom wanted Mary to like him.

Sadece Mary'nin beni sevmesini istiyordum.

I just wanted Mary to love me.

Sadece onların beni sevmesini istiyorum.

I just want them to love me.

Sadece onun beni sevmesini istiyorum.

- I just want him to love me.
- I just want her to love me.

Sadece insanların beni sevmesini istedim.

I just wanted people to like me.

Tom Mary'nin onu sevmesini beklemiyordu.

Tom wasn't expecting Mary to like him.

Tom Mary'nin onu sevmesini istedi.

Tom wanted Mary to love him.

Ben sadece insanların beni sevmesini istiyorum.

I just want people to like me.

Mary'nin Tom yerine beni sevmesini istedim.

I wanted Mary to love me instead of Tom.

Ben sadece herkesin birbirini sevmesini istiyorum.

I just want everybody to like each other.

Tom sadece Mary'nin onu sevmesini istiyordu.

Tom just wanted Mary to like him.

Ben gerçekten insanların beni sevmesini istiyorum.

I really want people to like me.

Tom Mary'nin kendisini daha çok sevmesini diledi.

Tom wished Mary liked him better.

Onun seni sevmesini istiyorsan ona müdahale etme.

Don't interfere with him if you want him to like you.

- Herkesin sana benzemesini bekleme.
- Herkesin seni sevmesini bekleme.

Don't expect everyone to like you.

Onun beni sevmesini o kadar çok bekledim ki şaşardınız.

- I waited for him to love me for so long that you would be surprised.
- I expected him to love me for so long that you would be surprised.
- I waited for her to love me for so long that you would be surprised.

Tom kendinin hoşlandığı aynı tür müziği herkesin sevmesini beklememeli.

Tom shouldn't expect everyone to like the same kind of music that he does.