Translation of "Kasaba" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kasaba" in a sentence and their english translations:

Kasaba ölüyor.

The town is dying.

O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.

He went about from town to town while he was in Japan.

Kasaba halkı alkışladı.

The townspeople cheered.

Kasaba terk edildi.

The town was deserted.

Bu hangi kasaba?

- Which town is this?
- What town is this?

Doğduğum kasaba güzeldir.

The town where I was born is beautiful.

Kasaba bir kafestir.

- The city is a cage.
- The town is a cage.

Güzel bir kasaba.

It's a nice town.

Bütün kasaba şaşırdı.

The whole town was amazed.

Kasaba etkinlikle uğulduyordu.

The town was humming with activity.

Bütün kasaba patlatıldı.

The whole town was blown out.

Bu kasaba bunaltıcı.

This town is depressing.

Bu kasaba sıkıcı.

This town is boring.

Kasaba turist dolu.

The town is full of tourists.

Kasaba turistlerle doludur.

The town is packed with tourists.

- Kasaba harabe haline düştü.
- Kasaba harabe haline dönüştü.

The town fell into ruin.

Uzakta bir kasaba gördüm.

I saw a town in the distance.

O kasaba müreffeh görünüyordu.

That town looked prosperous.

Kasaba kaplıcası ile ünlüdür.

The town is famous for its hot spring.

Bütün kasaba sular altındaydı.

- The entire town was under water.
- The whole town was under water.

Bütün kasaba çok temizdi.

The whole town was very clean.

- Kasaba güzel.
- Şehir güzel.

The town is beautiful.

Burası nezih bir kasaba.

This is a decent town.

Ben bir kasaba sakiniyim.

I'm a town dweller.

Ne harika bir kasaba!

What a wonderful town!

Kasaba mekandan 3 mil.

The town is 3 miles from the place.

Burası benim doğduğum kasaba.

This is the town where I was born.

Kasaba dağlık bir bölgededir.

The town is in a mountainous district.

Dublin harika bir kasaba.

Dublin is a wonderful town.

Bütün kasaba karla kaplıydı.

The whole town was covered in snow.

Bu bir hayalet kasaba.

It's a ghost town.

Bu küçük bir kasaba.

It's a small town.

Yaşadığım kasaba oldukça küçük.

The town in which I live is rather small.

Ben kasaba merkezinde yaşıyorum.

I live in the town centre.

Bu kasaba canlı değil.

This town isn't lively.

Tüm kasaba su altındaydı.

The entire town was under water.

Kasaba 18. yüzyılda kurulmuştur.

The town was established in the 18th century.

Bütün kasaba bundan haberdardır.

The whole town knows of it.

Bu kasaba çok bunaltıcı.

This town is so depressing.

Trafiksiz bir kasaba istiyorum.

I want a town free of traffic.

Kasaba büyümeye devam etti.

The town continued growing.

Bu kasaba büyük değil.

This town isn't large.

Sami bir kasaba papazıydı.

Sami was a town pastor.

Tüm kasaba bunu konuşuyor.

- The whole town is talking about it.
- The whole town's talking about it.

Kasaba Japonya'nın en uç kuzeyindedir.

The town is located in the extreme north of Japan.

Kasaba bir şehir haline geldi.

The town grew into a city.

Kasaba savaş sırasında tahrip edildi.

The town was destroyed during the war.

Kasaba eski kalesi ile ünlüdür.

The town is famous for its old castle.

Kasaba, kıyıdan iki mil uzaktadır.

The town is two miles away from the coast.

Kasaba birçok yüksek binaya sahip.

- The town has many high buildings.
- The town has many tall buildings.
- That town has many tall buildings.
- There are many tall buildings in that town.

Doğduğum kasaba eski kalesiyle ünlüdür.

The town in which I was born is famous for its old castle.

Kasaba kilisesi tamamen yeniden yapıldı.

The town church has been completely redone.

Kasaba halkı merakla bana baktı.

The townspeople looked curiously at me.

Bu harika bir kasaba olacak.

It will be a wonderful town.

Kasaba selden sonra terk edilmişti.

The town was desolate after the flood.

Kasaba sakinleri tarafından terk edildi.

The town was deserted by its inhabitants.

İki kasaba bir nehirle ayrılır.

The two towns are separated by a river.

O çok küçük bir kasaba.

It's a very small town.

O kasaba iki mil uzaklıkta.

That town is two miles away.

O iş için kasaba dışındadır.

He's out of town on business.

Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.

The whole town has cable TV.

Onların romantizmi kasaba hakkında konuşmaydı.

Their romance was the talk of the town.

Bütün kasaba onun hakkında biliyor.

The whole town knows about it.

Bu 3000 kişilik bir kasaba.

It's a town of 3,000 people.

Bütün kasaba bir kargaşa içindeydi.

- The whole town was in a ferment.
- The whole town was in an uproar.

Bu kasaba bizim için değerlidir.

This town is dear to us.

Bu kasaba geceleri gerçekten ölüdür.

This town is really dead at night.

Bu kasaba büyük adamlar çıkardı.

This town gave to great men.

Kasaba sade bir yapıya sahiptir.

The town has a simple structure.

Bu kasaba nasıl bir yer?

What's this town like?

Tüm kasaba buradaymış gibi görünüyordu.

It seemed the whole town was here.

Önümüzdeki hafta kasaba dışına çıkacağım.

I'll be out of town next week.

Küçük kasaba şüphe içinde idi.

The small town was in disbelief.

Kasaba bir metropol gibi hissettiriyordu.

The town felt like a metropolis.

Onları kasaba kütüphanesinden ödünç aldım.

I borrowed them from the town library.

Tom'un memleketi küçük bir kasaba.

Tom is from a small town.

- Kasaba, Londra'nın hemen yukarısında yer alır.
- Kasaba, Londra'nın hemen kuzeyinde yer alır.

The town lies just above London.

New York’un kuzeyindeki küçük bir kasaba

And if it can happen

Kasaba fabrikalar ve konutlar için ayrıldı.

The town was zoned for factories and residences.

Kasaba halkı kalın biftek yemekten hoşlanır.

The townspeople like to eat thick steaks.

Kasaba o zamandan beri çok değişti.

- The town has changed a great deal since then.
- The town has changed a lot since then.

Şehir ve kasaba arasındaki fark nedir?

What is the difference between 'city' and 'town'?

Tüm kasaba bir yangında tahrip oldu.

The entire town was destroyed in a fire.

Ben bir görev için kasaba dışındaydım.

I was out of town on an assignment.

Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

Hundreds of cities and towns suffered damage.

Tüm kasaba yangın tarafından harap edildi.

All of the town was destroyed by a fire.

Sel suları, kasaba civarını harap edecektir.

The flood waters will devastate the nearby town.

Bu kasaba birçok büyük insan doğurdu.

This town gave birth to several great men.

Bizim kasaba mükemmel spor tesislerine sahiptir.

Our town has excellent sports facilities.

Amerika'da en sevdiğin küçük kasaba hangisi?

- What's your favorite small town in America?
- What's your favorite small town in the United States?

Hastalarımın çoğu bana kasaba dışından geliyor.

The majority of my patients come to me from out of town.

Sami kasaba çevresinde birçok düşman edindi.

Sami has made a number of enemies around town.

Tom, önümüzdeki hafta kasaba dışında olacak.

Tom is going to be out of town next week.

Bu, Tom'un ve benim doğduğum kasaba.

This is the town where Tom and I were born.