Translation of "Koşmaya" in English

0.019 sec.

Examples of using "Koşmaya" in a sentence and their english translations:

Koşmaya giderim.

I'm going to run.

Koşmaya başlayın.

Start running.

Koşmaya başladılar.

They started running.

Koşmaya gidiyorum.

I'm going running.

Koşmaya başladım.

- I began running.
- I started running.

Köpek koşmaya başladı.

The dog began to run.

O koşmaya başladı.

He began running.

Koşmaya devam edin.

Keep running.

Tom koşmaya başladı.

Tom began to run.

Tom koşmaya gitti.

Tom went running.

Herkes koşmaya başladı.

Everybody started running.

Tom koşmaya hazırdı.

Tom was ready to run.

Koşmaya devam ettim.

I kept running.

Sami koşmaya başladı.

Sami started running.

Hep birden koşmaya başladılar.

They began to run all at once.

Tom tepeye koşmaya başladı.

Tom started running up the hill.

Sadece koşmaya gitmek istiyordum.

I just wanted to go jogging.

Tom koşmaya devam etti.

Tom kept running.

Polisi görünce koşmaya başladılar.

They began to run when they saw the police.

Koşmaya gidemeyecek kadar yorgunum.

I'm too tired to go out jogging.

Gerçekten koşmaya başlamak zorundayız.

We really have to start running.

Koşmaya devam etmek zorundayım.

We have to keep on running.

Ne sıklıkta koşmaya gidersin?

How often do you go jogging?

İstasyona kadar koşmaya devam ettik.

We ran on as far as the station.

Her sabah koşmaya karar verdim.

I've decided to jog every morning.

O beni görünce koşmaya başladı.

When he saw me, he started running.

O her sabah koşmaya gider.

She goes running every morning.

Körlüğüne rağmen koşmaya karar verdi.

He made up his mind to jog in spite of his blindness.

Elinden geldiğince hızlı koşmaya çalıştı.

She tried to run as fast as she could.

Tom eve doğru koşmaya başladı.

Tom started running towards the house.

Neredeyse her sabah koşmaya giderim.

I go jogging almost every morning.

Babam geçen ay koşmaya başladı.

My father began jogging last month.

Herkes az önce koşmaya başladı.

Everyone just started running.

Her gün koşmaya gider misin?

Do you go running daily?

Yarım saat koşmaya devam etti.

He run on for half an hour.

İnsanlar aynı anda koşmaya başladılar.

People started to run all at once.

Ben sadece koşmaya devam ettim.

I just kept running.

Tom döndü ve koşmaya başladı.

Tom turned around and started to run.

Tom her gün koşmaya gider.

Tom goes jogging every day.

Sami daha hızlı koşmaya başladı.

Sami started running faster.

- Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.
- O, sigara içmeyi bıraktı ve koşmaya başladı.

He stopped smoking and started running.

Ve deli gibi koşmaya başlamak isteyeceksiniz.

and you'll probably want to start running like crazy.

Asla bir kurttan hızlı koşmaya çalışmayın!

Never try and outrun a wolf! -[exhales] -[barking continues]

Yerinden sıçradı, odanın içinde koşmaya başladı

He jumped up, ran around the room,

O, şemsiyesini kapattı ve koşmaya başladı.

She closed her umbrella and started running.

İşten hemen sonra genellikle koşmaya giderim.

I usually go jogging right after work.

Tom her türlü havada koşmaya gider.

Tom goes jogging in every kind of weather.

Tom arabadan atladı ve koşmaya başladı.

Tom jumped out of the car and started to run.

Çocuklar arabadan atladı ve koşmaya başladı.

The kids jumped out of the car and started running.

Tom atını dört nala koşmaya zorladı.

Tom urged his horse into a gallop.

Şimdi koşmaya gitmek için çok yorgunum.

I'm too tired to go jogging now.

Koşmaya gitmek istemeyen bir adama benziyor muyum?

Do I look like a guy who doesn't want to go jogging?

Benimle pist civarında koşmaya gitmek ister misin?

Do you want to go run around the track with me?

Ben işten sonra her gün koşmaya giderdim.

I used to go running every day after work.

Jim günde üç mil koşmaya özen gösterir.

Jim makes a point of jogging three miles every day.

O her sabah kahvaltıdan önce koşmaya gider.

She goes jogging every morning before breakfast.

Sonunda telefon kulübesini görünceye kadar koşmaya devam etti.

Tom ran and ran, until at last he saw the telephone booth.

- Her gün koşmaya giderim.
- Her gün koşu yaparım.

I go for a run every day.

Küçük kız kardeşimin elini tuttum ve koşmaya başladım.

I grabbed my little sister's hand and started running.

Tom sigara içtiği için artık gölette koşmaya gitmiyor.

Since Tom's been smoking, he doesn't go jogging at the pond anymore.

O, ünlü olmadan önce onun peşinde koşmaya başladı.

She started pursuing him before he became famous.

- Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı.
- O, sigara içmeyi bıraktı ve koşmaya başladı.
- Sigara içmeyi bıraktı ve koşuya başladı.

He stopped smoking and started running.

Jim haftada en az üç kez koşmaya gittiğini söylüyor.

Jim says he goes jogging at least three times a week.

Küçük kız kardeşimin elini yakaladım ve ardından ikimiz koşmaya başladık.

- I grabbed my little sister's hand, and the two of us started running.
- I grabbed my little sister's hand, and the two of us started to run.

Bu sabah Tom bana onunla koşmaya gitmek isteyip istemediğimi sordu.

Tom asked me this morning if I wanted to go jogging with him.

Ben küçük kız kardeşimin elini tuttum ve ikimiz koşmaya başladık.

I grabbed my little sister's hand, and the two of us started running.

Bu çitten daha uzun boylu bir rakun görürseniz, koşmaya başlayın.

If you see a raccoon taller than this fence post, start running.

Yine de bir ayı gördüğünüzde koşmaya başlamak iyi bir fikir olmayabilir.

although maybe it's not such a good idea to start running when you see a bear.

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

Villager Lakchmamma was working in a field in Karnataka state when her prize goat suddenly took off.

Koşmaya başlamasından sonra beş dakika olmamıştı ki bir kayaya takılıp düştü.

Not five minutes after he started running, he tripped on a rock.