Translation of "Kağıda" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kağıda" in a sentence and their english translations:

Hediyeyi kağıda sardı.

She wrapped the present in paper.

Tom kağıda baktı.

Tom glanced over the paper.

Düşüncelerini kağıda döktü.

She put down her thoughts on paper.

Kağıda ihtiyacımız var.

We need paper.

Adımı kağıda yazdım.

I wrote my name on the paper.

Bunu da kağıda yazıyorsunuz,

You put that on a strip of paper,

Annem sandviçleri kağıda sardı.

My mother wrapped the sandwiches in paper.

O, düşüncelerini kağıda döktü.

He put his thoughts on paper.

Biraz kağıda ihtiyacım var.

- I need some paper.
- I want some paper.

Onun adresini kağıda kaydettim.

I put down his address on paper.

O, onu kağıda sardı.

She folded it in paper.

- Kağıda düz bir çizgi çizdi.
- Kağıda düz bir çizgi çekti.

She drew a straight line on the paper.

Hangi miktarda kağıda ihtiyacın var?

What quantity of paper do you need?

O, kağıda bazı hediyeler sardı.

She wrapped some gifts in paper.

Biraz daha kağıda ihtiyacımız olabilir.

We may need some more paper.

Yazıcı için kağıda ihtiyacım var.

I need paper for the printer.

Bu evraklar geri dönüştürülmüş kağıda bastırıldı.

These documents were printed on recycled paper.

Tom kağıda düz bir çizgi çizdi.

Tom drew a straight line on the paper.

Öğretmen her kağıda bir yorum koydu.

The teacher put a comment on each paper.

Çizimlerim için daha çok kağıda ihtiyacım var.

I need more paper for my drawings.

Onu bu bir parça kağıda yazar mısın?

Would you mind writing it down on this piece of paper?

- Biraz kağıda ihtiyacım var.
- Bir miktar kağıt istiyorum.

I want some paper.

O konuşamadığı için onu bir parça kağıda yazdı.

Unable to speak, he wrote it on a piece of paper.

Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.

Soon, newspapers won't be printed on paper. They'll only be available through the Internet.

Tom telefon numarasını bir parça kağıda yazdı ve onu Mary'ye uzattı.

Tom wrote his phone number on a piece of paper and handed it to Mary.

- Bir parça kağıda onun adresini yazdım.
- Onun adresini bir kağıt parçasına yazdım.

I wrote down his address on a piece of paper.

- Turistler gece kulübünde üç kağıda geldi.
- Turistler gece kulübünde söğüşlendi.
- Turistler gece kulübünde kazıklandı.

The tourists were ripped off at the nightclub.

Tom Mary'nin telefon numarasını bir parça kağıda yazdı ve onu telefonunun yanındaki masaya koydu.

Tom wrote Mary's phone number on a piece of paper and laid it on the table near his telephone.

Zaten birkaç yıl önce gazeteleri kağıda basılı olarak almaya son verdim. Onları yalnızca elektronik formatta okuyorum.

I stopped buying newspapers in paper form a few years ago already; I only read them in electronic format.

Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.

I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.

Bir zarfa ve bir parça kağıda ihtiyacım var. Ayrıca bir kurşun kalem ya da dolma kaleme ihtiyacım var.

- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
- I need an envelope and a piece of paper. I also need either a pencil or a pen.