Translation of "Fırsatımız" in English

Bizim fırsatımız

that makes real change,

Birçok fırsatımız oldu.

We've had a lot of opportunities.

- Harika bir fırsatımız var.
- Büyük bir fırsatımız var.

We have a great opportunity.

Kazanma fırsatımız var mı?

Do we have a chance of winning?

Bir sürü fırsatımız vardı.

We had a lot of chances.

- Şansımız yoktu.
- Fırsatımız olmadı.

We didn't have a chance.

Tom'la konuşmak için fırsatımız olmadı.

We didn't get a chance to talk with Tom.

Bunu yapma fırsatımız hiç olmadı.

We never had a chance to do that.

İngilizce kullanmak için az fırsatımız var.

We have little opportunity to use English.

Fransızca konuşmak için birkaç fırsatımız var.

We have few opportunities to speak French.

Fırsatımız varken Tom'u ziyaret etmememiz ne kötü.

It's a pity we didn't visit Tom when we had the chance.

Almanca konuşmak için çok az fırsatımız var.

We have few opportunities to speak German.

Sadece çevrim içi değil, yüz yüze de görüşme fırsatımız olur.

to build, not just online, but offline, in the months to come.