Translation of "Burası" in English

- Burası acıyor.
- Burası ağrıyor.

It hurts here.

- Burası Tom'un mıntıkası.
- Burası Tom'un çöplüğü.
- Burası Tom'un bölgesi.

This is Tom's turf.

Burası Londra.

Here we are in London,

Burası Berlin.

This is in Berlin.

Burası Japonya'daki

And this is the Kansai Airport,

Burası karanlık.

It's dark in here.

Burası harika.

It's great out here.

Otel burası.

That's the hotel.

Burası ağrıyor.

It hurts here.

Burası güvenli.

It's safe here.

Burası tehlikeli.

It's dangerous here.

Burası soğuk.

- It's cold in here.
- It's cold here.
- It's cold around here.

Burası güzelmiş.

It's beautiful here.

Burası güzel.

This place is beautiful.

Burası cennet.

This is heaven.

Burası Copacabana!

This is Copacabana!

Burası gürültülü.

It's noisy in here.

Burası korkunç.

It's scary down here.

Burası Japonya.

This is Japan.

Burası sıcak.

It's warm in here.

Burası soğuyor.

- It's getting cold in here.
- It's starting to get cold here.

Burası eğlenceli.

It's fun out here.

Burası farklı.

This place is different.

Burası İtalya'dır.

This is Italy.

Burası Rusya'dır!

This is Russia!

Burası kokuyor.

- It stinks in here.
- It smells in here.

Burası havasız.

It's stuffy in here.

Burası cereyanlı.

It's drafty in here.

Adres burası.

This is the address.

Burası güneşli.

It's sunny here.

Burası tuhaf.

This place is weird.

Burası ürkütücü.

It's spooky in here.

- Burası çok karanlık.
- Burası gerçekten karanlık.

It's really dark in here.

- Burası İdlib kenti.
- Burası İdlip şehri.

This is Idlib city.

- Burası Tom'un mıntıkası.
- Burası Tom'un bölgesi.

This is Tom's turf.

- Burası yaşadığım yer.
- Burası benim yaşadığım yer.

- It is here where I live.
- This is where I live.

- Burası gerçekten sıcak.
- Burası gerçekten çok sıcak.

It's really hot here.

- Burası müdürün ofisi.
- Burası müdürün çalışma odası.

This is the principal's office.

Geldiğim yer burası.

That's where I come in.

Burası çok önemli

And this is very important.

Burası olabilir, bakın.

This place could work. Look.

Burası oldukça tehlikeli.

This is getting pretty dicey now.

Burası gittikçe daralıyor.

Ah, it's getting really tight in here.

Ve burası Amsterdam.

And this is in Amsterdam.

Burası Thame vadimiz.

This is our Thame valley.

Pekala, Burası Somali

Well, this is Somalia.

Burası Tom'un dairesidir.

- This is Tom's flat.
- That's Tom's apartment.

Burası gerçek dünya.

This is the real world.

Burası güvenli değil.

- It's not safe here.
- It isn't safe here.

Burası benim yerim.

- This is my place.
- This is my seat.
- This is my spot.

Burası çok havasız.

It's very stuffy in here.

Burası belediye binasıdır.

This is the Town Hall.

Burası güvenli mi?

Is it safe here?

Burası onun memleketi.

This is his hometown.

Burası çok değişmedi.

This place hasn't changed much.

Tam burası gibi.

Just like here.

Burası biraz serin.

It's kind of chilly in here.

Burası çok gürültülü.

It's too noisy in here.

Burası çok sessiz.

It's very quiet here.

Burası tehlikeli bölge.

This is dangerous territory.

Burası çok soğuk.

- It is very cold here.
- It's very cold here.

Burası bir acil.

- This is an emergency.
- It's an emergency.
- We have an emergency.

Geceleri burası sessizdir.

It is quiet here at night.

Burası iğrenç kokuyor.

It stinks in here.

Burası Disneyland değil.

This is not Disneyland.

Burası buz gibi!

It's freezing here!

Burası bir okul.

This is a school.

Burası tamamen güvenli.

It's perfectly safe here.

Yer muhtemelen burası.

This is probably the place.

Burası delilerin evi!

This is a house of crazies!

Burası oldukça güzel.

This place is quite nice.

Burası biraz güzel.

It's kind of nice here.

Burası çok tozlu.

It's very dusty in here.

Burası çok ürpertici.

It's creepy in here.

Burası iç karartıcı.

It's depressing in here.

Burası dondurucu soğuk.

It's freezing cold in here.

Burası oturduğum ev.

This is the house I live in.

Yaşadığım yer burası.

It is here where I live.

Burası artık ev.

This is home now.

Burası yerleşim bölgesidir.

This is residential property.

Burası benim arazim.

This is my territory.

Burası derin mi?

Is it deep here?