Translation of "Onlar" in Polish

0.008 sec.

Examples of using "Onlar" in a sentence and their polish translations:

- Onlar öğretmen.
- Onlar öğretmendir.
- Onlar öğretmenlerdir.

Są nauczycielami.

- Onlar sarı.
- Onlar korkak.

One są żółte.

- Onlar uyuyordu.
- Onlar uyuyorlardı.

Spali.

- Onlar neredeydi?
- Onlar neredeydiler?

Gdzie oni byli?

Onlar deliler, onlar Romalılar!

Szaleni są ci Rzymianie!

- Onlar dezavantajlılardı.
- Onlar dezavantajlıydı.

Byli w niekorzystnej sytuacji.

- Onlar polis.
- Onlar polis memuru.
- Onlar emniyet mensubu.

To gliny.

- Onlar mutlular.
- Mutlular.
- Onlar mutlu.

Oni są szczęśliwy.

- Onlar kaçtılar.
- Onlar firar ettiler.

Uciekli.

Onlar kavun.

To są melony.

Onlar işteler.

Oni są w pracy.

Onlar güreşçiler.

Oni są zapaśnikami.

Onlar selamlaştılar.

Wymienili pozdrowienia.

Onlar sanatçılar.

Oni są artystami.

Onlar doktordur.

Oni są lekarzami.

Onlar pilotturlar.

Oni są pilotami.

Onlar Rus.

Oni są Rosjanami.

Onlar meşgullerdi.

Byli zajęci.

Onlar güzel.

Oni są ładni.

Onlar içeride.

Są w środku.

Onlar şarkıcıdır.

Oni są śpiewakami.

Onlar burada.

Oni są tutaj.

Onlar sıkıldı.

- Są znudzeni.
- Oni są znudzeni.

Onlar cezalandırılmalı.

Muszą zostać ukarani.

Onlar silahlı.

Są uzbrojeni.

Onlar meşgul.

Są zajęci.

Onlar tuhaflar.

- Oni są dziwni.
- One są dziwne.
- Są dziwni.
- Są dziwne.

Onlar yenidir.

Oni są nowi.

Onlar korkunçlar.

Oni są okropni.

Onlar korkusuz.

Są nieustraszeni.

Onlar kuzen.

- Oni są kuzynami.
- One są kuzynkami.

Onlar uyuyor.

- Oni śpią.
- Śpią.

Onlar gelecek.

Przyjdą.

Onlar bağırdı.

Krzyczeli.

Onlar yürüdü.

Szli.

Onlar bekledi.

Czekali.

Onlar kayboldu.

Zniknęli.

Onlar anladılar.

Zrozumieli.

Onlar terledi.

Pocili się.

Onlar durdu.

Zatrzymali się.

Onlar gülümsedi.

Uśmiechnęli się.

Onlar dinlendi.

Odprężali się.

Onlar reddetti.

Odmówili.

Onlar kaybetti.

Zgubili.

Onlar gitti.

Wyszli.

Onlar güldü.

Śmiali się.

Onlar düştü.

Poczuli.

Onlar aldatırlar.

Oszukują.

Onlar aradı.

Zadzwonili.

Onlar yandı.

Spalili.

Onlar onaylar.

Zatwierdzają.

Onlar alkışladı.

Klaskali.

Onlar çarptı.

Rozbili.

Onlar korkmuş.

Są przestraszeni.

Onlar komşular.

Oni są sąsiadami.

Onlar nereli?

Dokąd przychodzą?

Onlar kucaklaştı.

Objęli.

Onlar aptal.

Oni są głupi.

Onlar bilmiyordu.

Oni nie wiedzieli.

Onlar kalmayacaklar.

Nie zostaną.

Onlar ayçiçeği.

Tamte to słoneczniki.

Onlar profesör.

Oni są profesorami.

Onlar İsveçli.

Oni są ze Szwecji.

Onlar uzandı.

Kładą się

Onlar yabancı.

Oni są obcymi.

Onlar mavi.

- Oni są smutni.
- Są przygnębieni.

Onlar durmayacak.

- Nie przestaną.
- Nie zatrzymają się.

Onlar sarıldı.

Przytulili.

Onlar Hıristiyanlar.

Są chrześcijanami.

Onlar hastaydı.

Byli chorzy.

Onlar mükemmeller.

Są świetni.

Onlar amatörler.

Oni są amatorami.

Onlar kımıldamadılar.

Nie drgnęli.

Onlar geldiler.

Przyszli.

Onlar inanılmazdı.

Byli wspaniali.

Onlar askerdi.

Byli żołnierzami.

Onlar zayıftı.

Byli słabi.

Onlar umursamayacak.

Nie będą mieli nic przeciwko.

Onlar âşık.

Oni są zakochani.

Onlar tutuklu.

Zostali aresztowani.

Onlar aşıktılar.

Byli zakochani.

Onlar harika.

- Są wspaniali.
- Są świetni.

Onlar gidebilirler.

Mogą iść.

Onlar öldüler.

- Nie żyją.
- Są martwi.

Onlar kazandı.

Wygrali.

Onlar kayboldular.

Zniknęli.

Onlar Polonyalıdırlar.

To Polacy.

Onlar Kanadalı.

Są Kanadyjczykami.

Onlar aktördür.

Oni są aktorami.

Onlar tartıştılar.

Pokłócili się.

Onlar aç.

Oni są głodni.

Onlar uyuyorlardı.

Spali.

Onlar birahanede.

Są w barze.

Onlar yorgundu.

- Byli zmęczeni.
- Były zmęczone.

Onlar düşmanlar.

Jesteście wrogami.