Translation of "Gideceğim" in English

Gideceğim.

- I'm going to go.
- I'm going.
- I'll go.
- I will go.

- Hemen gideceğim.
- Derhal gideceğim.

- I am going to go right away.
- I'm going to go right away.

- Bu yoldan gideceğim.
- Böyle gideceğim.

I'll go this way.

- Ben parka gideceğim.
- Parka gideceğim.

- I'll go to the park.
- I will go to the park.

Sinemaya gideceğim.

- I'm going to go to the movies.
- I plan to go to the movies.
- I'm going to the movies.

Elbette gideceğim.

- Of course I will go.
- Of course I'll go.

Kyoto'ya gideceğim.

I'll go to Kyoto.

Eve gideceğim.

- I'm going to go home.
- I'll go home.

- Gideceğim.
- Gidiyorum.

I'm going to go.

Oraya gideceğim.

I'll go there.

Polise gideceğim.

I'm going to the police.

Alışverişe gideceğim.

I'll go shopping.

Şimdi gideceğim.

I'm going to go now.

Seninle gideceğim.

I'll go with you.

Uçakla gideceğim.

I'll go by plane.

Okula gideceğim.

- I'll go to school.
- I will go to school.

Arabayla gideceğim.

I'll go by car.

Evet, gideceğim.

Yeah, I’ll go.

Görmeye gideceğim.

I'll go see.

Hazırlanmaya gideceğim.

I'm going to go get ready.

Geri gideceğim.

- I'll come back.
- I will return.
- I'll go back.

İstanbul'a gideceğim.

I will go to Istanbul.

Atina'ya gideceğim.

I will go to Athens.

Tuvalete gideceğim.

I'm going to go to the bathroom.

Havaalanına gideceğim.

I'm going to go to the airport.

Boston'a gideceğim.

I'm going to go to Boston.

Tom'la gideceğim

I'm going to go with Tom.

Temizlemeye gideceğim.

I'm going to go clean up.

Toparlanmaya gideceğim.

I'm going to go pack.

Sana gideceğim.

I'm going to get you.

Üniversiteye gideceğim.

I'll go to college.

Kendim gideceğim.

I'll go by myself.

Taksiyle gideceğim.

I'll go by taxi.

Yürüyüşe gideceğim.

- I'll go for a walk.
- I'm going to go out and take a walk.

Ben gideceğim.

I'll leave.

Stockholm'e gideceğim.

I'm going to Stockholm.

Markete gideceğim.

I will go to the market.

Sahile gideceğim.

- I'll go to the beach.
- I will go to the beach.

Yarın gideceğim.

I leave tomorrow.

Giyinmeye gideceğim.

I'm going to go get dressed.

Detroit'e gideceğim.

I'll drive to Detroit.

Aşağıya gideceğim.

I'll go downstairs.

İçeri gideceğim.

I'll go in.

Bakmaya gideceğim.

I'll go look.

Sadece gideceğim.

I'll just go.

Tom'a gideceğim.

I'll go to Tom.

Plâja gideceğim.

- I'll go to the beach.
- I will go to the beach.

Derhal gideceğim.

- I am going to go right away.
- I'm going to go right away.

Onlarla gideceğim.

I'm going to go with them.

Onunla gideceğim.

I'm going to go with him.

Odama gideceğim.

I'm going to go to my room.

Nereye gideceğim?

Where am I going to go?

Metroyla gideceğim.

I'll go by subway.

Trenle gideceğim.

- I'll be going by train.
- I'll go by train.

Otobüsle gideceğim.

I'll go by bus.

Hastaneye gideceğim.

I'll go to the hospital.

- Doğru eve gideceğim.
- Direkt eve gideceğim.

I'll go straight home.

- Seninle birlikte gideceğim.
- Sizinle birlikte gideceğim.

I'll go along with you.

- Tom ile havaalanına gideceğim.
- Tom'la havaalanına gideceğim.
- Tom ile havalimanına gideceğim.
- Tom ile birlikte havaalanına gideceğim.

I'll go to the airport with Tom.

Son nefesimle gideceğim.

I'll leave with my last breath.

Eğer gelirsen gideceğim.

I will go if you come.

Ben yatmaya gideceğim.

I will hit the sack.

Hangi havalanından gideceğim?

Which airport do I leave from?

Gerekirse seninle gideceğim.

- I will go with you if necessary.
- I'll go with you if necessary.

Yarın yüzmeye gideceğim.

I will go swimming tomorrow.

Ben parka gideceğim.

- I'll go to the park.
- I will go to the park.

Yarın Hokkaido'ya gideceğim.

I will go to Hokkaido tomorrow.

Evet, seninle gideceğim.

Yes, I'll go with you.