Translation of "Oturduğu" in English

Bu Tom'un oturduğu yer.

This is where Tom used to sit.

Vlad Eflak'ı tahta oturduğu ve

placing Vlad the Usurper on the Wallachian throne,

Tom'un oturduğu yer bu mu?

Is this where Tom sits?

Sami Leyla'nın oturduğu sokakta oturuyordu.

Sami lived on the same street as Layla.

Tom, Mary'yi oturduğu yerden göremiyordu.

Tom couldn't see Mary from where he was sitting.

Tom Mary'nin oturduğu kanapenin arkasında duruyordu.

Tom was standing behind the couch that Mary was sitting on.

Tom Mary'nin oturduğu masanın yanından geçti.

Tom walked past the table where Mary was sitting.

Tom Mary'nin oturduğu yere doğru yürüdü.

Tom walked over to where Mary was seated.

Parçaların çoğu yerine oturduğu için montaj gerçekten kolaydı.

The assembly is really easy because most of the parts just snap into place.

- Ona nerede yaşadığını sordu.
- Ona oturduğu yeri sordu.

She asked him where he lived.

Çocuklar Tom'un oturduğu yerde toplandılar ve onun gitar çalmasını izlediler.

The children gathered around where Tom was seated and watched him play his guitar.

- Tom'un oturduğu mahalle çok sessiz.
- Tom'un yaşadığı muhit çok sakin.

The neighborhood where Tom lives is very quiet.

Barmen Tom'un oturduğu yere gitti ve ona ne içmek istediğini sordu.

The bartender walked over to where Tom was sitting and asked him what he wanted to drink.