Translation of "Konserden" in English

Konserden hoşlanırdın.

- You would've liked the concert.
- You would have liked the concert.

Konserden kaçma!

- Don't sneak out of the concert!
- Don't sneak out of the concert.

Konserden hoşlandım.

I enjoyed the concert.

Konserden hoşlanacağınızı umuyoruz.

I hope you'll enjoy the concert.

Tom konserden hoşlanmadı.

Tom didn't like the concert.

Konserden hoşlanacağını biliyordum.

I knew you'd enjoy the concert.

Konserden hoşlandın mı?

Did you like the concert?

Ben konserden hoşlanmadım.

I didn't like the concert.

Tom konserden çok hoşlanmadı.

Tom didn't like the concert very much.

O, konserden zevk aldı.

She enjoyed herself at the concert.

O, bu konserden hoşlanmaz.

He doesn't like this concert.

Tom'un konserden hoşlanmamasına şaşırdım.

- I'm surprised that Tom didn't enjoy the concert.
- I'm surprised Tom didn't enjoy the concert.

Konserden zevk aldın mı?

How did you enjoy the concert?

Tom konserden hiç hoşlanmadı.

Tom didn't enjoy the concert at all.

Tom konserden hoşlandığını söyledi.

- Tom said he enjoyed the concert.
- Tom said that he enjoyed the concert.

Hepimiz konserden zevk aldık.

We all enjoyed the concert.

Konserden sonra benimle buluşabilir misin?

Can you meet me after the concert?

Tom konserden zevk aldığını söylüyor.

Tom says that he enjoyed the concert.

Tom Mary'nin konserden hoşlanacağını düşündü.

- Tom thought that Mary would enjoy the concert.
- Tom thought Mary would enjoy the concert.

Herkes konserden hoşlanıyor gibi görünüyordu.

Everyone seemed to enjoy the concert.

Tom'un konserden hoşlanacağını düşünüyor musun?

Do you think Tom will like the concert?

Tom konserden hiç hoşlanmadığını söyledi.

- Tom said he didn't like the concert at all.
- Tom said that he didn't like the concert at all.

Tom Mary'nin konserden hoşlanmadığını söyleyebildi.

Tom could tell that Mary didn't enjoy the concert.

Tom konserden çok fazla hoşlanmadı.

- Tom didn't enjoy the concert very much.
- Tom didn't like the concert very much.
- Tom didn't really like the concert.

Tom Mary'nin konserden hoşlanacağını düşünmüyordu.

Tom didn't think Mary would enjoy the concert.

Konserden çok hoşlanmadın gibi görünüyordu.

You didn't seem to enjoy the concert very much.

Tom bana konserden hoşlandığını söyledi.

- Tom told me he enjoyed the concert.
- Tom told me that he enjoyed the concert.

Tom gerçekten konserden hoşlandığını söyledi.

- Tom said he really enjoyed the concert.
- Tom said that he really enjoyed the concert.

Sanırım Tom bu geceki konserden hoşlanacaktı.

- I think Tom would've enjoyed tonight's concert.
- I think Tom would have enjoyed tonight's concert.
- I think that Tom would've enjoyed tonight's concert.

Sami konserden pek fazla hoşlanmış görünmüyordu.

Sami didn't seem to enjoy the concert very much.

Tom konserden pek fazla hoşlanmış görünmüyordu.

Tom didn't seem to enjoy the concert very much.

Sami konserden sonra Leyla'yı eve bıraktı.

Sami dropped Layla home after the concert.

Tom konserden önce yemek istemediğini açıklığa kavuşturdu.

Tom made it clear that he didn't want to eat before the concert.

Tom konserden sonra kendi el yazılarını imzaladı.

After the concert, Tom signed autographs.

Konserden önce durup yiyecek bir şey alalım.

Let's stop and get something to eat before the concert.

Konserden önce bir şey yemek ister misin?

Do you want to eat something before the concert?

Ben salonun soğuk olması dışında konserden zevk aldım.

I enjoyed the concert except that the hall was cold.

Konserden sonra kalabalık en yakın kapıya doğru gitti.

After the concert, the crowd made for the nearest door.

Lütfen konserden sonra ayrılmayın. El yazmalarını imzalıyor olacağız.

Please stick around after the concert. We'll be signing autographs.

Konserden sonra, yemek yemek için Tom'la birlikte dışarı çıktım.

After the concert, I went out to eat with Tom.

Büyük bir konserden önceki gece hep uyku problemim olur.

I always have trouble sleeping the night before a big concert.

Salonun zayıf akustiği, dinleyicilerin konserden zevk almalarını ciddi şekilde olumsuz etkiledi.

The poor acoustics in the hall severely affected the audience's enjoyment of the concert.

Sanatçılar konserden sonra yakındaki bir restoranda bir parti ile kutlama yaptılar.

After the concert the performers celebrated with a party at a nearby restaurant.