Translation of "Mağaza" in English

Mağaza gidin!

- Go to the store!
- Go to the store.

Mağaza kapalı.

- The store's closed.
- The store is closed.

Mağaza nerede?

Where is the store?

Mağaza kapalıydı.

The store was closed.

Mağaza boştu.

The joint was empty.

Mağaza açık.

The store is open.

Arsız mağaza hırsızı,

the sassy shoplifter,

Mağaza caddenin karşısındadır.

The store is across the street.

Mağaza yedide kapatır.

- The store closes at seven.
- The shop closes at seven.

Bir mağaza arıyorum.

I am looking for a shop.

Mağaza neden kapalı?

Why is the store closed?

Mağaza çok kalabalıktı.

The shop was busy.

Mağaza neredeyse boş.

The store is almost empty.

Mağaza zaten kapalı.

The store is already closed.

Mağaza nispeten boştu.

The store was relatively empty.

Mağaza hemen kapatıldı.

The store was immediately closed.

Ben mağaza yöneticisiyim.

I'm the store manager.

En yakın mağaza nerede?

Where's the nearest department store?

Burada bir mağaza vardı.

There used to be a store right here.

Mağaza Pazar günleri kapalıdır.

The shop is closed on Sundays.

Mağaza tüm fiyatları yükseltti.

The store raised all the prices.

Mağaza evimin tam karşısındadır.

The store is just across from my house.

Mağaza benim evime yakındır.

The store is close to my house.

Dün mağaza tesadüfen kalabalıktı.

The store happened to be crowded yesterday.

Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.

- The store is closed Mondays.
- The store is closed on Mondays.

Mağaza, polis gözetiminde tutuluyor.

The shop is kept under police supervision.

Mağaza, tatil alışverişçileriyle doluydu.

The store was crowded with holiday shoppers.

Mağaza zaten kapalı olabilir.

The store might be closed already.

Mağaza on birde kapanır.

The store closes at eleven.

Mağaza çeşitli mallar satar.

The shop sells a variety of goods.

Mağaza yarın kapalı olacak.

The store will be closed tomorrow.

O ucuz bir mağaza.

That's a cheap store.

Mary mağaza soygunculuğundan tutuklandı.

Mary was arrested for shoplifting.

O mağaza insanlarla doluydu.

That shop was full of people.

Babam bir mağaza yönetir.

My father manages a store.

Tom mağaza hırsızlığından tutuklandı.

Tom has been arrested for shoplifting.

Mağaza ne zaman açılacak?

When will the store open?

Mağaza tıka basa dolu.

The store is jam-packed.

O mağaza iflas etti.

That store went bankrupt.

Mağaza geceleri de açıktır.

The store is also open at night.

Mağaza pazar günleri kapalıdır.

The store is closed on Sundays.

O mağaza çok uzak.

That store is too far.

Mağaza şehrin tam ortasında.

The store is right in the middle of the city.

Mağaza 7 de kapanıyor.

The store is closing at 7.

Bu mağaza bugün kapalı.

This department store is closed today.

Mağaza gece de açıktır.

The store also opens at night.

Mağaza ne zaman açılıyor?

What time does the store open?

Mağaza yüksek fiyatlarıyla tanınır.

The store is notorious for charging high prices.

Bu mağaza çok pahalı.

This store is too expensive.

Mağaza yarın iş için açılıyor.

The store opens for business tomorrow.

Mağaza büyük değildi, değil mi?

The store was not a big one, was it?

Adada tek bir mağaza var.

There's only one store on the island.

Yeni mağaza önümüzdeki hafta açılacak.

The new store is going to open next week.

Oraya vardığımda mağaza zaten kapanmıştı.

The store was already closed when I got there.

Ne yazık ki, mağaza kapalıydı.

- Unfortunately, the store was closed.
- Unfortunately the store was closed.

O mağaza son derece pahalı.

That store is exceptionally expensive.

Mağaza her türlü biblo satar.

The shop sells all sorts of bric-a-brac.

O, yeni bir mağaza açtı.

She opened a new store.

Bu mağaza çok büyük değil.

This store isn't very big.

Yıllardır bu mağaza ile ilgilenmekteyim.

I've dealt with this store for years.

Bu mağaza yediye kadar kapanmaz.

That store doesn't close till seven.

Bu mağaza yıllardır fiyatlarını yükseltmedi.

This store hasn't raised prices in years.

Yeni mağaza önümüzdeki hafta açılıyor.

The new store opens next week.

Mağaza vitrininde istediğim şeyi gördüm.

I saw what I wanted in the store window.

Mağaza bir satış tanıtımı yapıyor.

The store is advertising a sale.

Bu mağaza, kullanılmış kitapları satıyor.

- They sell used books in this store.
- This store sells used books.

Alışveriş merkezinde üç mağaza var.

There are three stores in the mall.

Burası her şeyi sattığımız mağaza.

Here in the store we sell anything.

O mağaza mutfak gereçleri satıyor.

That store sells kitchen-ware.

Bu mağaza erkek giyimi sunmaktadır.

This shop carries men's clothing.

Bu mağaza çeşitli baharatlara sahiptir.

This store has a variety of spices.

Bu mağaza saat dokuzda kapanır.

This store is closed at nine.

Bu mağaza saat sekizde açılır.

This store is opened at eight.

Bu mağaza tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilir.

This shop can supply all your requirements.

O mağaza erkek giysisi satar.

That store sells men's wear.

O mağaza iyi hizmet veriyor.

That store gives good service.

O mağaza artık kozmetik satmıyor.

That store no longer sells cosmetics.

Bu mağaza 2013 yılında kapandı.

That store closed in 2013.

Bu mağaza ne zaman açılır?

What time does that store open?

Bu caddede mağaza var mı?

Is there a department store on this street?

Tom'un çalıştığı mağaza kepenk kapatıyor.

The store where Tom works is going out of business.

Mağaza geçen yazın sonunda sahip değiştirdi.

The store changed hands at the end of last summer.

Herhangi bir ucuz mağaza biliyor musun?

Do you know of any inexpensive stores?

Mağaza her akşam saat dokuzda kapanır.

The shop is closed at nine every evening.

O mağaza et ve balık satar.

That store sells meat and fish.

Mağaza, kadınlar için pahalı aksesuarlar satar.

The shop sells expensive accessories for women.

Mağaza her zaman müşterilerle ile doludur.

The department store is always packed with customers.

Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı.

The store is closed until further notice.

Mağaza sabah 9:00'da açılır.

The store opens at 9 a.m.