Translation of "Aslında" in English

0.015 sec.

Examples of using "Aslında" in a sentence and their english translations:

Aslında.

Indeed.

Aslında...

Honestly...

Aslında stratomalitlerdi.

are actually stromatolites.

Milyarlarca aslında.

billions of them, actually.

Aslında evet

Actually yes

Aslında gerçekliğin

that made me realize

Aslında, bilmiyorum.

In fact, I don't know.

Aslında, evet.

Actually, yes.

Aslında bilmiyorum.

I actually don't know.

Aslında haklısınız.

Actually, you're right.

Aslında haklısın.

You're right actually.

Aslında ağlamadım.

I didn't actually cry.

Aslında, aslında Çin olduğunu tahmin edebilirdin.

Well, you might have guessed that it is indeed China.

- Aslında ciddi misiniz?
- Aslında ciddi misin?

Are you actually serious?

- Aslında faydalı oldu.
- Aslında yararlı oldu.

It has actually been beneficial.

- Aslında haksız değilsin.
- Aslında haksız değilsiniz.

You're not actually wrong.

- Aslında onu test etmedik.
- Aslında onu denemedik.

We haven't actually tested that.

Aslında, gençlik döneminde

In fact, when she was young,

Aslında basketbol oynuyorum.

Actually, I do play some basketball.

Aslında hepimiz yapabiliriz.

In fact, we can all do this.

Düşündüğümüzde aslında neden

and enjoy a great view

Aslında perspektif kazanıyorsunuz

you're actually gaining perspectives,

Hep oradaydı aslında.

It was always there, actually.

Ama aslında baksanıza!

But, actually look at this, look! [sniffs] Oh, god.

Aslında bazı durumlarda

In fact, in some instances,

Aslında Ayasofya'ya bakılınca

actually considering Hagia Sophia

Sadece başlangıcıydı aslında

it was just the beginning

Yani aslında battı

So it actually sank

Aslında dünyanın düşmanı

actually the enemy of the world

Bizim herşeyimiz aslında

Our everything is actually

Aslında, ben mutluyum.

In fact, I am happy.

Aslında, onu bilmiyordum.

- In fact, I did not know it.
- Actually, I didn't know that.

Aslında Dünya ısınıyor.

Actually, the earth is getting warmer.

Aslında onu sevmiyorum.

The fact is I do not love her.

Aslında kazayı görmedik.

We didn't actually see the accident.

Aslında senin hatan.

It is in fact your fault.

İş aslında bitti.

The work is actually finished.

Aslında Deal'de yaşamıyor.

She doesn't actually live in Deal.

Aslında seni düşünüyordum!

I was thinking of you actually!

Aslında savaş bitti.

The war is essentially over.

O, aslında naziktir.

He is kind at heart.

Aslında çok eğlenceli!

It's actually very fun!

Aslında ondan hoşlanmıyorum.

I don't really like him.

Aslında burada çalışıyorum.

I actually work here.

Aslında üniversiteye gitmedim.

I didn't actually go to college.

Aslında ona inanmıyorum.

I don't actually believe that.

Aslında biraz ciddiydim.

I was actually kind of serious.

Aslında gitmeye hazırım.

I'm actually ready to go.

Aslında çok yoğunum.

I'm actually very busy.

Aslında benim hatamdı.

It was actually my fault.

Aslında onunla yatmadım.

I haven't actually slept with him.

Aslında, onu seviyor.

In fact, he loves her.

Aslında biraz meşgulüm.

Actually, I'm kind of busy.

Aslında sen haklısın.

Actually, you're right.

Aslında o hasta.

In fact, he is sick.

Aslında yalan söyledi.

In fact, he lied.

Aslında Amerika'da bulunmadı.

He hasn't actually been to America.

Aslında o gerçek.

That’s actually the truth.

Aslında, kahveyi sevmem.

Actually, I don't like coffee.

Aslında, uzman sensin.

Factually you are an expert.

Aslında onu yapmayacağız.

We won't actually be doing that.

Aslında Tom'u arıyorum.

I'm actually looking for Tom.

Aslında havyar yemedi.

He hasn't actually eaten caviar.

Aslında, bunu almıyorum.

Actually, I'm not buying it.

Aslında nerede yaşıyorsun?

Where do you really live?

Aslında, oldukça sıkıcıydı.

Actually, it was pretty boring.

Aslında onunla tanışmadım.

- I never actually met him.
- I never actually met her.

Aslında aynı fikirdeyiz.

We basically agree.

Aslında bunu yaptık.

We actually did it.

Aslında asla olmadı.

It never actually happened.

Aslında kimse yaralanmadı.

Nobody was actually hurt.

Aslında onu biliyorum.

Actually, I know her.

Aslında onu yapabiliriz.

We might actually do that.

Aslında emin değilim.

I'm not sure actually.

Aslında bu civardanım.

I'm from around here, actually.

Aslında biraz korkuyorum.

I'm actually a little afraid.

Ben aslında Çinliyim.

I'm originally from China.

Aslında koşmak zorundayım.

I actually have to run.

Onlar aslında kimler?

Who are they really?

Gerçek aslında açıktır.

The truth is really clear.

Aslında Tom'u sevmiyorum.

As a matter of fact, I don't like Tom.

Aslında onlarla tanışmadım.

I've never actually met them.

Tom aslında Bostonludur.

Tom is originally from Boston.

San aslında hatalısın.

You're actually wrong.

Tom aslında Avustralyalı.

- Tom is originally from Australia.
- Tom originally comes from Australia.

Ben aslında hazırım.

I'm actually done.

Ve aslında, basitti!

And actually, it was simple!

Aslında çok kolaydır.

It's actually very simple.

Şey... Aslında hastayım.

Well... actually, I'm sick.

Aslında denediler de...

In fact, they tried.

Aslında o doğru.

- You're right actually.
- That's correct, actually.

Aslında düşündüğüm odur.

Actually, that's what I thought.

Aslında, onu yaptım.

As a matter of fact, I did it.

Aslında, bunu biliyorum.

Actually, I know that.