Translation of "Başardı" in French

0.007 sec.

Examples of using "Başardı" in a sentence and their french translations:

Sonunda başardı.

Il a ri le dernier.

Tom başardı.

Tom a réussi.

Zoru başardı.

Il a tenté le destin et a réussi.

Kutuyu açmayı başardı.

Elle a pu ouvrir la boîte.

O kaçmayı başardı.

- Il a réussi à s'évader.
- Il a réussi à s'échapper.

O işini başardı.

Il est arrivé à bout de son travail.

İkinci denemesinde başardı.

Il a réussi à son deuxième essai.

Sonunda o başardı.

Finalement, elle y est parvenue.

O deneyip başardı.

Il a essayé, et il l'a fait.

Araba kullanmayı öğrenmeyi başardı.

Elle se ménagea afin d'apprendre à conduire une voiture.

O, sorunu çözmeyi başardı.

- Il parvint à résoudre le problème.
- Il est parvenu à résoudre le problème.

İstediğini elde etmeyi başardı.

Elle a réussi à obtenir ce qu'elle voulait.

Tüm zorluklara rağmen başardı.

Il a réussi malgré toutes les difficultés.

Nehri yüzerek geçmeyi başardı.

Il a réussi à traverser la rivière à la nage.

Dedektif gizemi çözmeyi başardı.

Le détective a réussi à élucider le mystère.

O, dağa tırmanmayı başardı.

Il a réussi à escalader la montagne.

Harry nehri yüzerek geçmeyi başardı.

- Harry réussit à traverser la rivière à la nage.
- Harry a réussi à traverser la rivière à la nage.

Bir araba sürmeyi öğrenmeyi başardı.

Elle a réussi à apprendre à conduire une voiture.

Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.

Après tout, il a réussi l'examen.

O zar zor kaçmayı başardı.

Elle l'a échappé belle.

Tom bir pencereden kaçmayı başardı.

Tom réussit à s'enfuir par une fenêtre.

Mary bir camdan kaçmayı başardı.

Marie a réussi à s'enfuir par une fenêtre.

O sonunda yapmaya başladığı şeyi başardı.

Il a finalement accompli ce qu'il avait entrepris.

Savaştan sonra, Güney Amerika'ya kaçmayı başardı.

- Après la guerre, il se débrouilla pour s'enfuir en Amérique du Sud.
- Après la guerre, il s'est débrouillé pour s'enfuir en Amérique du Sud.

Savaştan sonra, Güney Amerika'dan kaçmayı başardı.

Après la guerre, il se débrouilla pour s'enfuir en Amérique du Sud.

Büyük oğlu mirasını ikiye katlamayı başardı

Le fils aîné réussit à doubler son héritage.

O tekneyle Pasifik Okyanusu'nu geçmeyi başardı.

Elle a été capable de traverser l'océan Pacifique en bateau.

O sonunda eski arkadaşını bulmayı başardı.

Elle se débrouilla finalement pour entrer en contact avec son vieil ami.

Başardı. Ama orada çok oyalanmasa iyi eder.

Il a réussi. Mais mieux vaut ne pas s'attarder.

Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.

Elle avait pu se réfugier au fond de la faille.

İnsanoğlu, hayvanlardan çok daha fazla şey başardı.

Les êtres humains ont accompli beaucoup plus que les animaux.

O, spor yarışmasında olağanüstü performansları koymayı başardı.

Il a réalisé des performances remarquables à la compétition d'athlétisme.

Büyük oğul mirası iki katına çıkarmayı başardı.

Le fils aîné a réussi à doubler son héritage.

Burada ise durum komedisi ile insanları güldürmeyi başardı

ici, il a réussi à faire rire les gens avec la sitcom

Başardı , bu da BAE ekonomisine birçok fayda getirdi.

et à les distribuer, ce qui a apporté de nombreux avantages à l'économie des Émirats.

Demek istediğim bu asla olmayacak bir hikâyeydi ama yine de başardı.

Cette histoire aurait pu ne jamais arriver, et pourtant.

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

Mais, pour l'instant, cette famille a survécu à la plus longue nuit sur Terre.

Sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise

troupes sur la côte pour faire des attaques de diversion; tandis que Napoléon se retire de plus en plus d'unités

Kötü hazırlanmış emirler gecikmeye neden oldu ve Koalisyon ordusu kaçmayı başardı.

Des ordres mal rédigés ont entraîné des retards et l'armée de la coalition a pu s'échapper.

Kurmayı başardı . Aynı dönemde bir ofis binasına asansör kuruldu. Araçlar mevcut ve

à l'installer dans le nouveau magasin de Taylor à New York et en Au cours de la même période, un