Translation of "Part" in English

0.009 sec.

Examples of using "Part" in a sentence and their english translations:

Ben part time çalışıyorum.

I work parttime.

Tom part-time çalışıyordu.

Tom was working part-time.

Birçok öğrenci part-time işler yapar.

- A lot of students do part-time jobs.
- Many students have part-time jobs.
- Many students work in part-time jobs.

Tom okuldan sonra part-time çalışır.

Tom works part-time after school.

Çiftlikte part-time çalışırken Tom'la tanıştı.

She met Tom while working part-time on the ranch.

Part time işimden vazgeçmeye karar verdim.

I decided that I would quit my part-time job.

Tom part-time iş almak istiyor.

Tom wants to get a part-time job.

Süpermarket birçok part-time çalışanı işe aldı.

The supermarket hired many part-timers.

Part time çalıştığın bir iş var mı?

Do you have a part time job?

Part-time bir iş başvurusu konusunda ısrar etti.

She insisted on applying for a part-time job.

Bir daktilocu olarak part-time bir iş aldı.

She got a part-time job as a typist.

- Yarı zamanlı çalışabilir miyim?
- Part-time çalışabilir miyim?

Could I work part-time?

Tom bir limuzin sürücüsü olarak part-time çalışıyor.

Tom works part-time as a limousine driver.

Hala part time olarak bir fırında mı çalışıyorsun?

You're still working part time at a bakery?

Part-time çalışanlar ekonominin gelişmesinde önemli bir rol oynar.

Part-time workers play an important role in the development of the economy.

Part-time bir işin iyi bir deneyim olduğunu düşünüyorum.

I think a part-time job is a good experience.

O part-time işte bir ayda 80.000 yene kadar kazanabilirsin.

You can make up to 80,000 yen a month in that part-time job.

O, yurtdışında eğitim almak için part-time çalışmak zorunda kaldı.

He was forced to work part-time to study abroad.