Translation of "Insanların" in English

0.019 sec.

Examples of using "Insanların" in a sentence and their english translations:

Araştırmasında, insanların

His research concluded

Bu insanların davranışlarını

it's important to consider

Laboratuvarımda, insanların içine

So, we wanted to know, in my lab,

Insanların çıkarları uğruna

for the sake of people's interests

Din insanların afyonudur.

Religion is the opium of the people.

İnsanların arkasından konuşmamalısın.

You shouldn't talk about people behind their backs.

İnsanların yoluna girme.

Don't get in people's way.

İnsanların yaşamalarını istiyorum.

I want people to live.

İnsanların konuşacağını biliyordum.

I knew people would talk.

Senin insanların nerede?

Where are your people?

İnsanların hayatları kısadır.

The lives of people are short.

İnsanların içmesine şaşmamalı.

No wonder people drink.

İnsanların eğlenmesi gerekiyor.

People need to enjoy themselves.

İnsanların fikri değişebilir.

The people's opinion can change.

İnsanların birçoğu öldü.

Many of the people died.

İnsanların cesaretlendirilmeleri gerekir.

People should be encouraged.

İnsanların kafası karışık.

The people are confused.

İnsanların tercihleri var.

People have choices.

İnsanların duygularını karıştıramazsın.

You can't mess with people's feelings.

İnsanların seslerini duyabiliyorum.

I can hear people's voices.

- Başka insanların işine karışmamalısın.
- Başka insanların işlerine karışmamalısınız.

You shouldn't interfere in other people's business.

- İnsanların ne dediği umurumda değil.
- İnsanların söyledikleri umurumda değil.

I don't care what people say.

Alçakgönüllü olan insanların eseriyim.

but embrace me as a would-be hero in the making.

İnsanların önümüzdeki zor işlere

We need people to bring their absolute full selves

Bu insanların hepsi hareketsizdi.

All these people were sedentary.

Mesleği insanların hayatını kurtarmaktı

He saved people's lives for a living,

Insanların özgürlüklerinden feragat ettikleri

where people will sacrifice their liberty

Insanların konuya dahil olması.

is that if people get involved.

İnsanların neden dahil olmadıklarını,

And when we think of why people do not get involved,

Meydan, insanların buluştuğu yerdir.

A piazza is the place where people meet.

Insanların inançlarının, mantıktan ziyade

that people tend to feel their way to their beliefs

İnsanların iki ayağı vardır.

Man has two feet.

İnsanların çoğu savaşa karşıdır.

The people at large are against war.

Avrupa enerjik insanların kıtasıdır.

Europe is a continent of energetic peoples.

İnsanların sesi Tanrının sesidir.

- The voice of the people is the voice of God.
- The voice of the people is the voice of god.

İnsanların isimlerini unutmaya eğilimlidir.

He is apt to forget people's names.

Ben insanların sayısını sayıyorum.

I'm counting the number of people.

İnsanların sömürülmelerine karşı savaştım.

I fought against the exploitation of the people.

İnsanların zayıf hafızaları vardır.

People have short memories.

Genç insanların erdemleri yoktur.

Young people don't have virtues.

Diğer insanların işine karışmayın.

Don't meddle in other people's affairs.

Diğer insanların işlerine karışmayın.

- Don't interfere in other people's affairs.
- Don't pry into the affairs of others.

İnsanların isimlerini sürekli unutuyorum.

- I am constantly forgetting people's names.
- I'm constantly forgetting people's names.

İnsanların iki bacağı vardır.

Humans have two legs.

İnsanların gerçeği bilmesini istiyorum.

I want people to know the truth.

İnsanların malzememi karıştırmasını istemiyorum.

I don't want people messing with my stuff.

İnsanların söyledikleri canını sıkmasın.

Don't bother about what people say.

İnsanların karşısında şarkı söyleyemem.

I can't sing in front of people.

Insanların evlerinde kapalı olması, ...

having people in shelter in place,

İnsanların onda biri miyoptur.

One in ten people are nearsighted.

Bu insanların hiçbirini tanımıyorum.

I don't know any of those people.

İnsanların bana bakmasından hoşlanmıyorum.

- I don't like people staring at me.
- I do not like people staring at me.

Bunlar aradığım insanların isimleri.

These are the names of the people I'm looking for.

İnsanların yaptığı o mudur?

Is that what people do?

Din sıradan insanların metafiziğidir.

Religion is the metaphysics of the common people.

İnsanların yalana ihtiyacı var.

Humans need the lie.

Yalnızlık insanların kaderi değil.

Humans aren't meant to be alone.

İnsanların farklı kişilikleri var.

People have different personalities.

İnsanların ilhama ihtiyacı var.

People need inspiration.

Yaklaşan insanların sesini duyabiliyorduk.

We could hear the sound of people approaching.

İnsanların gerçekçi beklentileri olmalı.

People should have realistic expectations.

İnsanların çoğu öyle düşünmüyor.

Most people don't think so.

Bu, akıllı insanların yaptığıdır.

That's what smart people do.

İnsanların anlamadığı şey bu.

That's what people don't understand.

İnsanların memnun olduğunu umuyorum.

I hope people are satisfied.

İnsanların bunu sevdiğini umuyoruz.

We hope people like it.

Neden insanların çocukları var?

Why do people have children?

Bu insanların morali mükemmeldi.

The morale of those men was excellent.

İnsanların düşündüğü şeye şaşırırdın.

You'd be surprised what people think.

İnsanların ne istediğini biliyorum.

I know what people want.

Bu insanların nesi var?

What's wrong with these people?

Ofisteki insanların sesleri yumuşaktır.

The voices of the people who are in the office are soft.

İnsanların söylediği şey bu.

That's what people say.

İnsanların bunu görmelerini istiyorum.

I want people to see it.

İnsanların onu kullanacaklarını düşünüyorum.

- I do think people will use it.
- I do think that people will use it.

İnsanların hepsi akıllı değildir.

Not all men are wise.

Bu insanların kökenleri belirsizdir.

The origins of these people is shrouded in mystery.

Diğer insanların yardımına güvenmemelisiniz.

You shouldn't rely on other people's help.

İnsanların zorlukları bizim zorluklarımızdır.

The people's hardships are our hardships.

Kahkaha insanların bir özelliğidir.

Laughter is a feature of mankind.

Diğer insanların yaşamlarına karışmamalıyız.

Don't meddle in other people's lives.

İnsanların düşündüğü şeyden korkmuştum.

I was scared of what people would think.

İnsanların kot giydiğini gördüm.

I saw people wearing jeans.

İnsanların büyük beyinleri var.

Humans have big brains.

Dil, insanların yaşadığı dünyadır.

- Language is the world in which the people live.
- Language is the world in which men live.

Bu insanların gitmesini dilerdim.

We wish these people would leave.

İnsanların endişelerini dinlemek istiyorum.

I want to hear people's concerns.

İnsanların kafalarını karıştırmak istemedim.

I didn't want to confuse people.

İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.

- I think people are delighted.
- I think that people are delighted.

İnsanların onu yapmasını istiyorum.

I want people to do that.

İnsanların nasıl tükeneceklerini düşünüyorsun?

How do you think humans are going to become extinct?

İnsanların abartıyor olduklarını sanmıştım.

- I thought people were exaggerating.
- I thought that people were exaggerating.

Fadıl insanların güvenini kazandı.

Fadil gained the trust of people.

İnsanların sevgiye ihtiyacı var.

People need love.

İnsanların söylediklerine aldırış etmeyin.

Don't pay any attention to what people say.

İnsanların bunu yapmasından hoşlanmıyorum.

I don't like it when people do that.

İnsanların bunu yaptığını gördüm.

I've seen people do that.