Translation of "Göremiyordu" in English

Tam olarak göremiyordu.

because of vision loss.

Tom Mary'nin yüzünü göremiyordu.

Tom couldn't see Mary's face.

Tom kimin konuştuğunu göremiyordu.

Tom couldn't see who was talking.

Tom durduğu yerden gölü göremiyordu.

Tom couldn't see the lake from where he was standing.

Tom, Mary'yi oturduğu yerden göremiyordu.

Tom couldn't see Mary from where he was sitting.

Tom Mary'yi duyabiliyordu, ama onu göremiyordu.

Tom could hear Mary, but he couldn't see her.

çocukların üçte biri 50. doğum günlerini göremiyordu.

before the risk was brought down a hundredfold.

Oğlan o kadar bağımlıydı ki, toplumda işlev göremiyordu.

- The boy was too clingy to function in society.
- The boy was so dependent that he could not function in society.

Tom Mary'yi göremiyordu, ama onun mutfakta bulaşıklarını yıkadığını duyabiliyordu.

Tom couldn't see Mary, but he could hear her washing dishes in the kitchen.

Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.

Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.