Translation of "Hissetmiyordu" in English

O iyi hissetmiyordu.

He was not feeling well.

Tom yorgun hissetmiyordu.

Tom didn't feel tired.

Tom iyi hissetmiyordu.

Tom wasn't feeling well.

Tom özellikle konuşkan hissetmiyordu.

Tom wasn't feeling particularly talkative.

Fadıl kendini güvende hissetmiyordu.

Fadil wasn't feeling secure.

Tom kendini pek iyi hissetmiyordu.

Tom wasn't feeling too good.

Birkaç içkiden sonra adam acı hissetmiyordu.

After a couple of drinks, the guy was feeling no pain.

Tom onu yapmaya hazır olduğunu hissetmiyordu.

Tom didn't feel he was ready to do that.

Sami kendini artık orada güvende hissetmiyordu.

Sami didn't feel safe there anymore.

Ve bu kişiler ülkelerinde kendilerini güvende hissetmiyordu.

who have never been in a country in which they feel safe.

Tom iyi hissetmiyordu, bu yüzden eve gitti.

Tom wasn't feeling well, so he went home.

Tom Mary'nin yeni arabasını sürerken rahat hissetmiyordu.

Tom didn't feel comfortable driving Mary's new car.

Sami kendini o adımı atmaya hazır hissetmiyordu.

Sami didn't feel ready to take that step.

Tom Mary'nin onun yapmasını istediği şeyi yapabileceğini hissetmiyordu.

Tom didn't feel he could do what Mary was asking him to do.

Tom çok iyi hissetmiyordu ama yine de işe gitti.

Tom didn't feel very well, but he went to work anyway.

- Leyla kendini seks için hazır hissetmedi.
- Leyla kendini seks için hazır hissetmiyordu.

Layla didn't feel ready for sex.

- Tom iyi hissediyordu, ama her halükarda çalışmaya gitti.
- Tom iyi hissetmiyordu ama yine de işe gitti.

Tom didn't feel well, but he went to work anyway.