Translation of "Başardı" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Başardı" in a sentence and their portuguese translations:

Sonunda başardı.

Ela finalmente conseguiu.

Tom başardı.

Tom conseguiu.

Kutuyu açmayı başardı.

Ela conseguiu abrir a caixa.

O kaçmayı başardı.

Ele conseguiu escapar.

Tom kaçmayı başardı.

Tom conseguiu escapar.

O deneyip başardı.

Esforçou-se e conseguiu.

Tom seçilmeyi başardı.

Tom conseguiu se eleger.

Tom nihayet başardı.

Tom finalmente obteve sucesso.

Ferdinand Macellan neyi başardı?

Que fez Ferdinand Magellan?

Tom yangını söndürmeyi başardı.

Tom conseguiu apagar o fogo.

Tom onu nasıl başardı?

Como foi que Tom arrancou aquilo?

Harry nehri yüzerek geçmeyi başardı.

Harry consegue atravessar o rio nadando.

Tom nehri yüzerek geçmeyi başardı.

Tom conseguiu atravessar o rio nadando.

Betty iyi şarkı söylemeyi başardı.

Betty conseguiu cantar bem.

- Kim başardı?
- Kim başarılı oldu?

Quem conseguiu?

Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.

Por fim, Mario conseguiu conquistar o amor da princesa.

Tom otelin arkasında park etmeyi başardı.

Tom conseguiu estacionar atrás do hotel.

Tom, Mary'yi dansa götürmeyi nasıl başardı?

Como o Tom conseguiu levar a Mary para o baile com ele?

Başardı. Ama orada çok oyalanmasa iyi eder.

Conseguiu. Mas é melhor não ficar por aqui.

Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.

E, graças a Deus, conseguiu enfiar-se fundo naquela fenda.

Tom sonunda beğendiği bir işe girmeyi başardı.

Tom finalmente conseguiu um emprego do qual gostava.

Burada ise durum komedisi ile insanları güldürmeyi başardı

aqui ele conseguiu fazer as pessoas rirem com uma comédia

Tom yirmi dakikadan daha az bir sürede oraya varmayı başardı.

Tom conseguiu chegar em menos de vinte minutos.

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

Mas, por agora, esta família sobreviveu à noite mais longa da Terra.

Sen kitabı eline almazken, o ders çalıştığı için doğal olarak ödülü kazanmayı başardı.

Ela recebeu um prêmio naturalmente porque estudou, enquanto você nem sequer pegou um livro.

Mucize eseri olarak, tüm yolcular üç dakikadan daha az süre içinde yanan uçaktan ayrılmayı başardı.

Milagrosamente todos os passageiros conseguiram sair do avião em chamas em menos de três minutos.