Translation of "Düşüncelerini" in English

0.364 sec.

Examples of using "Düşüncelerini" in a sentence and their english translations:

Düşüncelerini okuyabilirim.

I can read your thoughts.

- Düşüncelerini defterine yazdı.
- Düşüncelerini defterine geçirdi.

He put down his thoughts in his notebook.

Onlar düşüncelerini değiştirmediler.

They haven't changed their mind.

Düşüncelerini neden gizliyorsun?

Why do you hide your thoughts?

Düşüncelerini resimlerle açıkladı.

- She explained her idea by means of pictures.
- She explained her ideas with images.

Düşüncelerini kağıda döktü.

She put down her thoughts on paper.

Düşüncelerini söyle bize.

Tell us your thoughts.

Düşüncelerini kendine sakla.

Keep your thoughts to yourself.

Düşüncelerini yazıyor musun?

Do you write down your thoughts?

Düşüncelerini bilmek nasıl olurdu?

What if I could have?

O, düşüncelerini kağıda döktü.

He put his thoughts on paper.

Tom düşüncelerini kâğıda döktü.

Tom put his thoughts on paper.

Onların düşüncelerini değiştirmeye çalışacağım.

I'll try to change their minds.

Tom düşüncelerini sıraya koyamadı.

Tom couldn't put his thoughts in order.

Düşüncelerini paylaştığın için teşekkürler.

Thanks for sharing your thoughts.

Biz neredeyse birbirimizin düşüncelerini okuyabiliriz.

We can just about read each other's minds.

Tom bir dakikada düşüncelerini toplar.

Tom collects his thoughts for a minute.

Tom düşüncelerini toplamak için durakladı.

Tom paused to collect his thoughts.

Tom ve Mary düşüncelerini değiştirmedi.

Tom and Mary haven't changed their minds.

Bu konuda düşüncelerini verebilir misin?

Can you give your thoughts on that?

Buradaki bazı insanların düşüncelerini tahmin edebiliyorum

I can imagine some people here are actually thinking

O, düşüncelerini sözlere çevirmede iyi değil.

He is not good at putting his thoughts into words.

Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.

His book incorporates all his thinking on the subject.

Tom, insanların onun hakkındaki düşüncelerini önemsemez.

Tom doesn't care what people think about him.

Bize bu konuda düşüncelerini verebilir misin?

Can you give us your thoughts on that?

Tom insanların düşüncelerini okuyabileceğini iddia ediyor.

Tom claims that he can read people's minds.

Umarım Tom ve Mary düşüncelerini değiştirir.

I hope Tom and Mary change their minds.

Fikir ve düşüncelerini kendine hapishane yapma.

Do not make your ideas and thoughts your prison.

Sami Leyla'ya İslam konusunda düşüncelerini anlattı.

Sami told Layla what he thought about Islam.

- Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
- Bu konu hakkındaki düşüncelerini duymaya can atıyorum.

I look forward to hearing your thoughts on this matter.

Ben asla umut ve hayallerin düşüncelerini bulmayacağım.

I will never find thoughts of hope and dreams.

Sözcükler olmadan bile duygularını ve düşüncelerini anladım.

I understood your feelings and thoughts even without words.

Sözcükler bile olmadan duygularını ve düşüncelerini anlıyorum.

I understand your feelings and thoughts even without words.

Metin, yazarın düşüncelerini ve duygularını ifade eder.

The text represents the thoughts and the feelings of the author.

Tom düşüncelerini toplamak için bir an durakladı.

Tom paused for a moment to collect his thoughts.

Sözcükler bile olmadan onun duygularını ve düşüncelerini anladım.

I understood her feelings and thoughts even without words.

O, tüm düşüncelerini ve duygularını kayıt altına aldı.

She chained up all his thoughts and feelings.

Çoğu insan düşüncelerini açıkça sözle ifade etmekten acizdir.

Most people are incapable of verbalising their thoughts clearly.

Filozoflar çoğu zaman en iyi düşüncelerini tek başına düşünür.

Philosophers oftentimes think their best thoughts alone.

O, sözcükler bile olmadan senin duygularını ve düşüncelerini anladı.

He understood your feelings and thoughts even without words.

O, sözcükler bile olmadan senin duygularını ve düşüncelerini anlıyor.

He understands your feelings and thoughts even without words.

Tom, yabancıların onun düşüncelerini duyabileceği sanrısından muzdaripti. Bu tabii ki saçmalık.

Tom suffered from the delusion that strangers could hear his thoughts. Of course that's nonsense.

- Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.
- Tom'un düşüncelerini bana empoze etmesinden yıldım.
- Tom'un düşüncelerini bana dikte etmesinden usandım.
- Tom'un fikirlerini bana zorla benimsetmek istemesinden yoruldum.

- I'm tired of Tom shoving his opinions down my throat.
- I'm tired of Tom ramming his ideas down my throat.
- I'm fed up with Tom forcing his opinions on me.
- I'm sick of Tom jamming his opinions down my throat.
- I got tired of Tom cramming his opinions down my throat.
- I've had enough of Tom pushing his ideas on me.
- I'm tired of Tom imposing his opinions on me.