Translation of "Odası" in English

- Odası düzensiz.
- Onun odası düzensiz.

His room is untidy.

Burası bekleme odası değil toplantı odası.

This is a meeting room, not a waiting room.

- Tom'un odası kirli.
- Tom'un odası pis.

Tom's room is dirty.

Oğlanların odası sağda ve kızların odası solda.

The boys' room is on the right, and the girls' room is on the left.

Evin bir yemek odası, bir yatak odası ve bir çalışma odası var.

The house has a dining room, a bedroom and a study.

İşte babamın odası.

This is my father's room.

Onun odası aydınlıktı.

His room was brightly lit.

Bayanların odası nerede?

- Where is the ladies' room?
- Where's the ladies' room?

Çocukların odası dağınık.

The childrens' room is messy.

Toplantı odası nerededir?

Where is the meeting room?

Onun odası dağınık.

His room's a mess.

Yemek odası nerede?

- Where is the dining room?
- Where's the dining room?

Yatak odası nerede?

Where is the bedroom?

Bu, Tom'un odası.

This is Tom's room.

Tom'un odası hazır.

Tom's room is ready.

Tom'un odası boş.

Tom's room is empty.

Lisa'nın odası temizlenmeli.

Lisa's room needs to be cleaned.

Tom'un odası dağınık.

Tom's room is messy.

Soyunma odası nerede?

- Where is the changing room?
- Where's the changing room?

Bekleme odası boşalıyor.

The waiting room is clearing out.

Bekleme odası boş.

The waiting room is empty.

Kimin odası bu?

Whose room is this?

Soyunma odası orada.

The dressing room is over there.

Onun odası dağınıktır.

His room is untidy.

Bu konuk odası.

This is the guest room.

Konferans odası sessizdi.

The conference room was silent.

Bekleme odası nerede?

- Where is the waiting room?
- Where's the waiting room?

Bayanlar odası nerede?

- Where is the ladies' room?
- Where's the ladies' room?

Dedim ki burası toplantı odası, yatak odası değil.

I said that this was a meeting room, not a bedroom!

Yemek odası dahil, bizim evin yedi odası vardır.

Our house has seven rooms including the dining room.

Dairemde oturma odası, yatak odası, mutfak ve banyo bulunmaktadır.

My apartment has a living room, a bedroom, a kitchen and a bathroom.

Üç yatak odası, bir mutfak, bir yemek odası, bir oturma odası ve bir banyosu var.

There are three bedrooms, a kitchen, a dining room, a living room, and a bathroom.

"Soyunma odası muhabbetini" duyduğunuzda,

And will you be man enough

üzerine mezar odası yaptır

build a burial chamber on

Toplantı odası alt katta.

The meeting room is downstairs.

Bizim oturma odası güneşli.

- Our living room is sunny.
- Our living room gets lots of sunlight.

Onun odası tozla kaplıydı.

His room was covered with dust.

Babamın odası çok büyüktür.

My father's room is very big.

Onun odası çok ufak.

Her room is very small.

Bekleme odası etrafına bakındı.

He looked around the waiting room.

Toplantı odası temiz olmalı.

The meeting room must be clean.

Bu toplantı odası küçük.

This meeting room is small.

Tom'un odası çok küçüktü.

Tom's room was very small.

Tom'un odası oldukça küçük.

Tom's room is quite small.

Tom'un odası ne tarafta?

Which way is Tom's room?

Tom'un odası hâlâ boş.

Tom's room is still empty.

Tom'un kendi odası var.

Tom has his own room.

Onun odası başka evde.

Her room is in the other house.

Bu, Tom'un yatak odası.

This is Tom's bedroom.

Onun odası kız gibidir.

Her room is girly.

Onun kendi odası var.

He has his own room.

Tom'un odası temiz değildi.

Tom's room wasn't clean.

Tom'un odası çok küçük.

Tom's room is very small.

Tom'un odası çok dağınık.

Tom's room is very messy.

Burası Tom'un odası mı?

Is this Tom's room?

Yatak odası üst katta.

The bedroom is upstairs.

Bu onun bebeğinin odası!

This is his baby's room!

Lisa'nın odası yeniden temizlenmeli.

Lisa's room needs to be cleaned again.

Bayanların odası üçüncü kattadır.

The ladies' room is on the third floor.

Tom'un odası çok temizdi.

Tom's room was very clean.

Tom'un odası oldukça temiz.

Tom's room was pretty clean.

Tom'un odası oyuncaklarla dolu.

Tom's room is full of toys.

Kardeşimin odası hep dağınıktır.

My brother's room is always untidy.

Mary'nin kendi odası var.

Mary has her own room.

Burası, Tom'un odası mı?

Is this Tom's room?

Sami'nin odası alkol kokuyordu.

Sami's room smelt of alcohol.

Tom'un odası üçüncü katta.

Tom's room is on the third floor.

- Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
- Oturma odası, yemek odasına bitişiktir.
- Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.

The living room adjoins the dining room.

Yeni evimde oturma odası zemin katta ve yatak odası birinci katta.

In my new house, the living room is on the ground floor and the bedroom is on the first floor.

Yemek odası saat kaçta açılır?

What time does the dining room open?

Yemek odası şimdi açık mı?

Is the dining room open now?

Onun odası her zaman düzensizdir.

His room is always out of order.

Odası her zaman arkadaşlarıyla doludur.

His room is always filled with his friends.

Onun odası her zaman düzgün.

His room is always in good order.

Onun çalışma odası parka bakıyor.

- His study gives on the park.
- His study faces the park.

Onun yatak odası tam yukarıda.

Her bedroom is just above.

Bir yatak odası ayırtmak istiyorum.

- I would like to book a bedroom.
- I'd like to book a bedroom.

Bu toplantı odası yeniden boyanmalı.

This meeting room needs to be repainted.

Evimizin iki yatak odası var.

Our house has two bedrooms.

Bir oyun odası, çocukları bekliyor.

A playroom awaits the children.

Onların yemek odası çok geniş.

Their dining room is very spacious.

Tom'un kendisi için odası vardı.

Tom had the room to himself.

Tom yatak odası pencerelerini açtı.

Tom opened the bedroom windows.

Her çocuğun kendi odası var.

- Each child has his own room.
- Each boy has his own room.

Bu evin altı odası var.

This house has six rooms.

Tom'un odası çok büyük değil.

Tom's room isn't very large.

Bu Tom'un yatak odası mı?

Is that Tom's bedroom?

Tom konferans odası kapısını açtı.

Tom opened the conference room door.

Tom'un odası benim karşımdaki koridorda.

Tom's room is across the hall from mine.

Yemek odası masasındaki örtü beyazdır.

The tablecloth on our dining room table is white.

Mr. Johnson'un odası büyük olandı.

Mr. Johnson's room was a large one.

Dan'ın yatak odası düzensizlik içindeydi.

Dan's bedroom was in disarray.