Translation of "Yürüyerek" in English

Yürüyerek giderim.

I go on foot.

Ben yürüyerek gidiyordum.

I was going on foot.

Giderken yürüyerek gittim.

I went on foot only one way.

Oraya yürüyerek gidebilirim.

I can go there by foot.

Eve yürüyerek gidebilirim.

I can walk home.

Eve yürüyerek gitti.

- He walked home.
- He went home on foot.

Şüpheliler yürüyerek kaçtılar.

The suspects fled on foot.

Adam yürüyerek kaçtı.

The man fled on foot.

Tom yürüyerek kaçtı.

Tom fled on foot.

Okula yürüyerek gittim.

I walked to school.

Akıntıyı yürüyerek geçtim.

I waded across the stream.

Buraya yürüyerek geldim.

I got here on foot.

Eğer aşağıya yürüyerek inemiyorsam

well, if I can't walk down,

İnsanlar yürüyerek seyahat ederlerdi.

People used to travel on foot.

Tom caddeyi yürüyerek geçti.

Tom walked across the street.

Yürüyerek on beş dakika.

It's fifteen minutes on foot.

O, bahçeden yürüyerek geçti.

He walked across the garden.

Okula neden yürüyerek gidiyorsun?

Why do you go to school on foot?

Onlar işe yürüyerek giderler.

They go to work on foot.

Biz yürüyerek geri gidebiliriz.

We can walk back.

Tom işe yürüyerek giderdi.

Tom used to walk to work.

Tom zemini yürüyerek geçti.

Tom walked across the floor.

Sanırım yürüyerek geri döneceğim.

I think I'll walk back.

Köpek yürüyerek caddeyi geçti.

The dog walked across the street.

Ben işe yürüyerek giderim.

I walk to work.

O buraya yürüyerek geldi.

He arrived here on foot.

Tom yürüyerek geçip gitti.

Tom walked past.

Buradan işe yürüyerek gidebilirim.

I can walk to work from here.

Gençken okula yürüyerek gidiyordum.

I walked to school when I was young.

Merdivenlerden yürüyerek yukarı çıktılar.

They walked up the stairs.

Tom işe yürüyerek gider.

Tom walks to work.

Tom yürüyerek adliyeye gitti.

Tom walked into the courthouse.

Genellikle yürüyerek okula giderim.

Usually I go to school on foot.

İşe nadiren yürüyerek giderim.

I rarely walk to work.

Yürüyerek beni görmeye gelirdi,

She would walk in to see me,

Okula genellikle yürüyerek giderim.

- I usually walk to school.
- I generally walk to school.

Okula genelde yürüyerek gitmem.

I don't usually walk to school.

Tom buraya yürüyerek geldi.

- Tom arrived here on foot.
- Tom got here on foot.

İşe yürüyerek gitmeye alışkınım.

I'm used to walking to work.

- Eve yürüyerek gitti.
- O, eve yayan gitti.
- O, eve yürüyerek gitti.

He went home on foot.

- Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsun?
- Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsunuz?
- Okula her gün yürüyerek mi gidersin?

Do you go to school on foot every day?

1 saatte okula yürüyerek gidiyor.

across these deep ravines, in an isolated landscape.

Öğretmenin caddeyi yürüyerek geçtiğini gördüm.

I saw the teacher walk across the street.

Tom yürüyerek Kate'in evine gitti.

Tom walked Kate home.

Çoğu öğrenci okula yürüyerek geliyor.

Most students come to school on foot.

Oraya yürüyerek gitsen iyi olur.

You'd better go there on foot.

Yürüyerek beş dakikada parka vardık.

Five minutes' walk brought us to the park.

Oradan yürüyerek yoluma devam ettim.

From there I continued my way by foot.

Öğrencilerin çoğu okula yürüyerek gider.

Most students walk to school.

Her gün işe yürüyerek giderim.

I walk to work every day.

Bu noktadan itibaren yürüyerek gideceğiz.

From this point, we'll go on foot.

Buradan istasyona yürüyerek yarım saat.

It's half an hour by foot from here to the station.

Tom bazen işe yürüyerek gider.

Tom sometimes walks to work.

Tom yürüyerek podyuma geri döndü.

Tom walked back to the podium.

Onlar yürüyerek Tom'u geçmeye çalıştı.

They tried to walk past Tom.

Nehir burada sığ. Yürüyerek geçebiliriz.

The river is shallow here. We can walk across.

Daha önce, firmaya yürüyerek giderdi.

Before, he would go to the firm on foot.

Onlar yürüyerek büyük kıtayı geçtiler.

They crossed the vast continent on foot.

O yürüyerek evin yanından geçti.

He walked past the house.

Masako okula genellikle yürüyerek gider.

Masako usually walks to school.

Araban varsa neden yürüyerek gidiyorsun?

Why do you go on foot if you have a car?

Bir müddet yürüyerek göle geldik.

Having walked for some time, we came to the lake.

Bütün hafta okula yürüyerek gidemedim.

I couldn't walk to school for a whole week.

Tom yürüyerek Mary'nin yanından geçti.

Tom walked past Mary.

Ben nadiren işe yürüyerek giderim.

- I rarely walk to work.
- I seldom walk to work.

Otobüsle, metroyla veya yürüyerek gidebilirsin.

You can go by bus, by metro or on foot.

Tom yürüyerek otele geri döndü.

Tom walked back into the hotel.

Yürüyerek seyahat etmeyi tercih ediyorum.

I prefer to travel on foot.

Artık hiçbir yere yürüyerek gitmem.

I don't walk anywhere anymore.

Neredeyse hiçbir yere yürüyerek gitmem.

I almost never walk anywhere.

Sami yürüyerek yatak odasından çıktı.

Sami walked out of the bedroom.

Tom yürüyerek gitmeye karar verdi.

Tom decided to go on foot.

Yürüyerek gitmekten başka seçeneğimiz yoktu.

We had no choice but to go on foot.

- Ben yürüyerek gittim.
- Yaya olarak gittim.
- Tabanvayla gittim.
- Yürüyerek gittim.
- Yayan gittim.

I went on foot.

Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti.

The old man walked across the road carefully.

Okula yürüyerek gitmek yarım saatimizi alıyor.

It takes us half an hour to walk to school.

Bazı insanların caddeyi yürüyerek geçtiğini görebiliyorum.

I can see some people walking across the street.

- O, ofisine yürürdü.
- Ofisine yürüyerek giderdi.

He used to walk to his office.

Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.

- Some went on foot, and others by bicycle.
- Some went on foot, others by bicycle.

Okula her gün yürüyerek mi gidiyorsun?

Do you go to school on foot every day?

Tom her zaman okula yürüyerek gider.

Tom always walks to school.

Senin yaşındayken, okula yürüyerek gitmek zorundaydım.

When I was your age, I had to walk to school.

Onlar Tom'a doğru yürüyerek geri döndü.

They walked back toward Tom.

Babam her zaman işe yürüyerek gitmez.

- My father does not always walk to work.
- My father doesn't always walk to work.

Okulum istasyondan yürüyerek yaklaşık on dakikadır.

My school is about ten minutes' walk from the station.

İstasyona yürüyerek gitmek bir saat sürer.

It takes an hour to get to the station on foot.

Tom bu sabah okula yürüyerek gitmedi.

Tom didn't walk to school this morning.

Ben neredeyse hiç işe yürüyerek gitmem.

I hardly ever walk to work.

- Biz yaya gittik.
- Biz yürüyerek gittik.

- We went on foot.
- We walked.

Vienna'ya yürüyerek varmak ne kadar sürer?

How long does it take to get to Vienna on foot?