Translation of "Başardı" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Başardı" in a sentence and their spanish translations:

Sonunda başardı.

Finalmente, ella triunfó.

Tom başardı.

Tom tuvo éxito.

Zoru başardı.

Él tentó a la suerte y lo logró.

Kutuyu açmayı başardı.

Ella logró abrir la caja.

O kaçmayı başardı.

Logró escaparse.

O işini başardı.

Él acabó todo su trabajo.

Sonunda o başardı.

Finalmente, ella tuvo éxito.

O deneyip başardı.

Se esforzó y lo consiguió.

Sonunda yerden kalkmayı başardı.

Al fin consiguió levantarse del suelo.

Şirket ayakta kalmayı başardı.

La empresa consiguió mantenerse a flote.

Bill sınavı geçmeyi başardı.

Bill logró aprobar el examen.

Araba kullanmayı öğrenmeyi başardı.

Ella consiguió aprender a manejar un auto.

İstediğini elde etmeyi başardı.

Ella consiguió lo que quería.

Ferdinand Macellan neyi başardı?

¿Qué hizo Ferdinand Magellan?

Ona gerçeği söyletmeyi başardı.

Ella logró sacarle la verdad.

Tom onları kurtarmayı başardı.

- Tom logró salvarlos.
- Tom logró salvarlas.

O, dağa tırmanmayı başardı.

Consiguió escalar la montaña.

- O çok çalıştığından dolayı başardı.
- O, sıkı çalıştığı için başardı.

Él lo logró porque trabajó mucho.

Kutuyu açıp geçmişini kabullenmeyi başardı.

logró desbloquearse y aceptar su pasado.

ülkelerindeki gelir eşitsizliğini düzeltmeyi başardı.

a través de impuestos más altos y programas de bienestar social.

Harry nehri yüzerek geçmeyi başardı.

Harry consiguió atravesar el río nadando.

O bunu yapmayı nasıl başardı?

¿Cómo logró hacer eso?

Tom bana doğruyu söylemeyi başardı.

Tom pudo decirme la verdad.

Sonunda bir iş bulmayı başardı.

Por fin logró conseguir un trabajo.

Polis arabanın sahibini bulmayı başardı.

La policía logró localizar al propietario del vehículo.

- Kim başardı?
- Kim başarılı oldu?

¿Quién tuvo éxito?

O nehri yüzerek geçmeyi başardı.

Él logró atravesar el río a nado.

Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.

Por fin, Mario logró ganar el amor de la princesa.

Kendisini belediye başkanı olarak seçtirmeyi başardı.

Ella consiguió hacerse elegida como alcalde.

Hakaret edilmesine rağmen öfkesini tutmayı başardı.

A pesar de ser insultado, él consiguió mantener su temperamento.

O sonunda yapmaya başladığı şeyi başardı.

Él logró al fin su objetivo.

O tekneyle Pasifik Okyanusu'nu geçmeyi başardı.

Ella pudo atravesar el océano Pacífico en bote.

Tom otelin arkasında park etmeyi başardı.

Tomás pudo estacionar detrás del hotel.

Başardı. Ama orada çok oyalanmasa iyi eder.

Fue un éxito. Pero mejor no quedarse.

Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.

Y gracias a Dios pudo esconderse en esa grieta.

İnsanoğlu, hayvanlardan çok daha fazla şey başardı.

Los seres humanos han logrado mucho más que los animales.

Tom sonunda beğendiği bir işe girmeyi başardı.

Tom finalmente logró conseguir el trabajo que le gustaba.

Burada ise durum komedisi ile insanları güldürmeyi başardı

aquí logró hacer reír a la gente con comedias

Tom sonunda Mary'nin gerek fikrini ondan almayı başardı.

Al fin Tom ha conseguido descubrir de ella la verdadera opinión de María.

Tom onu kaçıranların kilitli tuttuğu odadan kaçmayı başardı.

Tom logró escapar de la habitación donde sus secuestradores lo tenían encerrado.

Ciddi kayıplar almalarına rağmen Memlük komutanı hattını sağlam tutmayı başardı

A pesar de tener bajas considerables el comandante mamluk mantuvo su línea estable al rodear

Tom yirmi dakikadan daha az bir sürede oraya varmayı başardı.

Tom fue capaz de llegar allí en menos de veinte minutos.

Demek istediğim bu asla olmayacak bir hikâyeydi ama yine de başardı.

En resumen, esa historia no habría ocurrido y, sin embargo, sucedió.

Ama şimdilik... ...bu aile, Dünya'daki en uzun geceden sağ çıkmayı başardı.

Pero, por ahora, esta familia sobrevivió a la noche más larga de la Tierra.

Sahtekarlık amaçlı saldırılar yapmak için kıyıya asker çıkarmayı başardı ; Napolyon ise

tropas en la costa para realizar ataques de distracción; mientras que Napoleón retiraba cada vez más unidades

Kötü hazırlanmış emirler gecikmeye neden oldu ve Koalisyon ordusu kaçmayı başardı.

Las órdenes mal redactadas provocaron retrasos y el ejército de la Coalición pudo escapar.