Translation of "Duymamıştı" in English

Görünüşe göre, o hiç tekrarlama duymamıştı.

Apparently, he had never heard of recursion.

Tom kaza hakkında bir şey duymamıştı.

Tom had heard nothing about the accident.

Ve hiç kimse böyle bir şey duymamıştı.

and no one had heard of it, so ...

Mağazayı pek çok kişiye sordum, ancak kimse onu duymamıştı.

I asked many persons about the store, but no one had heard of it.

Mağaza hakkında birçok insana soru sordum ama hiç kimse onu duymamıştı.

I asked many people about the store, but no one had heard of it.

Tom bana sık sık kök birası içtiğini söyledi, ama sadece ladin bira içmezdi, daha önce bunu hiç duymamıştı bile.

- Tom told me that he often drinks root beer, but he'd not only never drunk spruce beer, he'd never even heard of it.
- Tom told me he often drinks root beer, but he'd not only never drunk spruce beer, he'd never even heard of it.