Translation of "Gereken" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "Gereken" in a sentence and their arabic translations:

Bence yapmamız gereken

وأنا أظن

Anlatmamız gereken hikâye

القصة التي نحتاج إلى قولها

gereken bir şiirdir .

ناقشناه بالفعل.

Düşünmeniz gereken iki boyut.''

أمران، يجب أن تفكر فيهما"

Yapmamız gereken son şey.

هو تنظيف المحيط.

Bütün yapman gereken beklemek.

كل ما عليك القيام به هو الإنتظار.

Emin olmamız gereken şey

يجب علينا جميعًا التأكد أنه لا يوجد طفل،

Yani buradan çıkarılması gereken mesaj:

لذا، فإن الرسالة السريعة هنا هي

Yani, burada çıkarılması gereken mesaj:

لذا، فإن الرسالة السريعة هنا هي،

Yapmamız gereken iki şey var.

لدينا أمران يجب أن نفعلهم.

Tamamlamamız gereken bir görev var.

‫لدينا مهمة يجب أن ننجزها.‬

Korunması gereken bir insan hakkı.

كحق من حقوق الإنسان التي تحتاج إلى الحماية.

Işte bu değişmesi gereken şey.

وهذا ما يجب تغييره.

Almam gereken bir karar vardı.

كان عليّ أن أقرّر.

Bizim müzelerimizde sergilenmesi gereken hazinenin

الكنز الذي يجب عرضه في متاحفنا

Bizim burada asıl görmemiz gereken

ما يجب أن نراه هنا

Yapmam gereken çok şey var.

لدي الكثير لأفعله.

Tek yapman gereken dikkatlice dinlemektir.

كل ما عليك فعله هو أن تسمع بعناية.

Tüm yapmanız gereken düğmeye basmaktır.

كل ما عليك فعله هو الضغط على الزر.

Tüm yapmanız gereken düğmeye dokunmak.

كل ما عليك فعله هو أن تكبس الزر.

O, hatırlamanız gereken bir şey.

هذا أمر عليك تذكره.

- Seninle konuşmam gereken bir şey var.
- Sana bahsetmem gereken bir şey var.

أريد أن أتحدث معك بموضوع

Yani burada çıkarılması gereken mesaj şu:

لذا، فإن الرسالة السريعة هنا هي:

O hâlde, cevaplanması gereken soru: neden?

وبالتالي، السؤال هو، لماذا؟

Burada olmaması gereken kişiyi tanımlamayı amaçlayan

الشخص الذي ليس من المفترض أن يكون هنا،

Yapmamız gereken benim için oldukça açık.

حسنًا، فما نحتاج إليه واضح جدًا بالنسبة لي.

Ve utanması gereken şeyler asla değildi.

وليس كشيء ينبغي عليه أن يشعر بالخزي منه.

Gereken bilgiye de teknolojiye de sahibiz.

لدينا المعرفة ولدينا التكنولوجيا.

Bisiklet sürmek için gereken motor becerisidir.

هي مهارة قيادة الدراجة.

Fakat bunun için gereken iğne yoktu.

لكن لم تتواجد الإبرة اللازمة لهذه العملية.

Fikrinizden vazgeçmeniz gereken bir an gelecek.

إذا أردتم فهم الصورة الأكبر.

Fakat aslında, yapmaları gereken de budur.

في الواقع هذا هو بالضبط ما عليهم فعله.

Cevaplamamız gereken bir soru oluşturduğunu görürsünüz,

فهي تطرح سؤالاً عن كيفيّة استجابتنا،

Bakmamız gereken çok fazla yön var.

لذلك توجد العديد من الطرق التي ننظر بها للأمر.

Ortaya çıkarmam, anlamam ve düzeltmem gereken

أردت كشف كل العالم المليء بالكراهية

Ama katetmemiz gereken çok yol var.

‫ولكن يجب أن نغطي مساحة كبيرة.‬

''Kızkardeşine Hemen Göndermen Gereken 32 Meme'' --

"عليك نقل 32 فكرة (Meme) إلى أختك حالًا".

Amacım onu olması gereken hâle getirmek.

بل أسعى للمحافظة عليه كما يجب.

Başlamak için tek gereken bir çatlak.

كل ما تحتاجه للبداية هو صدع

Bizim topraklarımızdan çıkan bizim olması gereken

ما حصلنا عليه من أرضنا يجب أن يكون

Yapmanız gereken tek şey kendinize bakmaktır.

كل ما عليك فعله أن تنتبه لنفسك.

Tek yapmanız gereken elinizden geleni yapmaktır.

كل ما عليك فعله هو بذل جهدك.

Bu proglamam gereken bir şey olurdu.

سيكون شيئًا عليّ بَرْمَجَتُهُ.

Sana sormam gereken bir sorum var.

- لدي سؤال أريد سؤالك عنه.
- عندي سؤال علي سؤالك عنه.

Söylememem gereken bir şey mi söyledim?

أقلت شيئا كان ينبغي علي أن لا أقوله؟

Hiçbir anne babanın almaması gereken bir telefondu.

وكانت المكالمة التي، لا يود استقبالها أي من الوالدين.

Bu noktada kendinize sormanız gereken soru şu,

والآن، السؤال الذي يجدر أن تسألوه لأنفسكم في هذه اللحظة،

Bu argümana ilişkin daha dürüstçe konuşmamız gereken,

في هذه الحالة، أعتقد أنه يغفل حقيقة مهمة

Yapmamız gereken tek şey onu uygulamayı seçmek.

فكل ما علينا فِعله هو أن نختار أن نحصل عليه.

Ele alınması gereken bazı zor sorunlar var:

هناك مشاكل أصعب يجب التعامل معها

Ve değişmesi gereken şeylerin birer işareti konumundalar.

وهي علامة على أن الأمور بحاجة إلى التغيير.

Yapmamız gereken diğer şey kurum ve düzenlemelerimizde

من اللازم أن نوقف الكراهية في مؤسساتنا

Elbette üstesinden gelmeleri gereken devasa engeller var

ولكن أمامهم بعض العقبات الضخمة التى يجب التغلب عليها لتحقيق ذلك.

Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.

‫ثمة شيئان يجب أن أتذكرهما ‬ ‫عندما أذهب إلى البرية.‬

Ve dikkatli olmanız gereken yer de burası.

‫وهنا يجب أن تكون حذراً بعض الشيء.‬

çünkü hâlâ gitmemiz gereken bir yol var.

لأنه لا تزال هناك مسافة علينا أن نقطعها.

Halkın sığınması gereken yer katiller mafyalar mıdır

هل القتلة هم المافيا حيث يلجأ الناس

Tek yapmamız gereken şey birazcık mesafeli olacağız

كل ما علينا فعله هو أن نبتعد قليلاً

Sizin de yapmanız gereken şey bence bu

أعتقد أن هذا ما عليك القيام به

Fakat burada bilmemiz gereken en önemli şey

ولكن أهم شيء نحتاج إلى معرفته هنا

Tüm yapmanız gereken bu cümleyi ezbere öğrenmek.

كل ما عليك فعله هو حفظ هذه الجملة عن ظهر قلب.

Tek yapman gereken Tom'a terk etmesini söylemek.

- كل ما عليك فعله هو إخبار توم بأن يرحل.
- كل ما عليك فعله هو إخبار توم بأن يغادر.

Yapmaman gereken bir şeyi yapıyormuşsun gibi görünüyorsun.

تبدو وكأنك فعلت شيئا ما كان عليك فعله.

Bence yapmamız gereken şey bu iki sözü almak

و أنا أظن أنّ ما يجب علينا فعله هو الأخذ بتلك الكلمتين،

Bana yazmak hakkında bilmem gereken her şeyi öğretti

علّمني كلّ ما أردته عن الكتابة.

Ulaşmamız gereken güzel, mükemmel bir iyilik durumu olduğunu

فإن هناك بعض الأحوال اللائقة والكاملة من الكمال الصحيّ

Çin'den daha açık ve özgür olması gereken toplumlarda

وفي أماكن التي كان من المفترض أن تكون منفتحة أكثر من الصين

Bunlar, ulaşmamız gereken gençlerin sadece bir kısmına ulaşacaklar.

فهي تستوعب جزءًا ضئيلًا فقط لا غير من الشباب المستهدف.

Bazen çözmemiz gereken sorunlar basitçe çok, çok zordur.

المشاكل التي علينا حلها هي في غاية الصعوبة

Bu hayatboyu sürecek ama çıkmamız gereken bir yolculuk.

هذه رحلة طوال الحياة ولكن كلنا من اللازم أن نأخذها.

Bilim hakkında bilmemiz gereken iki önemli şey var:

وهكذا هناك شيئان مهمان لنعرفهما عن العلم:

Bunun asıl bağırılması gereken yer Türk Tarih Kurumudur

النقطة الرئيسية لذلك يجب أن يصرخ هي الجمعية التاريخية التركية

İşte tam olarak çözmemiz gereken şey de bu

هذا هو بالضبط ما يتعين علينا حله

Hepimizin birlikte yapması gereken bir çalışma değil de

كما ذلك المشروع الجانبي هناك يعملُ عليه الأشخاص على اختلافهم،

Yapman gereken tek şey bu iki sayfayı okumak.

كل ما عليك فعله هو قراءة هاتين الصفحتين.

Yarına kadar yapmam gereken bir sürü şey var.

لدي الكثير من الاعمال يتوجب علي القيام بها قبل الغد.

Göz önünde bulundurulması gereken başka bir şey daha var.

لذلك هناك شيء آخر يجب اعتباره:

Ona intihara meyilli veya iyileşmesi gereken biri yaftası yapıştırmadım.

لم أحاول أن أوصمه بلقب المنتحر أو كشخص يحتاج أن يتحسن

Her gün bu çocukların öğrenmesi gereken bir şey oluyordu.

أن هؤلاء الأطفال يجب أن يتعلموا شيئا آخر.

Görmek ile ilgili öğrenmeniz gereken hâlâ çok şey var.

فلا زال لديكم الكثير لتتعلمونه حول الرؤية.

Yoksa bu birlikte yaşamamız gereken hayatın bir gerçeği mi?

أو إنها احدى حقائق الحياة التي يجب أن نتعايش معها؟

çünkü anlamam gereken yalnızca kendi nefret ve zalimliğim yerine

لأن الآن بدلاً من مجرد كراهيتي ومحاولة فهمها الشديدة

Ama orada onlara tek korkmaları gereken şeyin aslında kendinden

وسيكون من المفيد حقا أن يكون هناك شخص

Demek ki yapılması gereken virüsle inatlaşmadan önlemleri alarak yaşamak

لذا ما عليك القيام به هو العيش من خلال اتخاذ الاحتياطات دون العناد مع الفيروس.

Karşılarına aşmaları gereken bir göl veya nehir çıktığında ise

بحيرة أو نهر عليهم عبوره ،

Ve sahip olmak için gereken tek şey bize sorulan sorular.

وكل ما نحن بحاجة إليه هو الأسئلة الموجهة إلينا.

Sanırım erkek intiharı konusunda sormamız gereken bazı sert sorular var.

أعتقد أن هناك بعض الأسئلة الصعبة التي نحتاج أن نسألها حول انتحار الرجال.

Yapmaları gereken ilk şey eşlerini ve ailelerini davaya dâhil etmektir.

إنّ عليهم تجنيد شركائهم وعائلاتهم.

Ve mahallede çocukların oynaması gereken tek bir oyun kalmıştır geriye

وهناك لعبة واحدة فقط يلعبها الأطفال في الحي.

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

كنتُ لأحب كتابة مئات الجمل في تتويبا، لكن، عندي أشياء عليّ عملها.

O anı, ona söylemem gereken her şeyi söylemek adına fırsat bildim.

لذا انتهزت الفرصة وأخبرته بكل شيءٍ أحتجت أن أخبره به.

Halatla inişte dikkat etmeniz gereken en önemli şey bu. Onu neye bağladınız?

‫هذا أهم شيء عندما تهبط بالحبل،‬ ‫هو بأي شيء أنت مربوط؟‬

Bizim burada asıl sormamız gereken şey şu biz geçmişte miyiz gelecekte miyiz?

ما يجب أن نسأله هنا هو ما إذا كنا في الماضي أم أننا في المستقبل؟

Ama bu arama ve kurtarma çalışmasına başlamadan önce vermemiz gereken bir karar var.

‫ولكن قبل أن نبدأ في مهمة البحث والإنقاذ،‬ ‫علينا أن نتخذ القرار.‬

İç kapak, bir anahtarla manuel olarak sökülmesi gereken 6 büyük cıvata ile yerine sabitlendi

تم تثبيت الفتحة الداخلية في مكانها باستخدام 6 براغي كبيرة ، والتي كان يجب فكها يدويًا

Hâlâ çölde keşfetmemiz gereken bir sürü yer var. Ama yılan zehri bu sıcakta fazla dayanmaz.

‫ما زال هناك جزء كبير من الصحراء لنستكشفه،‬ ‫ولكن سم الحية ‬ ‫لن يصمد طويلاً في هذه الحرارة.‬