Translation of "Oturduk" in English

Oturduk.

We sat down.

Orada oturduk.

We sat there.

Hepimiz oturduk.

We all sat.

Masada oturduk.

We sat down at the table.

Öne oturduk.

We sat at the front.

- Yöneticilerle yüz yüze oturduk.
- Yöneticilerle karşılıklı oturduk.

We sat face to face with executives.

Yüz yüze oturduk.

We sat down face to face.

Oturduk ve bekledik.

We sat and waited.

Biz önde oturduk.

We sat in the front.

Odanın ortasına oturduk.

We sat in the center of the room.

Biz merdivenlerde oturduk.

We sat on the stairs.

Biz karaya oturduk.

We've run aground.

Çimin üzerinde oturduk.

We sat on the grass.

Biz topyekün sessizce oturduk.

We sat in total silence.

Biz sessizce masaya oturduk.

We sat at the table in silence.

Biz daire şeklinde oturduk.

We sat in a ring.

Tam sessizlik içinde oturduk.

We sat in complete silence.

Biz salonun arkasında oturduk.

We sat at the back of the hall.

Akşam yemeği masasına oturduk.

We were seated at the supper table.

Biz parkta bankta oturduk.

We sat on the bench in the park.

Kamp ateşinin etrafında oturduk.

We sat around the campfire.

Oditoryumun tam arkasında oturduk.

We sat in the very back of the auditorium.

Biz parkta bir banka oturduk.

We sat on a bench in the park.

Uzak geçmiş hakkında konuşarak oturduk.

We sat talking about the remote past.

Biz birbirimizle karşılıklı yemeğe oturduk.

We sat down to dinner in opposition to each other.

Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.

We sat around the fire in a circle.

Bisikletlerimizden atladık ve çimde oturduk.

We jumped off our bikes and sat in the grass.

Evimizde oturduk ve TV seyrettik.

We stayed in our house and watched TV.

Tom ve ben birlikte oturduk.

Tom and I sat together.

Tom ve ben yerde oturduk.

Tom and I sat on the ground.

Tom ve ben bankta oturduk.

Tom and I sat on the bench.

Öğretmen ve ben karşı karşıya oturduk.

The teacher and I sat down face to face.

Öğretmen ve ben yüz yüze oturduk.

- The teacher and I sat face to face.
- The teacher and I sat facing each other.

Tom ve ben konuşmak için oturduk.

Tom and I sat down to talk.

Biz çıkışa en yakın yerlerde oturduk.

We situated ourselves in the seats nearest the exit.

Katlanır sandalyelere oturduk ve dağa baktık.

We sat in lawn chairs and stared at the mountain.

Hatmileri kızartırken kamp ateşinin etrafında oturduk.

We sat around the campfire roasting marshmallows.

Biz öğle yemeği yemek için oturduk.

We sat down to have lunch.

Tom ve ben yan yana oturduk.

Tom and I sat side by side.

Tom ve ben birlikte tezgahta oturduk.

Tom and I sat together at the counter.

Tom ve ben konserde beraber oturduk.

Tom and I sat together at the concert.

- Denize yakın yaşadık.
- Denize yakın oturduk.

We lived close to the sea.

Biz bir süre sessizlik içinde birlikte oturduk.

We sat together in silence for some time.

Tom ve ben yemek yemek için oturduk.

Tom and I sat down to eat.

Tom ve ben sahilde martıları seyrederek oturduk.

Tom and I sat on the beach watching the seagulls.

Tom ve ben sahilde dalgaların sesini dinleyerek oturduk.

Tom and I sat on the beach listening to the sound of the waves.