Translation of "Doldurmak" in English

Bu formu doldurmak zorundasınız.

You have to fill out this form.

Tom bu formları doldurmak zorunda.

Tom has to fill out these forms.

Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın.

Then you just have to fill out this card.

Bütün bu formları doldurmak can sıkıcı.

Filling out all these forms is a pain in the neck.

Tom bir sürü form doldurmak zorundaydı.

Tom had to fill out lots of forms.

Bu çukuru bir şeyle doldurmak zorundayız.

We've got to fill this hole with something.

Tüm yapmanız gereken bu formu doldurmak.

All you have to do is fill in this form.

Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.

I have to fill in for Tom at the store.

Tek yapman gereken bu formu doldurmak.

All you have to do is fill out this form.

Tek yapmanız gereken bu formu doldurmak.

All you need to do is fill out this form.

Bu başvuru formunu Fransızca doldurmak zorunda mıyım?

Do I have to fill out this application form in French?

Ben hâlâ bu başvuru formunu doldurmak zorundayım.

I still have to fill out this application form.

İnsanların evde yerimi doldurmak zorunda kaldığı zamanlar oldu

There were times that people had to pick up the slack for me at home,

Canım bu anketi doldurmak istemiyor. Çok öge var.

I don't feel like filling out this questionnaire. There are too many items.

Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti.

Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.

Daha sonra yapman gereken şey bu müracaat formunu doldurmak.

What you need to do next is fill out this application form.

Ön masada hastaneye giriş için bir başvuru formu doldurmak zorundasın.

You have to fill out an application for admission to the hospital at the front desk.

O tankı gazla doldurmak, bir sürü para ve uzun bir zaman alır.

It takes a long time, and a lot of money, to fill that tank with gas.

- Tom'un doldurmak için bazı büyük ayakkabıları var.
- Tom oldukça zor bir görev devraldı.

Tom has some pretty big shoes to fill.