Translation of "Kanıtla" in English

Cesur olduğunu kanıtla.

Prove you're brave.

Beni sevdiğini kanıtla.

Prove that you love me.

O, kanıtla karşı karşıyaydı.

He was confronted with the evidence.

İddiaları kanıtla desteklemek önemlidir.

It's important to back up claims with evidence.

Dan'ın hikaye versiyonu kanıtla eşleşmedi.

Dan's version of the story didn't match the evidence.

Tom'a gerçekten değer verdiğini kanıtla.

Prove that you really value Tom.

- Hatalı olduğumu kanıtla.
- Haksız olduğumu ispat et.

Prove me wrong.

"Aslında beni hiç sevmiyorsun. Tek önem verdiğin şey matematik!" "Ne münasebet, seni seviyorum!" "Kanıtla!" "Peki. Sevdiğim şeyler A kümesi olsun..."

"You don't really love me at all. You only care about your math stuff!" "Not at all, I do love you!" "Prove it!" "Okay. Let A be the set of the objects I love..."