Translation of "Alırım" in English

0.008 sec.

Examples of using "Alırım" in a sentence and their english translations:

Karşılığında ne alırım?

What do I get in exchange?

Bantları satın alırım.

I buy tapes.

İyi notlar alırım.

I get good grades.

İşimi ciddiye alırım.

I take my job seriously.

Okumaktan zevk alırım.

I enjoy reading.

Onu geri alırım.

I take that back.

Ne yardımı alırım?

What help do I get?

Ne kadar alırım?

- How much do I get?
- How much will I receive?

Nasıl kilo alırım?

How do I gain weight?

Kararları ben alırım.

I'm the one who makes the decisions.

Seni öğlen alırım.

I'll pick you up at noon.

İyi dostlarımdan güç alırım.

I draw strength from my good friends.

Umarım yakında haberlerinizi alırım.

I look forward to hearing from you soon.

Zengin olursam onu alırım.

If I got rich, I would buy it.

Yerinde olsam, şunu alırım.

If I were you, I'd buy that one.

Klasik müzikten zevk alırım.

- I like classical music.
- I enjoy classical music.

Kütüphaneden kitap ödünç alırım.

I borrow books from the library.

Her gün gazete alırım.

I buy newspapers every day.

Sıramı ne zaman alırım?

When do I get my turn?

Tamam, seni dörtte alırım.

OK, I will come pick you up at four o'clock.

İstediğimi ne zaman alırım?

When do I get what I want?

Ne zaman ödeme alırım?

- When do I get paid?
- When will I get paid?

Ben borç para alırım.

I borrow money.

İstediğim bir şeyi alırım.

I get anything I want.

Onun hepsini geri alırım.

I take it all back.

İstediğim her şeyi alırım.

I get everything I want.

Yerinde olsam onu alırım.

I'd take it if I were you.

Ben nadiren ziyaretçi alırım.

I rarely get visitors.

Her gün duş alırım.

I shower every day.

Tom'la konuşmaktan keyif alırım.

I enjoy talking with Tom.

Toptan konserve ürünler alırım.

I buy canned goods in bulk.

Bunlardan birini nasıl alırım?

How do I get one of those?

Kitap okuyarak bilgi alırım.

I get knowledge by reading books.

Ben yüzmekten zevk alırım.

I enjoy swimming.

Ben çalışmaktan zevk alırım.

I enjoy working.

Doktorumdan ağrı hapları alırım.

I get pain pills from my doctor.

Ben hayatı ciddiye alırım.

I take life seriously.

Nasıl bir tane alırım?

How do I get one?

Her zaman not alırım.

I always take notes.

Ödülümü ne zaman alırım?

When do I get my reward?

Sadece organik ürünler alırım.

I buy only organic products.

Kitap okumaktan keyif alırım.

I enjoy reading books.

Kalkar kalkmaz duş alırım.

- As soon as I get up, I have a shower.
- As soon as I get up, I take a shower.

Bazen dondurulmuş sebze alırım.

Sometimes, I buy frozen vegetables.

Ben kendimi ciddiye alırım.

I take myself seriously.

Plajda çok keyif alırım.

I enjoy myself very much at the beach.

Dönüşte biraz bira alırım.

I'll pick up some beer on my way back.

Tatlı olarak muz alırım.

As dessert, I take a banana.

- Seni saat 2.30 gibi alırım.
- Seni saat 2.30 civarında alırım.

I'll pick you up around 2:30.

- Her ay bir kitap alırım.
- Her ay bir kitap satın alırım.

- I buy a book every month.
- Every month, I buy a book.

Bir aktör olarak, senaryolar alırım

As an actor, I get scripts

Yeterli param olsa, kitabı alırım.

If I had enough money, I would buy the book.

Ara sıra ondan haber alırım.

I hear from him once in a while.

Ben mağazalarda birçok şey alırım.

I get most things at the stores.

Fakir olmasam o arabayı alırım.

- I would buy the car, but I am poor.
- If I weren't poor, I'd buy that car.

İngilizcede yeterliyse, onu işe alırım.

- If he is proficient in English, I'll employ him.
- If he's fluent in English, I'll hire him.
- If he's proficient in English, I'll hire him.

Bir şey istersem onu alırım.

If I want something, I get it.

Bunu bir işaret olarak alırım.

- I would take it as a sign.
- I'd take it as a sign.

Çocukları oynarken izlemekten zevk alırım.

I enjoy watching children play.

Her yıl arkadaşımdan haber alırım.

I hear from my friend every year.

Neredeyse her gün süt alırım.

I buy milk almost every day.

Neredeyse her gün duş alırım.

I take a shower almost every day.

Ben genellikle akşamleyin duş alırım.

I usually take a shower in the evening.

Ben her gün duş alırım.

I take a shower every day.

Sana bir hediye satın alırım.

I buy you a present.

Okula gitmeden önce duş alırım.

Before I go to school, I take a shower.

Yarın sabaha kadar sonuçları alırım.

I'll have the results by tomorrow morning.

Çok pahalı olmasa onu alırım.

I would buy it if it weren't so expensive.

Sizin için bu çantayı alırım.

I'll get this bag for you.

Genellikle kahvaltıdan önce duş alırım.

I usually take a shower before breakfast.

Birinden bir şemsiye ödünç alırım.

- I'll borrow an umbrella from somebody.
- I'll borrow an umbrella from someone.

Bir saat içinde Tom'u alırım.

I'll pick Tom up in an hour.

Bir sonrakini ben satın alırım.

I'll buy the next round.

İstersen sana bir tane alırım.

I'll buy you one if you want.

Ben seyahat etmekten zevk alırım.

- I like traveling.
- I like to travel.
- I enjoy traveling.

Piyangoyu kazanırsam bir araba alırım.

If I won the lottery, I'd buy you a car.

Ben her sabah duş alırım.

I take a shower every morning.

Sık sık ondan mektup alırım.

I often receive letters from him.

Ben her gün vitamin alırım.

I take vitamins every day.

Ben her şeyi geri alırım.

I take everything back.

Ben roman okumaktan keyif alırım.

I enjoy reading novels.

Kitapları şehir kütüphanesinden ödünç alırım.

I borrow books from the city library.

Param olsa bir bilgisayar alırım.

If I had money, I would buy the computer.

Her gece bir duş alırım.

I have a shower every night.

Ben her gece duş alırım.

I shower every night.

Ben kalkar kalkmaz duş alırım.

- As soon as I get up, I have a shower.
- As soon as I get up, I take a shower.

Ben bazen sabahleyin duş alırım.

I sometimes take a shower in the morning.

Hesap Lütfen! Bunu bugün alırım.

The bill, please! I'll get this today.

Zengin olursam bir çiftlik alırım.

When I'm rich, I'll buy a farm.

Ben nadiren Tom'dan haber alırım.

I seldom hear from Tom.