Translation of "Salonun" in English

Oda salonun sonundadır.

The room is at the end of the hall.

Rapor, salonun kapasitesini abarttı.

The report exaggerated the capacity of the hall.

Biz salonun arkasında oturduk.

We sat at the back of the hall.

Bu salonun tam altında olacağız.

We'll be right down this hall.

Tom'un odası salonun sonunda, sağda,

Tom's room is at the end of the hall, on the right.

İnsanlar ünlü orkestrayı dinlemek için konser salonun geldiler.

People came to the concert hall to listen to the famous orchestra.

Ben salonun soğuk olması dışında konserden zevk aldım.

I enjoyed the concert except that the hall was cold.

Spor salonun ilk kuralı; spor salonu hakkında konuşmamaktır.

The first rule of gym club is: you do not talk about gym club.

Bir manastırın yemek salonun duvarına resmedilmiş son akşam yemeği tablosu

Last dinner table depicted on the wall of a monastery dining hall

Ve şaşırtıcı bir şekilde, birbiri ardına devasa bir salonun yerini keşfettiler.

And much to their surprise they discovered the site of one enormous hall after another.

Salonun zayıf akustiği, dinleyicilerin konserden zevk almalarını ciddi şekilde olumsuz etkiledi.

The poor acoustics in the hall severely affected the audience's enjoyment of the concert.