Translation of "Kurban" in English

0.013 sec.

Examples of using "Kurban" in a sentence and their english translations:

Tom kurban.

Tom is the victim.

Kurban adlandırılmadı.

The victim hasn't been named.

Kurban kimdi?

Who was the victim?

O kurban değil.

She is not the victim.

Hiç kurban yok.

There are no victims.

Birçok kurban vardı.

There were many victims.

Kurban olmayı bırak.

Stop being the victim.

- Kurban Bayramı'nız mübarek olsun.
- Kurban Bayramı'n kutlu olsun.

Happy Eid al-Adha.

Sizin kurban boşuna değildi.

Your sacrifice was not in vain.

Tom tek kurban değildi.

Tom wasn't the only victim.

Kendimi kurban olarak görmüyorum.

I don't consider myself a victim.

Tom, tek kurban olmayabilir.

Tom may not be the only victim.

Sami bir kurban olmadı.

Sami didn't became a victim.

Çok sayıda kurban vardı.

There were numerous victims.

Kurban yakın mesafeden vurulmuş.

The victim was shot at close range.

Kurban Bayramı'n kutlu olsun.

- Eid Mubarak.
- Happy Eid al-Adha.

1963'te suikasta kurban gitti.

He was assassinated in 1963.

Kurban köpekler tarafından sakat bırakılmıştı.

The victim was crippled by dogs.

Ölümcül bir hastalığa kurban gitti.

He fell a victim to a deadly disease.

Silahlı üç kurban kritik durumda.

The three gunshot victims are in critical condition.

Bir kurban olmak zorunda değilsiniz.

You don't have to be a victim.

Kurban katil tarafından defalarca bıçaklandı.

The victim was stabbed repeatedly by the killer.

Halk için kendini kurban ediyor.

She sacrifies herself for the community.

Kurban tanıklık etmek zorunda değildi.

The victim didn't have to testify.

Orada kaç tane kurban vardı?

How many victims were there?

Sizin kurban fark edilmeden gitmeyecek.

Your sacrifice won't go unnoticed.

Tom cinayete kurban gitti mi?

Did Tom get away with murder?

Olası bir ikinci kurban var.

There's possibly a second victim.

Kurban Tom Jackson olarak tanımlandı.

The victim was identified as Tom Jackson.

Tanrılara bir boğa kurban etmeliyiz.

We must sacrifice a bull to the gods.

Sami başka bir kurban buldu.

Sami found another victim.

Kurban dövülmüş ve ölüme terk edilmiş.

The victim had been beaten up and left for dead.

Kurban erkek mi yoksa kadın mıydı?

Was the victim male or female?

O, toplum için kendini kurban ediyor.

He sacrifies himself for the community.

Bir keçiyi Tanrıya kurban olarak öldürdüler.

They killed a goat as a sacrifice to God.

Kurban Dan Anderson olarak tespit edildi.

The victim was identified as Dan Anderson.

Binlerce mağdur bu hastalığa kurban edildi.

Thousands of people became victims of this disease.

Kurban, Boston'daki bir hastanede hayatını kaybetti.

The victim died at a hospital in Boston.

Tanrılara yenidoğmuş bir erkeği kurban etmeliyiz.

We must sacrifice a newborn male to the gods.

Sami kurban değil. O bir felaketzede.

Sami is not a victim. He's a survivor.

- Sezar öldürüldü.
- Sezar cinayete kurban gitti.

Caesar was murdered.

Saldırganlar bu çocukları artık kurban olarak görmeyecekler.

the attackers are not going to view these children as victims anymore.

Babam suikasta kurban gittiğinde ben beş yaşındaydım.

I was five years old when my father was assassinated.

Başka bir insana saldırmak, dini kurban vermek,

to attack other human beings, to commit ritual killing,

Savaş, pek çok kurban ile sona erdi.

The war ended with many victims.

- Çok şey feda ederiz.
- Çok kurban keseriz.

We sacrifice a lot.

Onlar tanrılara kurban olarak bir keçi öldürdüler.

They killed a goat as a sacrifice to the gods.

"Kurban bayramın kutlu olsun" "Senin de, teşekkürler."

"Happy Qurban!" "You as well, thank you."

İkinci kurban Dan Anderson olarak tespit edildi.

The second victim was identified as Dan Anderson.

Bir başka kurban, hastanede kalmaya devam ediyor.

One other victim remains hospitalized.

- Ben burada kurban değilim.
- Burada mağdur değilim.

I'm not the victim here.

Kurban 22 yaşındaki Fadıl Sadık olarak tanımlandı.

The victim was identified as 22-year-old Fadil Sadiq.

Sami sevdiği karısını açgözlülüğün sunağında kurban etti.

Sami sacrificed his loving wife on the altar of greed.

Suaygırları Aslanlardan daha çok insan kurban ediyor.

Hippopotamuses make more human victims than lions.

Burada başka hiç kimseden daha az kurban değilsin.

You're no less a victim than anyone else here.

Onlar bu keçiyi Tanrı'ya bir kurban olarak öldürdüler.

They killed this goat as a sacrifice to God.

Fadıl iki kurban daha olduğunu öğrendiğinde şok oldu.

Fadil was shocked when he learned there were two more victims.

- Eskiden antik çağda insanlar burada tanrı için kurban keserlermiş.
- Antik çağlarda insanlar tanrıları için burada hayvan kurban edermiş.

In ancient times people used to sacrifice animals to their god here.

Çünkü her şeyden önce bu kadınları kurban ilan etmektir.

First of all because it puts women as victim.

Artık bir kurban değil, cinsel istismarla baş etmiş biriydim.

I had become a survivor of abuse rather than a victim.

Genç bir erkek ya da kız şiddete kurban gidiyor.

somewhere in the world is killed by an act of violence.

Sami hala kendini masum bir kurban olarak resmetmekten hoşlanır.

Sami still likes to portray himself as an innocent victim.

Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.

They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.

Türk kadınına ne oldu da şimdi tecavüze, tacize ve cinayete kurban veriyoruz

What happened to the Turkish woman now we sacrifice rape, harassment and murder

- Bayramınız kutlu olsun.
- Ramazan Bayramı'nız mübarek olsun.
- Bayramınız mübarek olsun.
- Bayramın kutlu olsun.
- Bayramın mübarek olsun.
- Hayırlı bayramlar.
- İyi bayramlar.
- Ramazan Bayramı'nız kutlu olsun.
- Kurban Bayramı'nız mübarek olsun.
- Kurban Bayramı'n kutlu olsun.

Eid Mubarak.