Translation of "Alışverişe" in English

- O, alışverişe gitti.
- Alışverişe gitti.

- She has gone shopping.
- She went shopping.

Alışverişe mi?

Shopping?

Alışverişe gidecekler.

- They are going shopping.
- They go shopping.
- They'll go shopping.

Alışverişe gittim.

I went shopping.

Alışverişe gideceğim.

I'll go shopping.

Alışverişe gidiyorlar.

- They are going shopping.
- They go shopping.

Alışverişe gitti.

- She went shopping.
- He went shopping.

Alışverişe gidiyoruz.

We're going shopping.

Alışverişe gittik.

We went shopping.

Alışverişe gideceğiz.

We'll go shopping.

Alışverişe gidiyorum.

- I'm going shopping.
- I am going shopping.
- I'm going shopping!

Alışverişe gidelim.

- Let's go shopping.
- Let's go shopping!

Alışverişe giderler.

They go shopping.

Alışverişe gitmiyorlar.

They aren't going shopping.

- Bugün alışverişe gitmeliyim.
- Bugün alışverişe gitmek zorundayım.

I have to go shopping today.

- Dün Shibuya'da alışverişe çıktım.
- Dün Shibuya'da alışverişe gittim.
- Dün Shibuya'da alışverişe gittik.

We went shopping in Shibuya yesterday.

Yarın alışverişe gidiyorum.

- Tomorrow I am going shopping.
- Tomorrow I'm going shopping.

Annem alışverişe gitti.

- Mother has gone shopping.
- My mother has gone shopping.

O, alışverişe gitti.

- She has gone shopping.
- She is gone shopping.

Günaşırı alışverişe giderim.

I go shopping every other day.

Arkadaşlarımızla alışverişe gittik.

We went shopping with our friends.

Alışverişe gittiğimizi söyledin.

You said we were going shopping.

Tom alışverişe gitti.

- Tom went shopping.
- Tom has gone shopping.

Alışverişe gitmem gerekiyor.

- I have to go shopping.
- I need to go shopping.

"Neredeydin?" "Alışverişe gittim."

"Where were you?" "I went shopping."

Alışverişe gitmek istiyorum.

I want to go shopping.

Çarşıya alışverişe gidelim.

Let's go shopping downtown.

Jane alışverişe çıktı.

Jane is out shopping.

Arkadaşıyla alışverişe gitti.

She went shopping with her friend.

Bugün alışverişe gidemiyorum.

I can't go shopping today.

Yarın alışverişe gideceğim.

I'm going to go shopping tomorrow.

Onlar alışverişe gitti.

- They are out shopping.
- They went shopping.

Alışverişe gittin mi?

Did you go shopping?

Alışverişe gitmeyi unutma.

Don't forget to go shopping.

Alışverişe gitme zamanı.

It's time to go shopping.

Hadi alışverişe gidelim!

- Let's go shopping.
- Let's go shopping!

Alışverişe gitti mi?

- Did he go shopping?
- Did she go shopping?

Bugün alışverişe gidemezsin.

You can't go shopping today.

Alışverişe gitmeye niyetlenmiştim.

I had intended to go shopping.

Dün alışverişe gitmedim.

I didn't go shopping yesterday.

Alışverişe gitmek istedim.

I wanted to go shopping.

Yarın alışverişe gidelim.

Let's go shopping tomorrow.

Dün alışverişe gittik.

We went shopping yesterday.

Kızlar alışverişe gitti.

The girls went shopping.

Kiminle alışverişe gittin?

Who did you go shopping with?

Nadiren alışverişe çıkarım.

I rarely go shopping.

- Her sabah alışverişe çıkarım.
- Her sabah alışverişe giderim.

- I go grocery shopping every morning.
- I go shopping every morning.

- Tom ailesiyle birlikte alışverişe çıktı.
- Tom ailecek alışverişe gitti.

Tom went shopping with his family.

- Tom bensiz alışverişe gitti.
- Tom alışverişe ben olmadan gitti.

Tom went shopping without me.

Geçen Cumartesi alışverişe gittim.

I went shopping last Saturday.

Tom alışverişe gidiyor mu?

Does Tom go to the market?

Benimle alışverişe gitmeyecek misin?

Won't you go shopping with me?

O sadece alışverişe gidiyor.

She is just going shopping.

Ben alışverişe gitmek zorundayım.

I have to go shopping.

Annesi ile alışverişe gitti.

She went shopping with her mother.

Bir süpermarkete alışverişe gitti.

She went shopping at a supermarket.

Daha sonra alışverişe gidebiliriz.

We can go shopping later.

Alışverişe gitmek istiyor musun?

Do you want to go shopping?

Tom bugün alışverişe gidemez.

Tom can't go shopping today.

Tom alışverişe gitmeye niyetleniyor.

Tom intends to go shopping.

Tom çocuklarla alışverişe gitti.

Tom has gone shopping with the kids.

Benimle alışverişe gidecek misin?

Will you go shopping with me?

Tom'la alışverişe gideceğini düşündüm.

- I thought you were going to go shopping with Tom.
- I thought that you were going to go shopping with Tom.

Bugün alışverişe gitmek istemiyorum.

I don't want to go shopping today.

Her sabah alışverişe gidiyorum.

Every morning, I go shopping.

Sensiz asla alışverişe gitmemeliyim.

I should never go shopping without you.

O, alışverişe gitmeyi sever.

She loves to go shopping.

Yarın seninle alışverişe gidemeyebilirim.

I may not be able to go shopping with you tomorrow.

Neden benimle alışverişe gelmiyorsun?

Why don't you come shopping with me?

Alışverişe gitmeye ne dersin..

What do you say to going shopping?

Onunla alışverişe gitmediğimi söyledim.

I said that I didn't go shopping with her.

Bugün şehirde alışverişe gittim.

I went shopping in town today.

O mağazada alışverişe gittim.

I went shopping at that department store.

Ben yarın alışverişe gideceğim.

I'll go shopping tomorrow.

Tom daha alışverişe gitmedi.

Tom hasn't gone shopping yet.

Ne sıklıkta alışverişe çıkarsın?

How often do you go shopping?

Maria'nın alışverişe gitmesi gerekir.

Maria needs to go shopping.

Her sabah alışverişe çıkarım.

I go shopping every morning.

Tom, Mary'yle alışverişe gitti.

Tom went to shop with Mary.

Biz alışverişe gitmek zorundayız.

We have to go shopping.

Alışverişe yalnız gitmek istemiyorum.

I don't want to go shopping by myself.

Alışverişe gittiğimde bisikletim çalındı.

My bike was stolen when I went shopping.

Yarın alışverişe gitmek zorundayım.

Tomorrow I have to go shopping.

Alışverişe gitmeye ihtiyacımız var.

We need to go shopping.

Onun annesi alışverişe gitti.

Her mother has gone shopping.

Yoko dün alışverişe gitti.

Yoko went shopping yesterday.

O, alışverişe gitmeyi düşündü.

She intended to go shopping.

Anne mağazaya alışverişe gitti.

Mother went shopping at the department store.