Translation of "Karşılığında" in English

0.020 sec.

Examples of using "Karşılığında" in a sentence and their english translations:

Karşılığında ne alacağım?

What do I get in return?

Karşılığında ne bekliyorsun?

What do you expect in return?

Karşılığında ne istiyor?

What does he want in return?

Karşılığında ne alırım?

What do I get in exchange?

Bana karşılığında bunu verdi.

He gave me this in return.

O, karşılığında ne bekliyor?

What does he expect in return?

O, karşılığında ne bekliyor.

What does she expect in return?

O, karşılığında ne istiyor?

What does she want in return?

Karşılığında bir şey istiyorum.

I want something in return.

Kerry "Sibirya karşılığında Kırım!"

Kerry: "Crimea in exchange for Siberia!"

Karşılığında sana etrafı gezdireceğim.

I will show you around in return.

Karşılığında ona bir bebek verdim.

In exchange I gave her a doll.

Bunun karşılığında bana ne vereceksin?

What will you give me in return?

Tom tahvil karşılığında serbest bırakıldı.

Tom has been released on bond.

Düzen, refah ve milli saygınlık karşılığında

is based around a contract or a bargain

Yardımı karşılığında onu akşam yemeğine çıkardım.

I took him out to dinner in return for his help.

O telsiz karşılığında sana daktilomu vereceğim.

I'll give you my typewriter in exchange for that radio.

Nezaketinin karşılığında ona bir hediye verdim.

I gave her a present in return for her kindness.

İyiliğinin karşılığında ona bir hediye verdim.

I gave him a present in return for his favor.

Bunu yapmamızın karşılığında ek ücret almayacağız.

We won't get paid extra for doing this.

Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.

I bought him a drink in return for his help.

Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?

What does Tom get in return for all the work he's done?

- Karşılığında ne aldınız?
- Karşılık olarak ne aldın?

What did you get in return?

Bu ceketi 30 dolar karşılığında satın aldım.

- I bought this jacket for $30.
- I bought this jacket for thirty dollars.

Ve karşılığında bizim adımıza gittikçe daha azını istiyor.

and asking for less and less in return on our behalf.

Ancak karşılığında Morvia Sırbistan'ın Osmanlı tebaası olmasını istedi.

in exchange for Moravian Serbia becoming an Ottoman vassal.

Size başka bir dil karşılığında Çince öğretmek istiyorum.

I'd like to teach you Chinese in exchange for your teaching me another language.

Bu çift ayakkabıyı üç yüz dolar karşılığında aldım.

I bought this pair of shoes for three hundred dollars.

Ve karşılığında hayatlarını iyileştirme sözü verdiler ve kapıları açtılar.

and, with assurance that their lives and property would be spared, they opened the gates.

Rüşvet için koordinasyon merkezi sözleşmeler karşılığında uluslararası ödeme yaptı.

its coordination center for the bribes it paid internationally in exchange for contracts.

Bildiğimiz kadarıyla, bunlar tarafından alındı politikacılar ve yetkililer karşılığında

As far as we know, these were received by politicians and officials in exchange for

- Tom karşılık olarak ne istiyor.
- Tom karşılığında ne istiyor?

What does Tom want in return?

Bay Lee'nin çocuklarına oda ve yiyecek karşılığında İngilizce öğretiyorum.

- I teach Mr Lee's children English in exchange for room and board.
- I teach Mr. Lee's children English in exchange for room and board.

Hip-hop çıkar karşılığında kötülüğün bir aracı olmak zorunda değil.

Hip-hop does not have to be a pawn of villainy in exchange for profit.

Bir kız bir parça kek karşılığında bana bir portakal verdi.

A girl gave me an orange in exchange for a piece of cake.

Bu makine paranı alır ve karşılığında sana bir şey vermez.

This machine takes your money and gives you nothing in return.

En son başarılarından birine bir göz atın ... ile kırılma karşılığında gerçekleşti

Check out one of their latest achievements... which happened in exchange for breaking with

Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.

In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Ruhunu şeytana sattın ve karşılığında bir şey almadın. Neyin var senin!?

You sold your soul to the devil and didn't get anything in return? What's wrong with you!?

Demek ki neymiş,Google bize en doğru bilgiyi değil,sadece karşılığında para aldığı bilgiyi

So what it is, Google doesn't give us the most accurate information, only information that it receives money in return