Translation of "Kaybolur" in English

Tom kolayca kaybolur.

Tom gets lost easily.

O her zaman kaybolur.

She always gets lost.

Her nüans çeviride kaybolur.

Every nuance is lost in translation.

Tom her zaman kaybolur.

Tom always gets lost.

O nereye giderse kaybolur.

He gets lost wherever he goes.

10 gün içinde bir gecede kaybolur,

and in 10 days, overnight, it disappears,

Gördüğünüz gibi, madde kaybolur, sadece ruh kalır.

Matter, you see, disappears; only the spirit remains.

Yaşlı askerler asla ölmez, onlar sadece kaybolur.

Old soldiers never die, they simply fade away.

Tom bir harita taşımazsa, her zaman kaybolur.

Tom always gets lost if he doesn't carry a map.

O gerçekten kolayca kaybolur. Onun yön duygusu yok.

She gets lost really easily. She's got no sense of direction.

Yalnızca kocası ona yardım ederse, evdeki sorunların çoğu kaybolur.

If only her husband helped her, most of her problems at home would disappear.

- Tom çok sık kaybolur.
- Tom sık sık yolunu kaybeder.

Tom gets lost quite often.

çamur. Bu imkansız koşullarda, umutların hepsi bir atılımın yakında kaybolur.

Düğmeler ekrana bastığınızda ortaya çıkar ve 3 saniye sonra tekrar kaybolur.

Buttons occur when you press the screen and disappear again after 3 seconds.