Translation of "Memleketi" in English

Burası onun memleketi.

This is his hometown.

Cezayir babamın memleketi.

Algiers is my father's hometown.

memleketi o yönetmiyor ki

he does not rule the country

- Tom'un memleketi küçük bir kasaba.
- Tom'un memleketi küçük bir ilçe.

Tom is from a small town.

Kar bana benim memleketi hatırlatıyor.

Snow reminds me of my hometown.

Tom'un memleketi küçük bir kasaba.

Tom is from a small town.

Onun memleketi terk etme düşüncesi yoktu.

He had no notion of leaving his hometown.

Tom memleketi hakkında çeşitli şarkılar yazdı.

Tom has written several songs about his hometown.

Sami'nin memleketi bir deprem tarafından harap edildi.

Sami's hometown was devastated by an earthquake.

- Tom'un memleketi hangi ülke?
- Tom hangi ülkeli?

What country is Tom from?

Luo'nun memleketi de çok özel bir zanaatte ustalaşmıştı.

Luo's home specialized in a very specific provincial craft --

Sanjay Gubbi, Güney Hindistan'daki memleketi Karnataka'daki katliamdan bahsediyor.

Sanjay Gubbi is talking about bloodshed in his home state, Karnataka in southwest India.

İnsan ülkede değil, konuştuğu dilde yaşar. Memleketi de o dildir, başka bir şey değil.

One doesn't live in a country; one lives in a language. One's native land is that and nothing else.