Translation of "Olma" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Olma" in a sentence and their japanese translations:

İşgüzar olma.

- やじ馬はやめろ。
- おせっかいはよしなさいよ。

Paranoyak olma.

被害妄想に囚われるな。

Aptal olma.

ふざけるな

Mahcup olma.

恥ずかしがらないで。

Sarhoş olma.

酔っぱらうな。

özgür olma yolunda.

僕が自由になれるところへ

İnsan olma durumunun

擬似体験のやりとりは

Çok çekingen olma.

- そう水くさくするな。
- そんな遠慮しないで。

Hadi, aptal olma!

馬鹿なまねするんじゃないよ。

- Utanma.
- Utangaç olma.

恥ずかしがらないで。

- Aptal olma.
- Şapşallaşma.

- 馬鹿なことを言うな。
- ふざけるな

Çocuk gibi olma.

子供みたいに泣くなよ!

Sulu gözlü olma!

子供みたいに泣くなよ!

Hey, aptal olma!

おい、馬鹿な真似はよせ。

Çok kaba olma.

そんなに意地悪言わないでよ。

- Lütfen üzgün olma! Neşelen!
- Lütfen üzgün olma! Keyiflen!

どうかそんなに悲しまずに元気を出してください。

- Başbakan olma tutkusunu taşıyordu.
- Başbakan olma hırsı vardı.

彼には総理大臣になりたいという野心があった。

Yardımcı olma konusunda heyecanlıyım.

情熱を注いでいます

Burada olma yetisine sahibiz

現在私達が 地球で 暮らすことができるのは

Kötü bir çocuk olma.

悪いことしてはだめですよ。

- Teslim olma.
- Pes etme.

負けるな。

O kibirli olma eğilimindedir.

彼は傲慢になる傾向がある。

O, aylak olma eğilimindedir.

彼はなまけがちである。

Herkes tembel olma eğilimindedir.

誰も怠け者になりがちだ。

- Aptal olma.
- Aptal olmayın.

- バカ言うな。
- ふざけるな

Çok gürültücü olma, lütfen.

どうかそんなに騒がないで下さい。

Bu kadar ürkek olma.

恥ずかしがらないで。

Olayın olma şekli bu.

このようのしてその出来事は起こった。

Konsantre olma yeteneğini kaybettin.

あなたは集中する力を失ってしまった。

O kadar kötümser olma.

そんな悲観的になるなよ。

Çok vahşi olma Jack.

ジャック、そんなに乱暴に振る舞うな。

Başarı için çok istekli olma.

成功を焦ってはいけない。

Neredeyse eve gidiyor olma zamanım.

そろそろ家へ帰る時間だ。

Eleştiriye karşı çok duyarlı olma.

批評にそんなに神経質になるな。

Bir pilot olma hayalinden vazgeçti.

彼はパイロットになる夢をあきらめた。

Onun başkan olma kapasitesi yok.

彼には社長になれるような力量はない。

O kadar aksi huylu olma!

変なこと言うな!

Hasta insanlar kötümser olma eğilimindedirler.

病人は悲観的になりがちだ。

Onun kötümser olma eğilimi var.

彼は悲観する傾向がある。

Onun başarılı olma ihtimali var.

彼女の成功はありえることだ。

Bir doktor olma ümidiyle gitti.

彼は医者になる望みを捨てた。

Çocuklara karşı çok sert olma.

子供達にそうきついことを言うな。

Bunun olma ihtimali var mı?

それが起こる可能性はあるんですか?

- Onu durdurmayın.
- Ona engel olma.

彼をとめるな。

Nihayet doktor olma hayali gerçekleşti.

ついに彼女の医者になるという夢は実現した。

Okulun tatil olma sebebi kardır.

休校は雪のためである。

Hamile olma ihtimaliniz var mı?

妊娠の可能性はありますか?

Burada olma nedenim gelmem istenildiği içindir.

ぼくがここにいるのは来いと言われたからだ。

O, ona emekli olma niyetini bildirdi.

彼女は引退するつもりでいることを発表した。

Onun iç dekaratör olma özlemleri var.

彼女の抱負は室内装飾家になることです。

Onun bir öğretmen olma düşüncesi yoktu.

彼は先生になるという考えはまったくなかった。

O zengin olma hayaliyle Tokyo'ya gitti.

彼は一攫千金の夢を抱いて上京した。

Onun emekli olma kararı hepimizi şaşırttı.

- 彼が引退を決意したことは私たちみんなを驚かせた。
- 彼が引退を決めたことにわたしたちは皆驚いた。

Tom'un kendine hakim olma sorunu var.

トムはうまく怒りを抑えることができない。

Çocuklara karşı o kadar yumuşak olma.

子供に甘くするな!

Ve daha fazla mufazakar olma eğilimindeyim

私は保守的な考え方をしますね

Eğer yapabilirsen Şimdi cömert olma zamanı.

もしあなたが寛大になれるのならば、今が寛大になる時です

O, bir aktör olma yeteneğinden yoksundur.

彼には俳優になる才能がない。

O zengin olma hayaliyle Tokyo'ya geldi.

彼は一攫千金の夢を抱いて上京した。

Bana karşı bu kadar sert olma.

- キツイなあ。
- そんなに厳しくしないでよ。

Senin planının pratik olma üstünlüğü var.

あなたの計画は実際的だという長所がある。

Kenji bir doktor olma umudundan vazgeçti.

健二は医者になる望みを捨てた。

- Kendine bu kadar katı olma.
- Kendine karşı bu kadar katı olma.
- Bu kadar yüklenme kendine.

そんなに自分に厳しくしちゃ駄目だよ。

Bir savaş muhabiri olma hayalimi bile gerçekleştirdim,

想像とは違うものの

Ve eğer kanser hastası olma riskinizin artması

がんやアルツハイマー病を 発症するリスクが

Yeryüzündeki tüm yaşamın temeli olma yeteneğine saygı,

地球上の生命の基盤となっていることへの敬意

Fox bir film yıldızı olma fırsatını kaçırdı.

フォックスは、映画スターになる機会を逃した。

O bir öğretmen olma yeteneğine sahip değil.

彼には教師たる才能がない。

Sahtekâr olma konusunda kötü bir üne sahiptir.

彼は不正直だという悪評がある。

Eğer çok soru sorarsan kızgın olma eğilimindedir.

あまりたくさん質問すると、彼は腹を立てる傾向がある。

Yaşıyor olma ihtimali yok denecek kadar az.

彼が生きている望みは、たとえあるとしてもごくわずかだ。

Mülkün yıkılmasına neden olma olasılığı daha yüksektir

武装した警官よりも、そういった破壊を引き起こす可能性が高いと推定されています。

Herkes ara sıra karamsar olma hakkına sahiptir.

だれもが時には憂うつになる権利を与えられている。

Bir avukat olma düşüncesiyle gece gündüz çalıştı.

彼は弁護士になるために日夜勉強に励んだ。

Çocukların asi olma gibi bir eğilimleri var.

子供は反抗期になる傾向がある。

Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.

あの先生には女子学生をえこひいきする傾向がある。

- Çok çalışırsan beyzbol oyuncusu olma hayalin gerçekleşebilir.
- Eğer sıkı çalışırsanız, bir beyzbol oyuncusu olma hayalin gerçekleşir.

野球選手になりたいというあなたの夢は、一生懸命に努力すれば実現するでしょう。

Havanın ağırlığa sahip olma fikri çocuklara şaşırtıcı geldi.

空気に重さがある、という考えはその子にはびっくりするようなことだった。

Kız bir şarkıcı olma fikrinden vazgeçmek zorunda kaldı.

その少女は歌手になる考えを捨てなければならなかった。

O büyük bir politikacı olma hırsını asla unutmadı.

- 彼は大政治家になりたいという大望を忘れたことはなかった。
- 彼は偉大な政治家になりたいという大望を忘れたことはなかった。

Bu kararlara dahil olma hakkımız olduğu için buradayız.

私たちがこの会議にまいりましたのは、私たちにもこの会議の諸決定に関わり合う権利があるからです。

O önemli bir politikacı olma hırsını asla unutmadı.

彼は大物政治家になるという野心を忘れたことはなかった。

Vay, gerçekten berbat bir ruh halindesin. Kavgacı olma.

えらくご機嫌ななめね、けんか腰にならないで。

Onun aklı bir aktris olma hayalleri ile doludur.

彼女の心は女優になる夢でいっぱいだ。

O kadar ciddi olma. Bu sadece bir oyun.

あまり深刻に考えるな。ゲームなんだから。

Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.

現代の社会問題はますます複雑化する傾向がある。

Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.

多くの科学者は世間に変人呼ばわりされている。

Bunu yaparsanız tehlikeli parazitleri de tüketmiş olma ihtimaliniz artar.

危険な寄生虫(きせいちゅう)も一緒(いっしょ)に 体に入るかもしれないからだ

Insan ruhunun inanılmaz azminin ve yaratıcılıkla adapte olma yeteneğimizin

これは人の魂が不屈であり

Ama kibar olma gereği hissediyorlar ve bu yüzden ilerleyemiyorlardı.

ところが 礼儀という枠にとらわれ 議論がなかなか進行しないので

Aşırı kıskançlık beraberinde sahip olma isteği ve güvensizlik getirir.

極端な嫉妬には 支配欲と不信がついて回ります

- Yolculuk ederken utangaç olma.
- Seyahat ederken içine kapanık olmayın.

旅の恥はかきすて。

O, onun büyük bir bilim adamı olma hırsını anladı.

彼女は大科学者になるという夢を実現した。

Onun başarısız olma nedeni işini ihmal etmesinden dolayı idi.

彼が失敗したのは怠けたせいだ。

- Beni koşturmayın.
- Sıkboğaz etme beni.
- Beni darlama.
- Çöküntü olma.

急かさないで。

O büyük bir devlet adamı olma tutkusunu hiç unutmadı.

- 彼は大政治家になりたいという大望を忘れたことはなかった。
- 彼は偉大な政治家になりたいという大望を忘れたことはなかった。
- 彼は大物政治家になるという野心を忘れたことはなかった。

Bu kuş türü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

この鳥は絶滅の危機に瀕している。

- Otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.
- O, otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.

彼女は、30代になるまで子供は生まないつもりだと言っている。