Translation of "Sorunlarla" in English

0.010 sec.

Examples of using "Sorunlarla" in a sentence and their english translations:

Sunumundaki sorunlarla uğraşıyoruz.

including global childbirth.

Dünya sorunlarla dolu.

The world is full of problems.

Hayat sorunlarla doludur.

Life is full of problems.

Onlar birçok sorunlarla karşılaştı.

They were confronted with many problems.

O, sorunlarla başa çıkabilir.

He can cope with the problems.

Biz bazı sorunlarla karşılaşabiliriz.

We may experience some difficulties.

Bu sorunlarla başa çıkamayabilirim.

I may not be able to cope with those problems.

Ben devasa sorunlarla yüz yüzeyim.

I am faced with a mountain of problems.

Tom bazı beklenmedik sorunlarla karşılaştı.

Tom encountered some unexpected problems.

Onlar mali sorunlarla karşı karşıya.

They are facing financial problems.

Bu sorunlarla bir yere varamıyoruz.

We're getting nowhere with these problems.

Tom mali sorunlarla karşı karşıya.

Tom is facing financial problems.

Biz ciddi sorunlarla karşı karşıyayız.

We're facing serious problems.

Daha ciddi sorunlarla karşı karşıyalar.

They face more serious challenges.

Bu tür sorunlarla uğraşmaya alışkınım.

I'm used to dealing with these kind of problems.

Sami çok zor sorunlarla uğraşıyor.

Sami is dealing with very difficult problems.

Sami maddi sorunlarla karşılaşmaya başladı.

Sami began to run into financial problems.

Birçok ülke benzer sorunlarla yüzleşmeli.

Many countries must confront similar problems.

çok daha büyük sorunlarla uğraşmakla meşguldüler.

dealing with bigger problems than this little country.

Bunun gibi sorunlarla kendim baş edebilirim.

I'm capable of dealing with problems like this myself.

Bu tür sorunlarla her gün ilgileniyorum.

I deal with those kinds of problems every day.

Bu yazılımı derlerken bazı sorunlarla karşılaşıyorum.

I'm having some problems compiling this software.

Tom birçok yeni sorunlarla karşı karşıyadır.

Tom faces many new challenges.

Bu tür sorunlarla ilgilenebilecek birini arıyoruz.

We're looking for someone who can take care of these kinds of problems.

Tom sorunlarla kendisi ilgilenmeye karar verdi.

Tom decided to take matters into his own hands.

Çevresel sorunlarla daha ilgili olmak zorundayız.

We ought to be more interested in environmental issues.

Biz her zaman en zor sorunlarla başlarız.

We always begin with the hardest problems.

Aynı sorunlarla daha önce yüz yüze geldik.

We've run into similar problems before.

Sorunlarla karşılaştığında lütfen bana bir mektup yaz.

- Drop me a line when you are in trouble.
- Please write me a letter whenever you run into trouble.

Bazı çiftler küçük sorunlarla ilgili olarak tartışırlar.

- Some couples argue over minor issues.
- Many couples quarrel over meaningless matters.

Tom da muhtemelen bu tür sorunlarla karşılaştı.

Tom probably ran into these kinds of problems, too.

Bazı sorunlarla ya da bir şeyle karşılaştın mı?

You've run into some trouble or something?

Tüm dünyada kadınlar daha önemli sorunlarla ilgilenmiyorlar mı?" dedi.

Aren't women dealing with more important issues all over the world?"

Neden her zaman bu tür sorunlarla mücadele etmek gerekiyor?

Why do I always need to struggle with such problems?

Yaşadığım bazı sorunlarla ilgili bana biraz yardım eder misin?

Would you mind giving me a little help with some problems I'm having?

Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.

My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.