Translation of "Kedisi" in English

Mary'nin kedisi kayıp.

Mary's cat is missing.

Luke'un kedisi kayıp.

Luke's cat is missing.

Bu Tom'un kedisi.

This cat is Tom's.

İki kedisi var.

She has two cats.

Bu, Tom'un kedisi.

This is Tom's cat.

Kedisi çok sevimli.

Her cat is so adorable.

Tom'un kedisi kayıp.

Tom's cat is missing.

- Tom'un kedisi güneşleniyor.
- Tom'un kedisi güneş banyosu yapıyor.

Tom's cat is sunbathing.

Onun bir kedisi var.

- He keeps a cat.
- He has a cat.

Kedisi öldüğünden beri mutsuz.

She has been unhappy since her cat died.

Onun iki kedisi var.

He has two cats.

Halasının üç kedisi vardır.

His aunt has three cats.

Onun kedisi ile ilgilendim.

I took care of her cat.

İran kedisi masada uyudu.

The Persian cat slept on the table.

Tom'un kedisi ile ilgilendim.

I took care of Tom's cat.

Beyaz bir kedisi vardı.

He had a white cat.

Ken'in iki kedisi var.

Ken has two cats.

Tom'un bir kedisi vardı.

Tom had a cat.

Millie'nin bir kedisi var.

Millie has a cat.

Marie'nin bir kedisi vardı.

Marie had a cat.

Onların iki kedisi var.

They have two cats.

Tom'un üç kedisi var.

Tom has three cats.

Tom'un iki kedisi var.

Tom has two cats.

Tom'un birçok kedisi var.

Tom has many cats.

Tom'un hiç kedisi yok.

Tom doesn't have any cats.

Tom'un bir kedisi var.

Tom has a cat.

Tom'un bir kedisi yok.

Tom doesn't have a cat.

Alice'in bir kedisi var.

Alice has a cat.

Bu Tom'un kedisi olmalı.

This must be Tom's cat.

Tom'un kedisi siyah mı?

Is Tom's cat black?

Bu bir ev kedisi.

This is an indoor cat.

Tom'un kedisi, ev kedisidir.

Tom's cat is an indoor cat.

Tom'un kedisi Mary'ye tısladı.

Tom's cat hissed at Mary.

- Onun yaşlı kedisi hâlâ hayatta.
- Onun eski kedisi hâlâ hayatta.

Her old cat is still alive.

- Mary, kedisi dışında yalnız yaşıyor.
- Mary, kedisi hariç yalnız yaşıyor.

Mary lives alone except for her cat.

Tom'un kaç tane kedisi var?

How many cats does Tom have?

Onun yaşlı kedisi hâlâ hayatta.

Her old cat is still alive.

Mary kedisi ile oyun oynuyor.

Mary is playing with her cat.

Tom'un bir kedisi olduğunu bilmiyordum.

I didn't know Tom had a cat.

Tom'un beyaz bir kedisi var.

Tom has a white cat.

Onun beyaz bir kedisi var.

He has a white cat.

Mary'nin kedisi pis bir canavar.

Mary's cat is a nasty beast.

Tom'un siyah bir kedisi var.

- Tom keeps a black cat.
- Tom has a black cat.

Tom'un siyah bir kedisi vardı.

Tom had a black cat.

Komşunun kedisi bizim bahçeyi seviyor.

The neighbor's cat loves our garden.

Erkek kardeşimin kedisi durmadan mırlıyor.

My brother's cat is purring non-stop.

Tom'un kedisi, Mary'nin ayağına sürtündü.

Tom's cat rubbed against Mary's leg.

Tom'un tüysüz bir kedisi var.

Tom has a hairless cat.

Mary, kedisi Tom'la yalnız yaşıyor.

Mary lives alone with her cat, Tom.

Kedisi öldüğünde, Diana sinir krizine girdi.

When her cat died, Diana went to pieces.

Tom'un kedisi Mary'nin kedisiyle kavga ediyor.

Tom's cat is fighting with Mary's cat.

Onun bir kedisi var. Kedi beyaz.

She's got a cat. The cat's white.

Tom'un kedisi bir kasırga tarafından sürüklendi.

Tom's cat was carried away by a tornado.

Tom kedisi için tasa süt döktü.

Tom poured milk into a bowl for his cat.

Tom'un kedisi bacağına dayalı kıvrılıp yatmıştı.

Tom's cat snuggled against his leg.

Jack'in kolunun altında bir kedisi var.

Jack has a cat under his arm.

Tom ve Maria'nın iki kedisi var.

Tom and Maria have two cats.

- Bu Tom'un kedisi.
- Bu kedi Tom'unki.

This cat is Tom's.

Tom'un benim kadar çok kedisi var.

Tom has as many cats as I do.

Tom'un kedisi, kar tanelerini yakalamaya çalıştı.

Tom's cat tried to catch the snowflakes.

Arkadaşımın Çorap adlı bir kedisi var.

My friend has a cat named Sock.

Tom'un kedisinin dokuz yavru kedisi vardı.

Tom's cat had nine kittens.

Tom'un hâlâ bir kedisi var mı?

Does Tom still have a cat?

Tom'un üç kedisi var. Mary'ninse bir.

Tom has three cats. Mary has one.

Tom'un kedisi bir yumak ile oynuyor.

Tom's cat is playing with a ball of yarn.

Onun bir kedisi ve iki köpeği var.

- He has a cat and two dogs.
- He owns one cat and two dogs.

Onun bir kedisi vardır ve kedi beyazdır.

She has a cat. The cat is white.

Onun kaç tane kedisi olduğunu biliyor musun?

Do you know how many cats she has?

Onun bir kedisi var. Bu kedi beyazdır.

She has a cat. This cat is white.

Onun bir köpeği ve altı kedisi var.

He has one dog and six cats.

Tom'un ne kedisi ne de köpeği var.

- Tom has neither cat nor dog.
- Tom doesn't have either a cat or a dog.

Ev kedisi küçük bir kurbağayı bile yiyecek.

A housecat will even eat a small frog.

Masanın üzerinde uyuyan bir İran kedisi vardı.

There was a Persian cat sleeping on the table.