Translation of "Sakladığını" in English

Bunu sakladığını bilmiyordum.

- I didn't know you kept it.
- I didn't know that you kept it.

Annemin pastayı sakladığını gördüm.

I saw my mother hiding the cake.

Paranı nereye sakladığını biliyorum.

I know where you hide your money.

Tom'un parasını sakladığını gördüm.

I saw Tom hiding his money.

Silahını nerede sakladığını biliyorum.

I know where you keep your gun.

Günlüğünü nerede sakladığını biliyorum.

I know where you hide your diary.

Geleceğin ne sakladığını görelim.

Let's see what the future holds.

Anahtarını nereye sakladığını biliyorum.

I know where you hide your key.

Bizden bir şey sakladığını düşünüyordum.

I thought he held something back from us.

Güzelliğini kasten sakladığını mı söylüyorsun?

Are you saying you intentionally hide your good looks?

Tom belgeleri nereye sakladığını hatırlayamıyor.

Tom can't remember where he hid the documents.

Tom'un orada ne sakladığını düşünüyorsun?

What do you think Tom keeps in there?

Tom'un parasını nerede sakladığını biliyorum.

I know where Tom hides his money.

Tom'un anahtarı nereye sakladığını biliyorum.

I know where Tom hides the key.

Onu yatağının altında sakladığını gördüm.

I saw you hide it under your bed.

Tom'un bir şey sakladığını hissediyorum.

I sense that Tom is hiding something.

Onların ne sakladığını merak ediyorum.

I wonder what they've been keeping secret.

Onun bir şey sakladığını gördüm.

I saw her hide something.

Tom'un bir şeyler sakladığını gördüm.

- I saw Tom hide something.
- I saw Tom hiding something.

Tom'un parasını nereye sakladığını gördüm.

I saw where Tom hid his money.

Onun bir şey sakladığını düşünüyorum.

- I think that he's hiding something.
- I think he's hiding something.

Onların bir şey sakladığını biliyorum.

- I know they're hiding something.
- I know that they're hiding something.

Bana şarabını nerede sakladığını söyle.

Tell me where you keep your wine.

Onun bir şeyler sakladığını düşünüyorum.

- I think she's hiding something.
- I think that she's hiding something.

Onun bir şey sakladığını biliyorum.

I know she's hiding something.

Anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyorum.

I want to know where you've hidden the key.

- Elmasları nereye sakladığını ona hiç söylemedi.
- Elmasları nereye sakladığını ona asla söylemedi.

He never told her where he hid the diamonds.

Onun hâlâ mektuplarımı sakladığını düşünüyor musun?

Do you think she still keeps my letters?

Onun mektuplarımı hâlâ sakladığını düşünüyor musun?

Do you think he still keeps my letters?

Tom anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyor.

- Tom wants to know where you've hidden the key.
- Tom wants to know where you hid the key.

Tom'un parasını nereye sakladığını çözmek zorundayız.

We have to figure out where Tom hid his money.

Onun parasını nereye sakladığını nasıl bileceğim?

How am I supposed to know where she's hiding her money?

Tom'un parayı nereye sakladığını çözmeye çalışıyorum.

I've been trying to figure out where Tom hid the money.

Onun benden bir şey sakladığını biliyorum.

I know she's hiding something from me.

Onların benden bir şey sakladığını biliyorum.

I know they're hiding something from me.

Senin benden bir şey sakladığını biliyorum.

I know you're hiding something from me.

Tom'un benden bir şey sakladığını biliyorum.

- I know Tom is hiding something from me.
- I know that Tom is hiding something from me.

Hâlâ Tom'un bir şey sakladığını düşünüyorum.

I still think Tom is hiding something.

Tom Mary'nin bir şey sakladığını biliyor.

- Tom knows Mary is hiding something.
- Tom knows that Mary is hiding something.

Onların parayı nereye sakladığını bilmek istiyorum.

I want to know where they hid the money.

Tom'un aspirini nerede sakladığını biliyor musun?

Do you know where Tom keeps the aspirin?

Tom'un benden bir şey sakladığını biliyordum.

- I knew Tom was keeping something from me.
- I knew that Tom was keeping something from me.

Tom parayı nereye sakladığını bize söylemedi.

Tom wouldn't tell us where he hid the money.

Tom'un onu nereye sakladığını gördün mü?

Did you see where Tom hid it?

Tom'un elmasları nereye sakladığını nasıl bildin?

How did you know where Tom hid the diamonds?

Sanırım Tom'un anahtarı nereye sakladığını biliyorsun.

- I assume you know where Tom hid the key.
- I assume that you know where Tom hid the key.

Tom parayı nereye sakladığını bilmek isteyecek.

Tom will want to know where you hid the money.

Tom elmasları nereye sakladığını Mary'ye söylememeliydi.

Tom shouldn't have told Mary where he hid the diamonds.

Tom'un parasını nereye sakladığını biliyor musun?

Do you know where Tom hides his money?

Tom'un parayı nereye sakladığını bulmaya çalışalım.

Let's try to find where Tom hid the money.

Tom'un parayı nereye sakladığını biliyor musun?

Do you know where Tom hid the money?

Tom'un anahtarını nereye sakladığını nasıl bildin?

How did you know where Tom hid his key?

Tom bana parayı nereye sakladığını söylemedi.

Tom wouldn't tell me where he had hidden the money.

Tom'un anahtarı nerede sakladığını merak ediyorum.

I wonder where Tom hid the key.

Tom'un elmasları nerede sakladığını biliyor musun?

Do you know where Tom hid the diamonds?

Mary elmasları nerede sakladığını Tom'a gösterdi.

Mary showed Tom where she hid the diamonds.

Tom elmasları nereye sakladığını Mary'ye gösterdi.

Tom showed Mary where he hid the diamonds.

Tom, Mary'ye parasını nereye sakladığını gösterdi.

Tom showed Mary where he kept his money.

Tom'un anahtarı nerede sakladığını bilmek istiyorum.

I want to know where Tom hid the key.

Tom'un anahtarını nerede sakladığını bilmek istiyorum.

I'd like to know where Tom hid his key.

Tom Mary'ye elmasları nereye sakladığını hiç söylemedi.

Tom never told Mary where he hid the diamonds.

Tom bana eski paraları nereye sakladığını söyledi.

Tom told me where he had hidden the old coins.

Ben onun bizden bir şey sakladığını düşünüyorum.

I think he's hiding something from us.

Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığını düşünüyordu.

Tom thought Mary was hiding something from him.

Tom, Mary'ye altın paraları nereye sakladığını söyledi.

Tom told Mary where he hid the gold coins.

Tom'un elması nereye sakladığını bilen adam benim.

I'm the guy who knows where Tom hid the diamond.

Tom senin anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyor.

Tom wants to know where you hid the key.

Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığını sandı.

- Tom assumed Mary was hiding something from him.
- Tom assumed that Mary was hiding something from him.

Tom bana altın paraları nereye sakladığını söyledi.

Tom told me where you hid the gold coins.

Tom bana çalınan elmasları nereye sakladığını söyledi.

Tom told me where he hid the stolen diamonds.

Tom elmasları nereye sakladığını hiç kimseye söylemedi.

Tom didn't tell anyone where he'd hid the diamonds.

Tom parayı nereye sakladığını başka birine söylemedi.

Tom didn't tell anyone else where he'd hid the money.

Tom Mary'nin ondan bir şey sakladığını düşündü.

- Tom thought that Mary was hiding something from him.
- Tom thought Mary was hiding something from him.

Tom anahtarı nerede sakladığını hiç kimseye söylemedi.

Tom never told anyone where he hid the key.

Tom'un elmasları nerede sakladığını bilmediğini mi söylüyorsun?

Are you saying you don't know where Tom hid the diamonds?

Tom'un elmasları nereye sakladığını bildiğini mi söylüyorsun?

Are you saying you know where Tom hid the diamonds?

Tom, Mary'nin anahtarlarını nereye sakladığını merak ediyordu.

Tom wondered where Mary hid her keys.

Tom ve Mary'nin bir şey sakladığını biliyordum.

- I knew Tom and Mary were hiding something.
- I knew that Tom and Mary were hiding something.

Hani işin doğrusunu bilmesem bir şey sakladığını söylerdim.

If I didn't know any better, I'd say you were hiding something.

- Bir şey sakladığını biliyorum.
- Biliyorum, bir şey gizliyorsun.

- I know you're hiding something.
- I know that you're hiding something.

Tom çalıntı elmasları nereye sakladığını asla Mary'ye söylemedi.

Tom never told Mary where he hid the stolen diamonds.

Tom Mary'nin elmasları nereye sakladığını kendisine söylemesini istedi.

Tom asked Mary to tell him where she had hidden the diamonds.

Tom çaldığı parayı nereye sakladığını Mary'ye asla söylemedi.

Tom never told Mary where he hid the money he had stolen.

Tom altın paraları nereye sakladığını hiç kimseye söylemedi.

Tom never told anyone where he hid the gold coins.

Tom onun çaldığı parayı nereye sakladığını bildiğini söyledi.

- Tom said he knew where Mary had hidden the money she had stolen.
- Tom said that he knew where Mary had hidden the money she had stolen.

Tom sana altınları nereye sakladığını hiç söyledi mi?

Did Tom ever tell you where he hid the diamonds?

Tom ve Mary'nin aspirini nereye sakladığını biliyor musunuz?

Do you know where Tom and Mary keep the aspirin?

Tom'un bir şey sakladığını biliyorum, ama ne olduğunu bilmiyorum.

I know Tom's hiding something, but I don't know what.

Tom Mary'nin adres defterini nerede sakladığını büyük ihtimalle bilmiyor.

Tom isn't very likely to know where Mary keeps her address book.

Tom'un çalınan parayı nereye sakladığını bulup bulamayacağımı görmek istiyorum.

I want to see if I can find out where Tom hid the stolen money.

Tom'un değerli eşyalarını nereye sakladığını bilen tek kişi benim.

I'm the only one who knows where Tom hid his valuables.

Tom'un altın paraları nereye sakladığını bilen tek kişi benim.

I'm the only one who knows where Tom hid the gold coins.

- Tom'un anahtarı nerede sakladığını bilmiyorum.
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri bilmiyorum.

I don't know where Tom hid the key.

- Tom'un bir şey sakladığını gördüm.
- Tom'u bir şey saklarken gördüm.

I saw Tom hiding something.

- Tom'un anahtarı nereye sakladığını bilmek istiyorum.
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri bilmek istiyorum.

I'd like to know where Tom hid the key.

- Tom'un anahtarı nerede sakladığını biliyor musun?
- Tom'un anahtarı sakladığı yeri biliyor musun?

Do you know where Tom hid the key?