Translation of "Kurbağayı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kurbağayı" in a sentence and their english translations:

Mary kurbağayı öptü.

Mary kissed the frog.

Tom kurbağayı öptü.

Tom kissed the frog.

Yılan bir kurbağayı yuttu.

The snake swallowed a frog.

Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.

- I can't distinguish a frog from a toad.
- I cannot distinguish a frog from a toad.

Tom kurbağayı yutmak zorunda kaldı.

Tom had to swallow the frog.

İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.

We dissected a frog to examine its internal organs.

Ev kedisi küçük bir kurbağayı bile yiyecek.

A housecat will even eat a small frog.

Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemiyorum.

- I can't distinguish a frog from a toad.
- I cannot distinguish a frog from a toad.

Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemem.

I can't tell a frog from a toad.

Tom Mary'yi bir kurbağayı yemesi için zorladı.

Tom forced Mary to eat a frog.

Mary bir prense dönüşeceğini umarak kurbağayı öptü.

Mary kissed the frog, hoping that it would transform into a prince.

- İç organlarını incelemek için bir kurbağayı parçaladık.
- İç organlarını incelemek için bir kurbağayı kesip parçalara ayırdık.

We dissected a frog to examine its internal organs.

- Tom, Mary'ye kurbağayı yediren kişidir.
- Mary'ye kurbağa yediren kişi Tom'dur.

Tom is the one who made Mary eat a frog.