Translation of "Aldık" in English

0.020 sec.

Examples of using "Aldık" in a sentence and their english translations:

- Yerimizi aldık.
- Konum aldık.
- Pozisyon aldık.

We're in position.

Mesajını aldık.

We got your message.

Krediyi aldık.

We got the loan.

- Aynı cevabı aldık.
- Aynı yanıtı aldık.

We got the same answer.

- Hektor'un öcünü aldık.
- Hector'un intikamını aldık.

We have avenged Hector.

- Biz birlikte duş aldık.
- Birlikte duş aldık.
- Beraber duş aldık.

We took a shower together.

Sonunda, bilgi aldık.

- At last, we got the information.
- In the end, we got the information.

Birlikte karar aldık.

We made the decision together.

Biz haber aldık.

We got the news.

Düşmanı hafife aldık.

We underestimated the enemy.

Biz riskleri aldık.

We took risks.

Gerekli önlemleri aldık.

We took the necessary measures.

Her şeyi aldık.

We got everything.

Biz önlemler aldık.

We've taken precautions.

Biz ne aldık?

What did we get?

Onları işe aldık.

We hired them.

Onu işe aldık.

I've hired him.

Biz kilo aldık.

We have gained weight.

Delileri sığınağa aldık.

The lunatics have taken over the asylum.

Hak ettiğimizi aldık.

We got what we deserved.

Biz istediğimizi aldık.

We got what we asked for.

Biz eğitim aldık.

We had the training.

Biz ekmek aldık.

We bought bread.

Umduğumuz sonuçları aldık.

We got the results that we hoped for.

Üç kitap aldık.

We bought three books.

Yüzmekten keyif aldık.

We enjoyed the swimming.

- Biz her önlemi aldık.
- Biz her tedbiri aldık.

We took every precaution.

- Sadece Tom'u işe aldık.
- Tom'u henüz işe aldık.
- Tom'u işe daha yeni aldık.

We just hired Tom.

- Biz bir ev satın aldık.
- Bir ev satın aldık.

We bought a house.

- Bir araba satın aldık.
- Biz bir araba satın aldık.

We bought a car.

- Başımıza iş aldık.
- Başımıza iş açtık.
- Başımıza ihale aldık.

We brought trouble.

İşte böyle, onu aldık.

There we go, we got him.

Rahat bir nefes aldık.

And I had this big sigh of relief.

Eve doğru yol aldık.

We headed home.

Onun ölüm haberini aldık.

We received word of his death.

Avrupa'daki seyahatlerimizden zevk aldık.

We enjoyed our travels in Europe.

Hemen başlama kararı aldık.

We agree to start at once.

Geceleyin biraz yağmur aldık.

We got a little bit of rain overnight.

Biz sadece bunu aldık.

We just got this.

Biz onu ağırdan aldık.

We took it slow.

En hızlı rotayı aldık.

We took the quickest route.

Her zamanki önlemleri aldık.

We took the usual precautions.

Biz bir teklif aldık.

We got an offer.

Sadece bu arabayı aldık.

We just got this car.

Biz ilk görevimizi aldık.

We've received our first assignment.

Tom'dan haber aldık mı?

Have we heard from Tom yet?

Onu onun için aldık.

We got it for her.

Bunu onun sayesinde aldık.

We got it thanks to her.

TV izlemekten keyif aldık.

- We enjoyed watching the TV.
- We enjoyed watching TV.

Müzik dinlemekten keyif aldık.

We enjoyed listening to the music.

O bilgiyi nereden aldık.

Where did we get that information?

Biz onlardan ne aldık?

What did we get from them?

İsimsiz bir ihbar aldık.

We received an anonymous tip.

Bu olasılığı hesaba aldık.

We've allowed for that possibility.

Biz biletlerimizi zaten aldık.

We've bought our tickets already.

Bu sandalyeyi bedavaya aldık.

We got this chair free.

Buluşma tarihini ileri aldık.

We advanced the date of the meeting.

Nehirde yüzmekten zevk aldık.

We enjoyed swimming in the river.

%5 faizle borç aldık.

We borrowed at 5% interest.

Bir araba satın aldık.

We bought a car.

Biz neyi yanlış aldık.

What did we get wrong?

Biz bir şikayet aldık.

We've had a complaint.

Hepimiz ondan zevk aldık.

We all enjoyed it.

Bunu Boston'da satın aldık.

We bought it in Boston.

Biz onu işe aldık.

We hired him.

Biz onları işe aldık.

We've hired them.

Onlardan bir şey aldık.

We got something from them.

Ondan bir şey aldık.

We got something from him.

Biz Tom'u işe aldık.

We've hired Tom.

Mektubumuzun alındığı bildirimini aldık.

We received an acknowledgement of our letter.

Amerika'dan çok sipariş aldık.

We have received many orders from the U.S.

Biz partiden zevk aldık.

We enjoyed ourselves at the party.

Gerçekten mojo'muzu geri aldık.

We've really got our mojo back.

Birkaç küçük hasar aldık.

We sustained some minor damage.

O riskin karşılığını aldık.

That risk paid off.

Riskli girişimimizin karşılığını aldık.

Our gamble paid off.

Hepimiz konserden zevk aldık.

We all enjoyed the concert.

Hepimiz piknikten zevk aldık.

We all enjoyed the picnic.

Yeni bir araba aldık.

We've bought a new car.

Derin bir nefes aldık.

We took a deep breath.

Yani timsahları mercek altına aldık;

who are their closest living relatives,

Çok güzel sayıda dislike aldık

We got a very nice number of dislike

Başka bir yasal tehdit aldık.

We got another legal threat.

Partinin her dakikasından zevk aldık.

We enjoyed every minute of the party.

Geçen yıl çok kar aldık.

We had a lot of snow last year.

Geçen yıl çok yağmur aldık.

We had a lot of rain last year.

Karanlığın örtüsü altında yol aldık.

We advanced under cover of darkness.

Biz oyunu izlerken keyif aldık.

We enjoyed watching the game.

Biz tenis oynamaktan keyif aldık.

We enjoyed playing tennis.

Bir paund çay satın aldık.

We bought a pound of tea.

Yağmura rağmen tatilimizden zevk aldık.

In spite of the rain, we enjoyed our holiday.

Biz nihai bir karar aldık.

We've made a final decision.

Tartışmada onun yanında yer aldık.

We sided with him in the controversy.

Biz bir çocuğu evlatlık aldık.

We adopted a child.