Translation of "Bitirmeyi" in English

Yakında bitirmeyi umuyorum.

I hope to finish soon.

Başladığımı bitirmeyi seviyorum.

I like to finish what I start.

İşi bitirmeyi erteleme.

Don't delay finishing the business.

Projeyi bitirmeyi başardık.

We succeeded in finishing the project.

Tom yarışı bitirmeyi başaramadı.

Tom failed to finish the race.

Bunu bugün bitirmeyi umuyorum.

I hope to finish this today.

Onu dün bitirmeyi ümit etmiştim.

- I hoped to have finished it yesterday.
- I had hoped to finish it yesterday.

İşi hiç yardım almadan bitirmeyi başardı.

He managed to finish the work without any help.

Tom 2.30'dan önce işi bitirmeyi başardı.

Tom managed to finish the work before 2:30.

- Ondan ayrılmayı planlıyorum.
- Onunla ilişkiyi bitirmeyi planlıyorum.

I plan to break up with her.

Tom hafta sonunda biriken işleri bitirmeyi planladı.

Tom had planned to catch up on some work over the weekend.

Tom raporu gelecek haftaya kadar bitirmeyi umuyor.

Tom expects to finish the report by next week.

Tom herhangi bir yardım olmadan işi bitirmeyi başarabildi.

Tom managed to finish the work without any help.

İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.

I plan to finish it in two or three minutes.

- Kız arkadaşımla ilişkiyi bitirmeyi düşünüyorum.
- Kız arkadaşımla ayrılmayı düşünüyorum.

I'm thinking about breaking up with my girlfriend.

Tom'un onu yapmayı ne zaman bitirmeyi planladığın öğrenmek istiyorum.

I want to find out when Tom is planning to finish doing that.

Pazartesi öğleden önce bunu yapmayı bitirmeyi başaramayacağım gibi görünmüyor.

It doesn't look like I'm going to be able to finish doing that before Monday afternoon.

- Erkek arkadaşından ayrılmayı planlıyor.
- O erkek arkadaşıyla ilişkiyi bitirmeyi planlıyor.

She plans to break up with her boyfriend.

Uyumayı tercih etmiyorum ve bu kitabı okumayı bitirmeyi tercih ediyorum.

I'd rather not sleep and finish reading this book.

Tom sadece bir gün içinde bütün işi bitirmeyi zor buldu.

Tom found it difficult to finish all the work in just one day.

- Tom kız arkadaşından ayrılmayı planlıyor.
- Tom kız arkadaşıyla ilişkiyi bitirmeyi planlıyor.

Tom plans to break up with his girlfriend.