Translation of "çalışırken" in English

0.008 sec.

Examples of using "çalışırken" in a sentence and their english translations:

Çalışırken düşünürüm.

While I work, I reflect.

Motor çalışırken hissettim.

I felt the engine running.

Sayacı çalışırken bırak.

Keep the meter running.

Çalışırken radyo dinledim.

I listened to the radio while I worked.

Çalışırken sigara içmemelisin.

You must not smoke while working.

Tom'u çalışırken gördüm.

I've seen Tom at work.

Motoru çalışırken bırakma.

Don't leave the engine running.

Birini çalışırken görmedim.

I didn't see anyone studying.

Motoru çalışırken bırak.

Leave the engine running.

Çalışırken müzik dinlerim.

I listen to music while I work.

- Çalışırken insanların rahatsız etmesinden hoşlanmıyorum.
- Çalışırken rahatsız edilmekten hoşlanmıyorum.

I don't like people bothering me when I'm working.

Kütüphaneyi bulmaya çalışırken kayboldum.

I got lost trying to find the library.

Masamda çalışırken uykuya daldım.

I fell asleep while studying at my desk.

Mücevher çalmaya çalışırken yakalandı.

She was captured trying to steal jewelry.

Onu bahçede çalışırken buldum.

I found him working in the garden.

O motoru çalışırken bıraktı.

He left the motor running.

Çalışırken beni rahatsız etmeyin.

Don't disturb me while I'm studying.

O, çalışırken onunla konuşma.

Don't talk to him while he's studying.

Ben çalışırken benimle konuşma.

Don't talk to me while I'm working.

O, çalışırken şarkı söyledi.

He sang while working.

Çalışırken müzik dinlemeyi severim.

When I work, I like to listen to the music.

Tom çalışırken ıslık çaldı.

Tom whistled as he worked.

Tom kaçmaya çalışırken vuruldu.

Tom was shot trying to run away.

Çalışırken telefona cevap vermem.

I don't answer the phone when I'm working.

Tom'la çalışırken rahat değilim.

I'm not comfortable working with Tom.

Tom çalışırken masasına oturdu.

Tom sat at his desk working.

Boston'da çalışırken Tom'la tanıştım.

I met Tom when I was working in Boston.

Çalışırken Tom'u rahatsız etme.

Don't disturb Tom while he's studying.

Bahçede çalışırken elbiselerimi yırtarım.

I tear my clothes when I work in the garden.

Tutuklanmaktan kaçınmaya çalışırken yakalandı.

He was caught trying to avoid getting arrested.

Odamda çalışırken yağmuru severim.

I love the rain while I'm studying in my room.

Ben çalışırken dikkatimi dağıtmayın.

Don't distract me while I am studying.

Tom, çalışırken şarkı söyledi.

Tom sang while he worked.

Seni bahçede çalışırken gördüm.

I saw you working in the garden.

Çalışırken sık sık mırıldanırım.

I often hum while I work.

- Tom, Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldürüldü.
- Tom, Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.

Tom was killed trying to save Mary.

- Tom ders çalışırken müzik dinlemeyi sever.
- Tom çalışırken müzik dinlemeyi sever.

Tom likes to listen to music while he's studying.

Ve genelde, medeniyeti bulmaya çalışırken,

And so often, when you're trying to find civilization,

Onu gizlice kaçmaya çalışırken yakaladım.

I caught him trying to sneak out.

Çalışırken sigara içmeye izin verilmez.

- Smoking on duty is not allowed.
- Smoking on duty isn't allowed.

Gürültü o çalışırken dikkatini dağıttı.

The noise distracted him from studying.

O çalışırken bir kaza yaptı.

He had an accident at work.

Onu odasından çıkmaya çalışırken yakaladık.

We caught him trying to go out of his room.

O, çalışırken her zaman mırıldanır.

He always hums while working.

Paketi açmaya çalışırken parmağımı kestim.

I cut my finger while trying to open the package.

Çalışırken çizgi roman okumayı bırakın.

Stop reading comic books while working.

Tom dışarıda çalışırken iPodunu dinliyordu.

Tom was listening to his iPod as he worked out.

Tom'u çalışırken rahatsız etmek istemiyorum.

I don't want to bother Tom while he's working.

Tom bugün çalışırken kendini incitti.

Tom injured himself at work today.

Tom çalışırken Fransızca konuşmak zorunda.

Tom has to speak French at work.

Edatları çalışırken dersine konsantre oldu.

He concentrated on his study of prepositions.

Onlar başkalarını kurtarmaya çalışırken öldüler.

They died trying to rescue others.

Ben çalışırken bütün gece ayaktaydım.

I've been up all night studying.

Tom Mary'yi kurtarmaya çalışırken öldü.

- Tom died trying to rescue Mary.
- Tom died trying to save Mary.

Tom her zaman çalışırken mırıldanır.

Tom always hums while working.

O, büroyu yakmaya çalışırken yakalandı.

She was caught trying to burn the office down.

Sen çalışırken seni kesmemeye çalışacağım.

I will try not to interrupt you while you are studying.

Tom, Mary'yi ​​bahçesinde çalışırken gördü.

Tom saw Mary working in her garden.

Onlar diğerlerini kurtarmaya çalışırken öldüler.

- They died trying to save others.
- They died trying to rescue others.

Ben çalışırken sen yemek ye.

You eat while I study.

Tom'u yiyeceğimizi çalmaya çalışırken yakaladık.

We caught Tom trying to steal our food.

Tom mücevher çalmaya çalışırken yakalandı.

Tom was caught trying to steal jewelry.

Çalışırken çok sabıra gerek duyarız.

We need a lot of patience when we study.

İngilizce öğrenmeye çalışırken çok çalışıyorum.

I am working hard trying to learn English.

Çalışırken mırıldanan birini tanıyor musun?

Do you know anyone who hums while they work?

Tom'u Mary'yi kaçırmaya çalışırken gördüm.

Tom saw Mary trying to escape.

Tom'a çalışırken şarkı söylememesini söyledim.

I told Tom not to sing while he's working.

Onu yapmaya çalışırken kendimi yaraladım.

I injured myself trying to do that.

Onu yapmaya çalışırken kendimi incittim.

I hurt myself trying to do that.

O, sınırı geçmeye çalışırken vuruldu.

He was shot while attempting to cross the border.

Ders çalışırken müzik dinler misin?

Do you listen to music while you're studying?

Tom, Mary'yi masasında çalışırken gördü.

Tom saw Mary studying at her desk.

Montaj hattında çalışırken parmakları ezildi.

His fingers got smashed while working on the assembly line.

Çalışırken ekip çalışmasının, düşünceleri ifade etmenin

I though about the need for team work on the fly,

"Tarlada çalışırken, arkada bir gömlek bıraktım,

"Working in the fields, I left a shirt behind,

Hayatımızın ilk dağında, kariyeri yakalamaya çalışırken

On the first mountain of our life, when we're shooting for our career,

Böylece bir yarışma için anatomiye çalışırken

So while I was studying anatomy for a competition,

Bir çocuğu kurtarmaya çalışırken neredeyse boğuluyordum.

I came near being drowned, trying to rescue a boy.

Şirketi desteklemeye çalışırken milyonlarca dolar harcandı.

Millions of dollars have been spent trying to shore up the company.

Ben çalışırken, sen hiçbir şey yapma.

You do nothing, while I work.

Sunumu bitirmeye çalışırken bütün gece ayaktaydım.

I had been up all night trying to finish the presentation.

O çalışırken Tom'un sözünü kesmek istemiyorum.

I don't want to interrupt Tom while he's working.

Çalışırken siz çocukları rahatsız etmek istemiyorum.

I don't want to bother you guys while you're working.

Tom beni kurtarmaya çalışırken neredeyse ölüyordu.

Tom almost died trying to save me.

Babamız yurtdışında çalışırken biz buraya geldik.

We came here when our father was working abroad.

Çiftlikte part-time çalışırken Tom'la tanıştı.

She met Tom while working part-time on the ranch.

Tom'a yardıme etmeye çalışırken yaralandığını duydum.

I heard you were injured trying to help Tom.

Onu odadan dışarı çıkmaya çalışırken yakaladım.

I caught him trying to go out of the room.

Bir çapa ile çalışırken dikkatli ol.

Be careful when working with a hoe.