Translation of "Düşünüyordum" in Spanish

0.016 sec.

Examples of using "Düşünüyordum" in a sentence and their spanish translations:

Uyuduğunu düşünüyordum.

- Pensé que estabas dormida.
- Pensé que estaban dormidas.

Aslında seni düşünüyordum!

¡En realidad estaba pensando en ti!

Aynı şeyi düşünüyordum.

Estaba pensando en lo mismo.

Senin hakkında düşünüyordum.

Estaba pensando en ti.

Beni sevdiğini düşünüyordum.

Creía que te gustaba.

Odanda olduğunu düşünüyordum.

Pensé que estabas en tu habitación.

Haklı olduğunu düşünüyordum.

Yo creía que tenías razón.

İçmeyi bıraktığını düşünüyordum.

Pensé que habías dejado de beber.

Ondan hoşlandığını düşünüyordum.

Pensé que te gustaba.

Arkadaş olduğumuzu düşünüyordum.

Pensé que éramos amigos.

Bizimle geleceğini düşünüyordum.

Pensaba que vendría con nosotros.

Bunun hakkında düşünüyordum.

- Estaba pensando en ello.
- Yo estaba pensando en ello.

Oyunun bittiğini düşünüyordum.

Pensaba que el juego había terminado.

Pazartesi olduğunu düşünüyordum.

Pensé que era lunes.

Tom'un içmediğini düşünüyordum.

Creía que Tom no bebía.

- Sadece senin hakkında düşünüyordum.
- Ben de tam seni düşünüyordum.

Justamente estaba pensando en ti.

Fransızca konuşuyordum, Fransızca düşünüyordum.

y estaba hablando en francés y pensando en francés,

Neden bunun hakkında düşünüyordum?

¿Y por qué estaba pensando en esto?

Her şeyi gördüğümü düşünüyordum.

y pienso que lo he visto todo,

Asla geri gitmeyeceğimi düşünüyordum.

Creí que nunca volvería.

Tom'un bunu seveceğini düşünüyordum.

Pensé que a Tom le gustaría.

Tom'un bilmeceleri sevdiğini düşünüyordum.

Pensé que a Tom le gustaban los acertijos.

Tom'un muhasebeci olduğunu düşünüyordum.

Pensé que Tom era contador.

Tom'un Boston'lu olduğunu düşünüyordum.

Pensé que Tom era de Boston.

Onu çoktan yaptığımızı düşünüyordum.

Pensé que ya habíamos hecho eso.

Bana çok sinirlendiğini düşünüyordum.

Pensé que estabas enojada conmigo.

Ben evlenme hakkında düşünüyordum.

Estaba pensando en casarme.

Boston'da yaşadığını söylediğini düşünüyordum.

Creía que habías dicho que vivías en Boston.

Tom'un Mary'yi tanıyabileceğini düşünüyordum.

Pensé que puede que Tom conociera a Mary.

- Bizi düşünüyorum.
- Bizi düşünüyordum.

Estaba pensando en nosotros.

Genç olduğumuz zamanları düşünüyordum.

He estado pensando en cuando éramos jóvenes.

Benim tarafımda olduğunu düşünüyordum.

Pensé que estabas de mi lado.

Bana ne dediğini düşünüyordum.

Estaba pensando en lo que me había dicho.

Onun beni sevdiğini düşünüyordum.

Pensé que ella me amaba.

Onun sevimli olduğunu düşünüyordum.

Pensé que era lindo.

Kasabadan ayrılmış olabileceğini düşünüyordum.

Pensaba que podría haber dejado la ciudad.

Bugün izinli olduğunu düşünüyordum.

Creía que hoy estabas libre.

Orada birini gördüğümü düşünüyordum.

Yo pensé que vi a alguien allí.

- Bir treylerde yaşamaya alışkın olduğunuzu düşünüyordum.
- Bir karavanda yaşamaya alıştığınızı düşünüyordum.

Pensé que estabas acostumbrado a vivir en un remolque.

"Bunu kesinlikle yakalayacak." diye düşünüyordum.

Pensé: "Seguro que a esta la atrapa".

Sadece yeni bir iş düşünüyordum.

Estaba pensando en un nuevo trabajo.

Tom'un bunu görmek isteyeceğini düşünüyordum.

Pensé que a Tom le gustaría ver esto.

Tom'un gitmeme izin vereceğini düşünüyordum.

Pensé que Tom me dejaría ir.

Tom'un burada seninle olduğunu düşünüyordum.

- Pensé que Tom estaba acá con vos.
- Pensaba que Tom estaba aquí contigo.

Bunun bir sır olduğunu düşünüyordum.

- Pensé que era un secreto.
- Creía que era un secreto.

- Balayımızı düşünüyordum.
- Aklıma balayımız geliyor.

He estado pensando en nuestra luna de miel.

Başka bir şey hakkında düşünüyordum.

Estaba pensando en otra cosa.

Bugün senin hakkında çok düşünüyordum.

Hoy estuve pensando en ti un montón.

Sadece Japonların işkolik olduğunu düşünüyordum.

Pensaba que sólo los japoneses eran adictos al trabajo.

Bugün erken saatlerde seni düşünüyordum.

Estuve pensando en ti el día de hoy.

Onun işi zaten bitirmiş olduğunu düşünüyordum.

Creía que él ya había terminado el trabajo.

Öyle bir şey olması gerektiğini düşünüyordum.

Pensé que debía ser algo así.

Bizim en iyi arkadaş olduğumuzu düşünüyordum.

Pensé que éramos mejores amigas.

Tom'un gelmeyi planlamadığını bilmek isteyebileceğini düşünüyordum.

Pensé que te gustaría saber que Tom no está planeando en venir.

Tom olmadan oraya gitmemizin gerekmediğini düşünüyordum.

Pensé que se suponía que no vamos allá sin Tom.

Senin yeni şeyler öğrenmeyi sevdiğini düşünüyordum.

Yo pensaba que te gustaba aprender cosas nuevas.

Bir erkek çocukken doktor olmayı istediğimi düşünüyordum.

Cuando era niño, pensaba que quería ser médico.

Tom'un May'yi görmek için Boston'a gideceğini düşünüyordum.

Pensé que Tom iría Boston a ver a María.

Tom'un erkek kardeşine daha fazla benzeyeceğini düşünüyordum.

Pensé que Tom se vería más como su hermano.

Oraya bisikletle gitmeyi düşünüyordum ama yağmur başladı.

Pensaba ir en bicicleta pero comenzó a llover.

Buradaki hiç kimseye Fransızca konuşabildiğini söylemediğini düşünüyordum.

Yo pensaba que has dicho que nadie sabía hablar francés aquí.

Çoğu kişinin daha ılık tonlu olanı seçeceğini düşünüyordum,

con la asunción de que la mayoría elegiría la del color más cálido,

Gerçekten mi? Onun evlenecek son kişi olduğunu düşünüyordum.

¿En serio? Yo creía que ella sería la última en casarse.

Tom'un o çiçekleri meşe ağacının yanına dikeceğini düşünüyordum.

Pensé que Tom plantaría esas flores cerca del roble.

- Tom'un suçlu olduğunu düşündüm.
- Tom'un suçlu olduğunu düşünüyordum.

Pensé que Tom era culpable.

Ben geri alıncaya kadar Tom'u burada tutacağını düşünüyordum.

Pensé que mantendrías a Tom aquí hasta que yo regresara.

Son zamanlarda, ben hayatımla ne yapmak istediğinizi düşünüyordum.

Recientemente, estuve pensando en lo que quiero hacer con mi vida.

Ben yeni bir fotoğraf makinesi satın almayı düşünüyordum

Estaba pensando en comprarme una cámara de fotos nueva.

Bir süredir bana ilham veren insanların kimler olduğunu düşünüyordum.

He estado pensando en quiénes son los que me han inspirado,

Iyi olanın olağanüstü derecede kusursuz bir bebek olduğunu düşünüyordum,

creía que bueno era algo así como una superbebé,

...ahtapot gibi düşünüyordum. Ve bunlar bir açıdan aşırı yorucuydu.

Pensaba como un pulpo. Y fue muy agotador.

Park Caddesindeki o Çin restoranında yemek yemek istediğini düşünüyordum.

Pensé que querías comer en aquel restaurante chino en Park Street.

Bir zamanlar ben de bu konuda senin gibi düşünüyordum.

Hubo una época en la que pensaba igual que tú sobre ese tema.

Yüksek morfinden kafam iyi halde daha sonra ne olacağını düşünüyordum.

con morfina, estaba tratando de dar sentido a lo que estaba pasando.

- Tom'un gitiğini sanmıştım.
- Tom'un ayrıldığını düşünüyordum.
- Tom'un gitmiş olduğunu zannetmiştim.

Pensé que Tom se había ido.

- Benim en iyi arkadaşım olduğunu düşünüyordum.
- Benim en iyi arkadaşım olduğunu sanıyordum.

Pensé que eras mi mejor amigo.

O hayvanat bahçesinde bir kar leoparı olduğuna hâlâ inanamıyorum. Onların tehlike altındaki bir tür olduğunu düşünüyordum.

Todavía no me creo que tuvieran un leopardo blanco en ese zoo, creía que estaban en peligro de extinción.