Translation of "Giderim" in English

Koşmaya giderim.

I'm going to run.

İşe giderim.

I go to work.

Parka giderim.

I go to the park.

Sabahleyin giderim.

- I leave in the morning.
- I'm leaving in the morning.

Hemen giderim.

I'll go right now.

Yürüyerek giderim.

I go on foot.

Kyoto'ya giderim.

- I go to Kyoto.
- I'll go to Kyoto.

Kiliseye giderim.

I go to church.

Eve giderim.

I'm going to my place.

Gidebilsem, giderim.

If I could go, I would.

- Gidiyorum.
- Giderim.

I go.

- İşe bisikletle giderim.
- İşime bisikletle giderim.

I go to work by bicycle.

- Ben her yıl giderim.
- Her yıl giderim.

I go every year.

Diğerleri giderse, giderim.

I will go provided that the others go.

Ben dağa giderim.

I go to the mountain.

İşe bisikletle giderim.

- I bike to work.
- I cycle to work.

Osaka'ya otobüsle giderim.

I go to Osaka by bus.

Sinemalara nadiren giderim.

I rarely go to the movies.

Günaşırı alışverişe giderim.

I go shopping every other day.

NHK'a nasıl giderim?

How do I get to NHK?

İşe arabayla giderim.

I drive to work.

Günaşırı dişçiye giderim.

I go to the dentist's every other day.

Kitapçıya nasıl giderim?

How do I get to the bookstore?

Gerekirse seninle giderim.

If need be, I'll go with you.

Okula yaya giderim.

- I go to school on foot.
- I walk to school.

Gitmemi istersen giderim.

- If you want me to go, I will.
- If you want me to go, I'll go.

Bazen sinemaya giderim.

I sometimes go to the cinema.

Şimdi nereye giderim?

Where do I go now?

Gitmemi istersen, giderim.

If you want me to go, I'll go.

Okula otobüsle giderim.

I take the bus to school.

Sürekli Boston'a giderim.

I go to Boston all the time.

Okula Tom'la giderim.

I go to school with Tom.

Hoşlandığım yere giderim.

I go where I please.

Nadiren sinemalara giderim.

I seldom go to the movies.

İstersen seninle giderim.

I'll go with you if you like.

Israr edersen giderim.

I'll go if you insist.

İşe bisikletimle giderim.

- I bike to work.
- I ride my bike to work.

Günaşırı kütüphaneye giderim.

I go to the library every other day.

Okula bisikletle giderim.

I go to school by bicycle.

Oraya nasıl giderim?

How do I get there?

Ben markete giderim.

I go to the market.

Eğlenceli olursa giderim.

I'll go if it's fun.

Hangi yoldan giderim?

Which way do I go?

Her yere giderim.

I drive everywhere.

Yerinde olsam giderim.

I would go if I were you.

San Pablo'ya giderim.

I go to San Pablo.

Tiyatroya nasıl giderim?

How do I get to the theater?

Polise nasıl giderim?

How do I get to the police?

Genelde yaya giderim.

I usually go on foot.

Okula arabayla giderim.

I drive to school.

Buradan nereye giderim?

Where do I go from here?

Nadiren Boston'a giderim.

- I seldom go to Boston.
- I rarely go to Boston.

Boston'a çok giderim.

I go to Boston a lot.

Bazen Boston'a giderim.

I sometimes go to Boston.

Gitmek zorundaysam giderim.

I'll go if I have to.

Sen gidersen giderim.

- I will go if you go.
- I'll go if you go.

Evine nasıl giderim?

How do I get to your house?

Nadiren kütüphaneye giderim.

I seldom go to the library.

Avustralya'ya çok giderim.

I go to Australia a lot.

- Hava iyi olursa, giderim.
- Hava açık olursa, giderim.

- I will go, provided the weather is clear.
- I'll go if the weather's good.

- Tom giderse giderim.
- Tom giderse ben de giderim.

I'll go if Tom goes.

- Saat sekizde okula giderim.
- Okula saat sekizde giderim.

I go to school at eight o'clock.

- Pazar günü kiliseye giderim.
- Pazar günleri kiliseye giderim.

- I go to church on Sundays.
- I go to church on Sunday.
- On Sunday, I go to church.

- Yedide okula giderim.
- Okula yedide gidiyorum.
- Okula yedide giderim.

I go to school at seven.

- Sen de benimle gelirsen giderim.
- Yanımda olman şartıyla giderim.

I'll go provided you go with me.

İyi hissettiğimde yürüyüşe giderim.

When I feel fine, I go for a walk.

Nadiren bir kütüphaneye giderim.

I seldom go to a library.

Çin mahallesine nasıl giderim?

How do I get to Chinatown?

Gece yatmaya erken giderim.

I go to bed early at night.

Her pazar kiliseye giderim.

I go to church every Sunday.

Pazar günleri kiliseye giderim.

- I go to church on Sunday.
- On Sunday, I go to church.
- I go to the church on Sundays.

Onunla birlikte okula giderim.

I go to school with him.

Çalıştıktan sonra yatmaya giderim.

I go to bed after I study.

Her yıl oraya giderim.

I go there every year.

Pazar günü kiliseye giderim.

- I go to church on Sunday.
- I go to the church on Sundays.

Her gün kiliseye giderim.

I go to church every day.

Her gün Tokyo'ya giderim.

I go to Tokyo every day.

Sık sık sinemaya giderim.

I often go to the cinema.

Genellikle bisikletle okula giderim.

I usually go to school by bicycle.

Onun gelmesi şartıyla giderim.

I will go provided that she comes.

Otobüs terminaline nasıl giderim?

How do I get to the bus station?

Her sabah yürüyüşe giderim.

I go for a walk every morning.

Her yaz kırsala giderim.

I go to the country every summer.

Ben komşumla işe giderim.

I go to work with my neighbor.

Ben otobüsle işe giderim.

I go to work by bus.